BERCESTE-KAVGAN

15.BÖLÜM

Zaman geçti, Berceste ve Orbey kuleye geri geldi. Geldiklerinde herkes endişeli şekilde onları bekliyordu. Berceste'nin kan içindeki yüzünü görünce daha da endişelendiler. Funda Berceste'yi sorguya çekip olanı biteni öğrenmek istese de Ensar onu engelledi. Berceste'den yıkanmasını isteyip soruları Orbey'e sormaya karar verdiler. Berceste yıkandıktan sonra kuleye geri çıktığında masanın hazır olduğunu, yemekte taze geyik olduğunu gördü.

Berceste'yse masayı ve insanları gözlerken yanındaki boş tabaklara daha anlamlı şekilde bakıyordu artık. Hep birlikte yemek yemeye başladılar. Çocuklar, tabaklarını anormal hızda bitirdikleri için azar yediler.

Yemek yerken artık eskisi kadar konuşma olmuyordu. Ama yakın zamanda en az kavga gören masa oldu bugünün masası. Yemekten sonra Berceste defterine bugün yaşadıklarını ve düşüncelerini yazdı. Çoğunlukla ölüm hakkındaki düşüncelerini ve inandığı tanrıya olan güvenini satırlara döktü.

Deftere yazdıkları bittikten sonra yapacağı bir şey olmadığı için yatağına uzandı. Yıldızlara bakmak için penceresine doğru baktı ama bulutlardan dolayı hiçbir şey görünmüyordu. Arkasına dönüp gözlerini kapadı. Uyudu mu bilmiyorum ama çok kısa zaman sonra Arjen tarafından kaldırıldı. Çocuk onunla konuşmak istediğini söyledi. Berceste tek gözü açık şekilde kafasını kaldırdı. Arjen yatağa çıktıktan sonra Berceste'ye derdini anlatmaya başladı.

─ Orbey'in konuşmasını duydum. Nasıl kaçırıldığını, nasıl hiç ses çıkarmadan sessiz şekilde durduğunu anlattı. Ne kadar cesur olduğunu zaten biliyorum. Ama nasıl yaptığını öğrenmek istiyorum. Arjin'i korumam gerek. Herkes bana çocuk gibi baktığı için kimse silah kullanmayı öğretmiyor. Ama sen büyük olduğun için sana öğrettiler...

─ Silah mı kullanmak istiyorsun?

─ Sadece o değil. Korkusuz olmayı da öğrenmek istiyorum. Senin gibi.

─ Ben cesur olduğum için değil, zorunda olduğum için yaptım.

─ Nasıl yani?

─ Eğer orada Orbey'i görmeseydim avazım çıktığı kadar bağırırdım. Hem adam gerçekten korkutucuydu. Öldükten sonra bile yeniden ayağa kalkıp beni doğrayacağını düşündüm.

─ Ama sen hiç bağırmazsın ki. Hep kenara geçip diğerlerini dinliyorsun. Herkes açken sen hiçbir şey yokmuş gibi izlemeye devam ettin. Hep bir çözüm düşünmüyor musun? Ensar Abi bilge insanların çok gözlem yaptığını söyler.

─ Bilge olduğumu sanmıyorum. Sadece onların yoluna çıkmaktan korkuyorum o kadar.

─ ...

─ Eğer kardeşini korumak istiyorsan korkmamana olmana gerek yok. İnsanlar yakınlarını kaybetmekten korktukları için cesur olurlar zaten.

─ Çok karışıkmış. Ama sanırım anladım. Yarın silah eğitimine başlayalım o halde.

─ Ben öyle dem-

Berceste söyleyeceklerini bitiremeden Arjen toz olmuştu. Çok uykusu gelmiş olmalı ki Arjen gittikten beş saniye sonra kafasını yastığa sabitledi. Sabaha kadar da kaldırmadı.

Ertesi sabah ilk kalkan Berceste değil Arjen olmuştu. Berceste'nin üzerine kendisinin bile zar zor taşıdığı uzun namlulu av tüfeğini atıverdi. Berceste aniden yatağından fırladı. Olanı biteni anlamak için bir dakika boyunca Arjen ve tüfeğe bakıp durdu. Anladıktan sonra tüfeği alıp dipçiğiyle Arjen'in kafasına hafifçe vurdu. Arjen fırçalandıktan sonra tüfeği geri götürdü. Ama Berceste'nin bütün rutinini ısrarlarıyla mahvetti. Zaten iyi bir uyku çekememiş olan Berceste'nin Funda Hanımdan farkı kalmamıştı.

Kıyafetleri asarken silah, yerleri süpürürken silah, yemeği hazırlarken silah, sofrayı kurarken yine silah. Her işe yardım etmesine rağmen yine de çok sinir bozucuydu bu velet. Diğerleri gelmeden susmayacağı belliydi.

Diğerleri kalktığında da devam etmesi de beklenmedik bir olaydı. Teker teker herkesin ruhunu sömürdükten sonra hep birlikte masaya oturdular yine. Arjen hakkının olduğunu söyleyip oylama başlattı. oy sonuçları ise şöyleydi.

Levent: tarafsız

Ensar: Destekleyici

Orbey: tarafsız

Arjin ve Edip: Söz hakları yok

Funda: katiyen reddediyor

Berceste: katiyen reddediyor

Sonuçlardan sonra Arjen'in heyecanında değer kaybı gözlemlendi. Yetkililer bu kararın iç savaşa yol açması konusunda endişelerini dile getiriyorlar.