16. İNŞİRÂH

17.4K 1K 914
                                    

┏━━━━━━༻❁༺━━━━━┓ Derler ki; Aşk birine seni yok etme kudreti verip bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

┏━━━━━━༻❁༺━━━━━┓
Derler ki; Aşk birine seni yok etme kudreti verip bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş.

┗━━━━━━༻❁༺━━━━━━

Nesrin Sipahi, Aşkın Kânunu

Yıldızlar ve yorumları okumak hoşuma gittiği için yapın ulan.

🥀

Gözlerimi yavaşça araladım.

Gördüğüm ilk şey kapkara saçlardı, biraz daha ayılarak içeriye sızan gün ışıklarına yüzümü buruşturdum. Havanın soğukluğu ayak parmak uçlarıma yayılmıştı fakat üst bedenim tamamen sıcaktı, boynuma doğru ise ılık bir nefes hissediyordum. Başımı hafifçe eğdiğimde, çenem Afşin'in saçlarının arasına gömüldü, beni öldürecek saç telleri, boğazıma dolansa gıkım çıkmazdı. Yapabildiğim şey aşkı karşısında yüzümü saçlarına gömmek oldu, her sabah bu şekilde uyanmak istiyordum ama bu isteğin aşırıya kaçan bir istek olduğunun farkındaydım. Bu anın tadını iyi çıkarmalıydım, nefes alış veriş sesleri kulağıma çalınan içli bir müzikten farksızdı.

Yüzünü boynuma gömmüş uyuyordu, benim kollarında uyuduğum gibi o da benim kollarımda uykuya dalmıştı. Üzerimizdeki sıcak battaniye küçük alanda biraz boğucu gelse de bu anı bir daha ne zaman yaşardım bilmiyordum, bu yüzden yapabildiğim tek şey hâlâ yapabiliyorken kollarımı ona sararak yüzünü daha çok boynuma gömmek oldu. Ona sarılarak olan zamanımda iyileşmeye çalıştım çünkü Afşin benim şifamdı, bunu öylesine değil gerçek anlamda söylüyordum. Canım yandığı her an ona sarılmaya koşardım ve yaralı ruhum onun sarılışıyla toparlanırdı.

Nice doktorlara gitsem dinmeyen bir ağrı onun kollarında nefesinde kolaylıkla şifa bulabiliyordu.

Ama ona sarılırken fazla kımıldandığımdan kapkara gözleri bir anda ve hızlıca açıldı. Daha sonra bir tehdit olmadığını anlayarak hafifçe kımıldanıp kollarını belime kaydırıp yeniden gözlerini kapattı, dudaklarının boynumda hareket ettiğini, ardından şahdamarımı öptüğünü hissederek içimdeki inanılmaz iyileşmeyi ve çiçeklenmeyi durdurmaya çalıştım zira dudaklarım gülümsemeden duramıyordu. Kendimi tutmaya çalışıyordum, biraz daha böyle giderse karnımdan dışarıya kelebekler ve çiçekler fışkıracaktı.

"Günaydın küçük ceylan," Diye konuştu uykulu bir sesle, olduğundan daha kalın ve boğuk gelen sesine karşı tepkim kıkırdamak oldu.

"Günaydın." Diye konuştum mutlulukla, sadece şu şekilde bir gün yatmak bile içimdeki negatif enerjiyi söküp almıştı.

"İyi uykular, minik tavşan." Diyerek beni kendisine çekti, yeniden uyuyacağını anladığımda kirpiklerimi birkaç kere yumup açtım. Sanırım artık uyanmamız gerekiyordu ama ben ona ayak uydurarak kollarımı onun bana sıkıca sardığı gibi sardım ona.

GÖĞÜS KAFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin