┏━━━━━━༻❁༺━━━━━━┓ "Derinlerimde bir yangın, asla
sönmüyor. Yandıkça yanıyor,
Yanıyor da hep bana sıçrıyor."┗━━━━━━༻❁༺━━━━━━┛
Mavi Gri Ölümle Yaşam Arasında
🥀
Son kalp atışlarımın ritmini duyar gibiydim her bir hamle bir kalp atışımdı. Kalbim atacak atacak daha sonra duracaktı. Zor olan itiraf değildi, zor olan itiraf ettikten sonrasıydı. Yanmak gibiydi, bin yangınıma bir eklemek gibiydi.
Yandığımı hissediyordum.
Diri diri yanıyordum karşısında, on yedi yıllık yaşamımın onuncu evresinde girmişti bu adam hayatıma. Ben on yaşımdayken kendisi yirmi bir yaşındaydı. Nerdeyse yedi yıldır her anımdaydı. Bu hislerin ilk başta basit bir hayranlık olduğunu düşündüm ama ben büyüdükçe hislerimde büyüdü. Ona göre çok küçük kalıyordum ama yaşadıklarım beni öyle bir büyütmüştü ki değil yirmi beş yaş, beni kırk yaş yaşlandırmıştı.
İnsanın içide yaşlanıyordu.
Bıkkındım, isyankârdım, yorgundum ve hep arkamda olan bu adamdı.
Bu ilgiye muhtaçlıkta değildi. Eğer öyle olsaydı ona her şeyi anlatırdım. Bu ayrımı çok net yapabiliyordum. İlgisini değil aşkını istiyordum.
Çevresinde onun yaşlarında çok fazla kız vardı. Afşin üniversitede bayağı popüler birisiydi, üniversiteden sonra hemen askerliğe başlamış bordo bereli olmuştu. Komutan olma yolunda ilerliyordu ve böyle giderse olacaktı. Çok çalışkandı, kafasına koyduğunu yapardı. Saçmalasan bile seni kırmaz dinlerdi. Yüzümü güldürmek için sevdiğim en ufak ayrıntıyı dahi unutmuyordu.
Ona yıllar önce, Karanfil demiştim. Karanfilleri çok severim abi.
Küçücük çocukken ağzımdan çıkan herhangi bir kelimeydi. O anda Afşin yoğundu ve telefonla konuşuyordu. Beni dinlediğini bile bilmiyordum ta ki elinde bir karanfille gelene kadar.