{1} Köksüzler

446 56 107
                                    

İdris Koçovalı ve 4 tane aslanlar gibi oğlu kahvede oturmuş önlerinde oturan sarı saçlı genç deli kanlıya bakıyorlardı.

Sarı saçlının ismi Ali idi. Ve buraya gelme nedeni ise Koçovalı'ların 1 aydır aradıkları pğulları olan Salih hakkında bilgi vermekti.

Ali "İlk önce şunu söyleyeyim ki, Salih'i yani namı değer Vartolu Sadettin'i neyçin arıyorsanızsa hemen vaz geçin.

Eğer niyetiniz düşmanlık etmekese : Vartolu sizin kafa tasınıza kanınızı doldurup köpeklere içirir ki yapmadığı şey değil "

Cumali dayanamayıp
"Ya sen anlatıcan mı artık ?"

Yamaç "Hem bizim niyetimiz dostluk kardeşlik"

Ali "Tamam anlatayım Salih her kesin bildiği Vartolu Sadettin

İki kişiliklidir biri merhameti simgelerken diğeri acımasızlığın ta kendisidir

Canındanda çok sevdiği iki kardeşi var - Celasun ve Kemal

Celasunun namı ÇELİK VÜCUT . Bu adama ne kadar yumruk atsanızda bi etki yaratmıyo

Kemalin namı NİNJA . Size bi uçan tekme koyarsa dünyanın renklerini unutursunuz

Vartolu Çanakkalenin en büyük silah tüccarıdır . Havadan karadan denizden Avrupaya silah satar . İlk kural Türkiyeye içine silah satılmaz .

Salih ise Çanakkaledeki büyük yatîrımcılardan biri olarak bilinir , yetimhanelere vs gibi yerlere bağışlar yapmasıyla tanınır

Vartolu Sadettin her ay milyonlar kazanır Salih ise bunun yarısını bağış yapar ve bu işi asla aksatmaz

Bunların soy ismi KÖKSÜZ ve bu üçlüye KÖKSÜZLER denir

Nerede tanıştılar nerede arkadaş hatta kardeş oldular bilinmez ama candan öte bi bağları var

Ha bide Vartoluya haftalarca hatta ve hatta aylarca işgence etseniz bile duruşundan taviz vermez ve sizi sinir etmenin bi yolunu bulur

Şandarmaya polise asla zarar vermez kadın ve çoculara sıkmaz sıktırmaz . Raconu vardır Kalıbının adamıdır

Hayvanları özellikle köpekleri çok sever

Üzerinde kırmızı mutlaka bulunur . Kan kırmızısına bayılır

Buda fotoğrafları" der ve masaya üç fotoğraf bırakır

...

Bur hafta sonra Koçovalı brohters ve İdris Çanakkaleye gelmişlerdi

Büyük iki katlı evin önünde duruyolardı , evin önü tepeydi ve tepe ormandı , arka tarafta aynıydı ama ev yolun kenarında güzel bi patikadaydı

Evin bahçesinin demir mızrağı andıran büyük kapıları vardı

Öğle saatleriydi

Yamaç büyük bi hevesle zile basar

Bi süre beklerler ama ses gelmez Cumali defalarca basar

Selim "Evde değiller işte bekliyelim bence"

Kahraman "Böyle kapıda pat diye karşılaşırsak hiç bi şey anlatamayîz hele babamı hiç anlatamayız"

Yamaç "Tepeye çıkıp orada bekleyelim hem orası serin"

Selim "Salihler gelince geliriz bizde"

Yamaç arabayı yolun ucra bi köşesine çekir ve hepsi tepeye çıkıp ağaçlardan birinin altına otururlar

kan kokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin