Berceste ayağa kalktı. Sesin geldiği yöne baktığında elinde tüfeğiyle bekleyen Orbey'i gördü. Eliyle ben iyiyim işareti yaptıktan buruk yüzüyle ağacın gövdesine dayadı sırtını. Yanındaki cesede bakarken hiçbir şey düşünmüyormuş gibi görünüyordu. Eninde sonunda ölen adamın ölü gözleri doğruca ona bakıyordu. Ağzı açık kalmış, elindeki palayı bırakamamıştı.
Orbey uzunca bir süre Berceste'yi izledi. Kızın hareket etmeyeceğini anladığındaysa onun yanına oturdu. Birlikte ölü adamı gözlediler.
"Onu vurmayacaktım. Daha doğrusu yapacak cesaretim yoktu. Sen bağırmasaydın muhtemelen burada ikinizin de ölüsünü görecektim." dedi Orbey.
"Daha önce hiç kimseyi vurmadın mı?" dedi Berceste, kısık bir sesle.
Orbey başını sağa sola sallayıp koyu renkli ellerini gösterdi.
"Bir zamanlar ellerimin renginin kırmızı olduğunu düşünürdüm. Umursamadan geleni gideni öldürür, gelen paranın miktarını küçümserdim. Ama yapmaya hep devam ettim. Ta ki o gelip beni olduğum durumdan kurtarana kadar."
Berceste yüzünü çevirip Orbey'e baktı. Orbey konuşmaya devam etti.
"Ata Bey diye biri vardı grupta eskiden. Kulenin sahibi ve grubun lideriydi. Ensar Abi ile yakın arkadaştılar. İşte Ata Bey, "herkesin sevdiği adam" beni bulduğu yerde yere serdi. O kadar sert vuruyordu ki üçüncü yumruktan sonrasını hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde beni kuleye getirmiş, şu an çocukların odası olan kodesine tıkmıştı. O kodeste uzun süre kaldım. Her gün yanıma gelip öldürdüğüm insanların hayatlarını, ailelerini anlatıyordu. O kodesten çıksaydım onu da aynen diğerleri gibi hissizce öldürmek istediğime adım gibi eminim. Ama bir gün..."
Orbey Berceste'yi kaldırıp, yürümeye başladı. Evin yolunu tuttular. Aynı zamanda da hikayeye devam etti.
"Küçük bir kız geldi. Senin gibi sarı saçları vardı. Ama onun saçları düzdü. Parmaklıkların arasından bir domates uzattı bana. Ben domatesi yerken beni izledi. Tadının nasıl olduğunu sordu. Cevap bulamayınca o domatesi nasıl ektiğini, suladığını, büyütüp dalından kopardığını, her şeyi anlattı. Sonra da gitti. Sadece bir domates hikayesi için gelmiş olması beni hiç üzmemişti açıkçası. Öldürdüğüm insanların hikayelerinden iyidir ne de olsa. Ondan sonraki her gün gelip bana bir yiyecek vermeye başladı. Sonra hikayelerini anlatmayı da unutmuyordu. Zamanla hiç görmediğim kâbuslar görmeye başladım. Hiç umursamadığım insanlar bir bir karşıma gelip ölüyorlardı. Ama ben her uyandığımda gözlerim yaşlı buluyordum kendimi."
Berceste Orbey'in karşısına geçip yürüyüşü kesti.
"Hâlâ görüyor musun o kâbusları?" diye sordu.
"Daha kötülerini görüyorum artık." diye cevapladı Orbey alaycı bir tavırla.
"Çıktın mı peki? Gerçi çıkmasaydın burada olmazdın ama..." dedi Berceste.
"Çıkmam öyle kolay olmadı. Kız beynimi yıkadıktan sonra normal sohbetler etmeye başladı benimle. Zamanla diğerleri de benimle konuştu. Ensar Abi'nin kontrolü altında çiftçilik yapmaya başladım. Güzel zamanlardı."
Katiller çok ilginç insanlar. Kimisi yemek yemek için öldürüyor, kimisi de yapmak zorunda olduğu için. Bazıları da sadece zevk için yapıyorlar. Ama sonuçta hepsi de aynı etiketi takıyorlar. Üstelik bunun sonucunun nereye varacağına yine bu etiketleri koyan kişiler karar veriyor.
Orbey daha fazla konuşmadı. Berceste de zorlamadı. Aralarında bir soğukluk oluşması lazımdı normalde. Ne kadar iyi biri olursan ol kötü olan insanların yanında yürürken her an tetikte olman gerekir diye biliyorum. Ama Berceste ve Orbey arasında öyle bir şey hiç olmadı. Belki Berceste'nin Orbey'i katil olarak etiketlememesinden dolayıdır.
Yürüyüş devam ederken Berceste yine bir soru sormak istedi.
"Sen olsaydın, köpeğini yer miydin? Hayatta kalmak için yani."
"Öncelikle ben bir psikopat değilim. En azından artık değilim bence. Soruya gelecek olursak, açlığı bilirim. Köpek yemeye normal bir şey bile diyebilirsin. Yememek asıl zor olandır. İnsan çok acıktığında iyi bir insan olmayı değil, yaşayan insan olmayı seçer çoğunlukla. Doğal bir şeydir bu. Önemli olan sonra yaptıklarındır. Domatese kadar pişmanlık nedir bilmiyordum. Dayak yemeyi, esir alınmayı falan doğanın kanunu sanıyordum. Artık öyle olmadığını biliyorum. Doğanın kanunu bizleriz. Sen, ben, diğer bütün insanlar. Neyin nasıl olması gerektiğine de ancak bizler karar verebiliriz."
![](https://img.wattpad.com/cover/360682331-288-k471704.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE-KAVGAN
Romanzi rosa / ChickLitBir köle kızın sol kolu kesildiğinde, hayatı tamamen değişir. Ancak Berceste'nin hikayesi, bu acı dolu anla başlamaz. Fiziki varlığı olmayan bir gizemli varlık tarafından gözlenen Berceste, kendisini hayatta kalmak için savaşan bir grup insanın için...