5. BÖLÜM

14 3 8
                                    

"Milat, Dünya'mızda yeniden başlangıcı ifade eder. Büyük felaketlerin ardından gelen aydınlanma çağının göstergesi. Söylenene göre milattan sonra kraliyet, dini mezhepler ve kendini ülkenin hükümeti yerine koyan takım elbiseli insanlar ateşkes imzalamış, insanlığı geliştirmeye kafa yormuşlardır. Öyle ki ateşkes çok da uzun sürmez ve her çoğu ülkedeki kraliyet aileleri dini yanlarına alarak hükümet ile kendilerine sınır koymuşlardır. Biz bu sınıra Neutrum diyoruz."

Bu sözler Ensar'ın ağzından çıktıkça Berceste'nin uykusu daha çok gelir. E tabii sadece bir günde yaşadıklarını düşününce.. Hâlâ kolunu hareket ettirdikçe acısı kendini belli ediyor.

Gruptaki herkes Berceste'nin yanına çökmüş Ensar Bey'in bilgilerini bir kere daha dinliyorlardı. Tartışma olayı şimdilik durmuş, yerini sıkıcı tarih dersi almıştı. Tabii ben önem veriyorum. Hikayeyi sonuna kadar yalayıp yutmam gerek ki arada kendimle ilgili bilgilere de ulaşabilirim belki.

Berceste birkaç dakika sonra uyuyakaldı. Orbey onu bir yatağa koydu. Ardından geri oturdu ve Ensar'ı dinlemeye devam ettiler.

"Neutrum'da ve kraliyet sınırları içinde yaşayan insanlar hükümetçe tanınmaz. Yani hükümetten herhangi biri, bizleri veya Berceste'yi öldürmek isterse bu işte serbesttir. İşini gördükten sonra evine dönüp rahatlıkla uyumaya devam edebilir." diye devam etti Ensar Bey.

"O zaman Berceste sadece geldiği yere dönebilir." dedi gözlüklü çocuk.

"Bir yere kadar haklısın fakat Berceste artık hiçbir yere gitmemeli. Çünkü o ceza almış bir köle."

"Bunu nereden biliyorsun peki. Bize merdivenden düştüğünü söylemişti." der Arjen.

Ensar Bey cebindeki katlanmış gazete parçasını gruba gösterir. Gazetede şöyle yazıyordu:

"ÇAPAN HAZRETLERİ BİR KÂFİRİ DAHA GELDİĞİ YERE GÖNDERDİ!!"

Taraflı haberler oldukça garipler.. Kol kesme olayını sadist şekilde anlatmışlar.

─ Yani Berceste iki tarafta da ölü biliniyor. Sen de onu gördün ve bizim kapımıza getirdin.

─ Aynen öyle Orbey. Bizler, hepimiz aynı Berceste gibi ölüyüz. Bu sayede hayatta kalıyoruz. Onun hayatta kalmasını istiyorsak burada yaşamalı.

─ Öyle desen de.. Bizim de yaşamamız gerekiyor Ensar Abi. Daha dün diğer çeteden ikinci uyarı geldi.. Muhtemelen yakın zamanda kapımızda bizden daha güçlü, silahlı ve kalabalık bir grup olacak. O zaman bırak Berceste'yi, çocukları, bizleri nasıl koruyacaksın.

Ensar bir anda kendine gelmiş gibi donakalır. Gruptaki herkesin gözüne iyice bakar.

"Hepimiz yaşamak istiyoruz. Şu âna kadar da birbirimizi koruyarak hayatta kaldık. Ölenler, hapse girenler oldu.. Ve biz büyüdük. Olgunlaştık ve buralara kadar geldik. Ben şu âna kadar hepimizin canını korumaya çalıştım. Ama artık mesele canımızı korumak değil, insanlığımızı korumak. Bakın gençler.. Çok fazla kaybımız oldu ve artık daha fazla ölü insan görmek istemiyorsunuz biliyorum. Berceste ölmeyecek. Buna eminim. Lütfen bir kişi daha alalım ve bu uğursuz grup bir daha hiç ayrılmasın."

İki dakika önceye kadar herkes konuşmaya hazırdı. Ama belli ki Ensar Bey onları doğru yerden vurdu. Arjin Berceste'nin kalması için bir oylama başlattı. Yedi kişi de evet dedi.

Berceste yatağında mışıl mışıl uyurken, gruptaki yeri hazır olmuştu. Artık geriye sadece onun onayı gerekiyordu.

Çocuklar dışında grubun dört üyesi sabaha kadar beyin fırtınası yapmıştı. Her an bir mermi veya bomba gözlem kulesinden içeri girebilirdi. Grubun ağzından çıkanlar sadece "yeterli cephanemiz yok" veya "kaçmalıyız" oluyordu.

Sabah erken saatlerde Berceste de uyandı artık. Dörtlünün düşünceli ve yorgun hallerini görünce ne olduğunu anlamak istedi.

─ İyi misiniz?

─ Hah! Berceste de uyanmış bakın. Bir elimiz daha var. arka köşeyi koruyabiliriz.

─ O bir el silah tutmayı bilmiyor. Hem o bir ele verebilecek silahımız da yok.

─ O zaman duvarı sağlamlaştırmaya yardım eder. Yeterince çivi ve çekicimiz var.

─ Anlamadım neden bahsediyorsunuz?

─ Yeterince zamanımız yok. Alan çok büyük.

─ Biri benimle konuşabilir mi lütfen?

─ Günaydın Berceste.

─ Günaydın Berceste.

─ Günaydın Berceste.

─ Berceste'yi yem yapalım. Diğerleri onu kurşunlarken biz de arkadan dolaşırız ve BAM!

Funda Hanım'ın espri anlayışı cidden muazzam.

Ekip Berceste'ye olanı biteni teker teker anlatır. Berceste hiçbir şey anlamasa da olayın boka saracağını anlamış olacak ki.

"İyi günler. Ben sizi daha meşgul etmeyeyim." diyerek merdivenlere yönelir.

Tam o sırada dışarı ufak bir bakış atan Orbey bağırmaya başlar.

"KAPIDA İKİ KİŞİ VAR!!!"

Bir şeyler olacak gibi görünüyor..

BERCESTE-KAVGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin