{21} Salih gibi Sadettin 4

137 39 38
                                    

Saat 16:09'du , salonda oturuyodum , abiler nerede bilmiyorum ama Selim kahveye geçiceğini demişti ben ise gitmek istememiştim

Belkide bu gece gördüğüm manzara nedenindendir

Bu gün Çukurun sokaklarını tanıtmıştı bana , burası hoş bi mahalleydi ama ben yinede gitmek istiyodum , neden geldiki zaten , ne güzel tek tabanca takılıyodum şimdiyse 'aile' denen kavramın içinde sıkışıp kaldım

Yamaç okuldan dönünce resim yapmaya başlamıştı , arada çizimini gösterip hangi renk yapması gerek diye soruyodu bana , bende gülümseyerek yanıtlıyodum

Nedret yenge koltukta oturmuş bi şeyler örüyodu , bende telefonumda Ezrak'ımın fotoğraflarına bakıyodum

Kapı çalınca Nedret yenge gitti açmaya , bi kaç dakika sonra Selim + Kahraman + İdris beyimiz + Sultan (aş evine gidimmiş oda Selimin dediğine göre) ve sol kolunda sarğı ile Cumali gelmişti

Ne olmuştu onun koluna ? Cumalinin olduğunu düşündüğüm kaban ve ceketi Kahraman tutuyodu elinde , Cumali ise gömleğin üzerinden gelişi güzel sarmıştı kolunu

Nedret yenge "Ben Baytar amcayı arayayım-"

Sultan hanım onun lafını kesip "Aradık biz , geliyor" diyip beni şaşırtan soğukkanlılıkla geçip koltuklardan birine oturdu

"Koluna ne oldu?" diye bildim sadece , hala abi diyemiyodum onlara

Kahraman "Çatışmaya bam güm diye dalınca bu oluyo ama merak etme sadece sıyırdı"

Cumali "O zaman adam gibi sıksaydınız o pezevenklere"

Ben yanıma oturan Selime dönüp "Sizde hep mi olur bu olay?"

Selim "Çatışma hep olur , vurulma bazen ama genelde ya hastane köşesindedir abim yada halishane" der

Bu sırada Beytar amca denilen adam gelmişti bile ve Cumalinin koluna müdahile ediyodu

Cumalinin yarasını sardıktan sonra oturdu ve İdris beyimizle karşılıklı çay içmeye başladı , ben telefonuma bakarken ismimin çekilmesiyle fikrim sohbete kayarak kafamı kaldırdım

Baytar "Buda mı erkek ?"

Bu sorusuyla aniden "Yok kızım aslında" dedim , hay anasını ya içimden diyecektim onu

İkisi şaşkınca bir birine bakıp güldüler , Baytar "Bu hepsinden farklı olucak o belli"

Bu sırada İdris beyimiz bana dönüp "Sende yarından itibaren Cumaliden silah kullanmayı öyreniceksin" dedi

O an 'Zaten biliyorum' ve ya 'Öyrenmiyicem' demek istesemde demedim çünki onlarla uğraşsam fena olmaz bu nedenle "Şimdi öyreneyim" dedim hem saatde daha erken sayılırdı

Cumali kalkıp "Sen bu bebeye bak hele , gelde öyreteyim" diyip bahçe kapısına yöneldi

Kahraman yerinden kalkarken "Bu bi kaç saate öyrene bileceğini mi sanıyo?" dedi dalga geçercesine

Selim kalkarken bana tuhaf tuhaf bakmıştı sanki aklımı okuyodu

...

Bahçedeydik , bi kaç cam şişe koydular az bi uzağa ve Cumali silahı eğik tutup "İşte bunu böyle eğip nişan alıcan..." ondan sonra dediklerini duymadım çünki çok sıkıcı geliyodu

İdris beyimizde kapıdan bizi izliyodu ve yanında duran Baytara bi şeyler diyodu arada

Silahı bana verince alıp eğik tutdum ve bilerek yanlış hedefe vurup "Böyle mi?" dedim

kan kokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin