Ben sen biz. Neydik? Biz neyiz ki birbirimizi tamamlayacaktık? Yaralarımız birbirimizi tamamlıyordu. Sen cehennem ateşiyken ben buzulların efendisiyim güzelim, seslen bana, seslen bize. Duy bu şarkıyı, bize çalıyor. Hisset beni tüm benliğinle. Gör beni, yaralarımı, korkularımı gör. Bakmak görmek değildir önce hisset sonra seslen.
•
Bundan bir ay önce bana Kavas de diyen adam şuanda karşımda Utku demem için yalvaracak gibiydi.
Neden?
Şimdi ne değişmişti ki onun için?
Ben hala korkuyordum ama neyden korktuğumu neyden endişelendiğimi bilmiyordum. Öğrenmek istiyor muydum?
Hayır, Hazır değilsin. Bu yükün altında kalmak istemiyorsun. Bir enkazın altında daha terk edilmiş şekilde çırpınmak istemiyorsun. Çünkü biliyorsun ki bir kere daha olursa çırpınmayı keseceksin. Senin çırpınışın sessizliğin olacak. Senin asıl korkun bu Destina.
Sen enkaz olmaktan korkuyorsun. Seni enkaz yapmalarından korkuyorsun.
"Kavas," sesimin fısıltılı çıkmasına engel olamamıştım.
"Hayır," kafasını iki yana salladı, kabullenmiyordu. "Kavas değil Utku, Destina gör beni."
"Ya istemiyorsam," gözlerime hayal kırıklığına uğramışçasına bakıyordu. Can yakıyordum, biliyordum ama sıkılmıştım bende. Canımın yakılmasından sıkılmıştım. Bir kez de ben yakamaz mıyım kendi canımı korumak için?
Başkasını feda etmek senin için hep kolay olmuştu.
Kendi canım için.
Gözlerimi daldığım yerden çekip tekrar gözlerine odaklandım. "Senden korkuyorum, sen kendini kurtarabilmek için beni, bizi feda edersin Alaner. Senin başkalarına acıman yok. Konu sensen hep birinin canı yanıyor."
"Belki de bende senin gibi kendi canım yanmasın diye başkalarını kırıyorum."
"Hayır," hızlıca sözünü kestim. "Beni kendinle karşılaştırma Kavas." gözlerini okuyamıyordum artık. O kadar karışık bakıyordu ki anlaması güçtü.
"Uzak dur benden Alaner, bu dava bittiğinde sen ben olacağız, biz diye bir şey asla var olmayacak." ondan hemen uzaklaşıp hızlı adımlarla odadan çıktım. Bir süre sonra yanıma gelmişti. Kapı açıldığında gördüğüm adam ilk gördüğüm adamdı.
O hep aynıydı, sen inanmak istemedin.
*****
Tesise varmamız yarım saati almıştı. Yol boyunca ikimizde sessizdik. Ta ki arabadan inmeden önce içimi huzursuz edecek o cümleyi kurana kadar.
"Sözümü tutacağım." bu cümleden sonra geriye bir tek ben ve susmuş kalbim vardı.
Toplantı salonunda herkes vardı Barkın hariç.Herkes yerlerini alınca Ezel konuşmaya başladı. "Kurusoy aramızdan temelli mi ayrıldı?"
Sancak Bey arkasına yaslanıp rahat bir ifadeyle Ezel'e odaklanmıştı. "Mutlu gibisin."
"Öyleyim, evet. Sonuçta saçma sapan bir sürü olay yaşandı onun yüzünden ve bence en önemlisi müzayede ki yaşanan olay için herhangi bir uyarıda bulunmamasıydı." açık sözlülüğü Sancak Bey'in hoşuna gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞITIN SON NEFESİ
Tajemnica / Thriller"Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük." "Ben sende bir ömür değil bir ölüm görüyorum Alaner..."