Cumali Acil'in önünde volta atarken siniri kmlerce uzaktan belli oluyodu
Kahraman sormak istediği tonlarca soruyu sormuyodu çünki biliyodu Cumali bu halde hiç bi cevap veremez
Bu sırada Selimle Yamaç geliyoken onların hemen arkasından İdrisle Paşa geliyodu
Selim Kahramana bakarak "Abi ne oluyo?"
Kahraman "Salih diye birini getirdi hastaneye , bende bilmiyorum"
İdris düşer gibi olunca Paşaya tutunmuştu
Yamaç "Salih kim ? Esgi ahbap mı ?"
Cumali sinirle sandalyelerden birine tekme atıp "Ahbap Değil , Kardeşimiz , Seninde Abin"
KahSelYam şok , Selim "Nasıl yani?"
Cumali yeni fark etdiği Paşaya yönelir hemen ve onun yakasından tutup "Anlat hadi onlara"
...
Selim babasının nasıl bi duygusuz olduğunu biliyodu ama bu duydukları onu hiç anlamadığı bi şekilde çok ama çok yaralamıştı
Yamaçın göz yaşları yanaklarını ıslatırken nefesi daralıyo boğulacak gibi oluyodu , kulaklarının çınlaması durmuyodu
Kahraman bi kere daha babasından nefret etmişti
...
Doktorların müdahilesinden sonra Salih yoğun bakıma alınmıştı
Doktor hastanın durumunu izah etdikten sonra geçmiş olsun dileklerini dileyip gitmişti
Selim büyük camdan makinelere bağlı olan kardeşinin yaralarını gördükce ağlamamak için kendini zor tutuyodu
Salihin yarıya kadar örtülmüş mavi hastane mevresiminden yukarıda kalan kısmındaki yara bantları , çizikler , morluklar , yarık izleri , sigara izleri insanın kalbini sızlatıyodu
Cumali çocuğu izlediği her dakika intikam yeminleri ediyodu
Cumali gencin her zerresini süzerken Salihin hipotermi nedeniyle mavileşmiş ellerine indi gözleri
Salihin sağ avucundan bi şey sallanıyodu Cumali bunun ne olduğunu bilmesede tıbbi bi alet olmadığını anlaya biliyodu
Bu sırada bi hemşire yaklaşır Cumaliye doğru ve elindeki şeffav poşeti ona uzatıp "Hastanın ûzerinden çıkanlar"
Cumali poşeti aldıktan sonra "Salihin avudundaki ne?" dedi Salihi izlemeye devam ederken
Hemşire "Hasta boynundaki kolyeyi tutuyodu , müdahile sırasında avucunu açamadık bu yüzden kolyeyi boynundan çıkardık , halada elinde tutduğu şey o" diyip gider
...
Bir kaç gün sonra Doktorlar Salihi uyandırıyolardı
Salih ilk gözünü açtığında karşısında her zaman görmek istediği babasını , dört yiğit delikanlıyı ve bi kaç doktoru görmüştü
Salih hafifce gülümseyip oksijen maskesini çıkartdı ve avucundaki kolyeyi uzatıp "Bak hala saklıyorum" dedi almasını istercesine
İdris bi adım atar öne doğru ve tam kolyeyi alacakken Salihin eli boşalır kolye yere düşüp ses çıkarırken makinelerinde sesleri yükseliyodu
Doktor "DEFİBRİLATÖRÜ HAZIRLAYIN" derken bi kaç hemşirede Koçovalıları dışarı çıkarıyodu
...
Doktorlar ard arda elektrik veriyoken Koçovalılar Acilin önünde bekliyolardı endişeyle
Cumali "Salih ö/ürse seni yaşatmam İdris bey"
Bu sırada Paşa çarpar gözüne ve onun önünde dikilip deli gözleriyle yaşlı bunağı izlerken Cumali "Salih yaşasa bile seni yaşatmıyıcam bu yüzden hiç heveslenme hele bi şu kapıdan güzel haber gelsin"
...
Doktor "Çok zor oldu hastayı geri döndürmek . Bi kaç gün uyutucaz . Uyandığında riskli bi durumu olmıyıcak sadece vücudundaki varaların iyileşmesi zaman alıcak . Tekrar geçmiş olsun" diyip gider
"Vücudundaki yaralar iyileşicekte babam yine kalbinde yara açarsa onun iyileşmesi zor" Selimin ağzının içinde mırıldandığı cümle sessiz olan ortamda gayet net duyulmuştu
Cumali "Yok öyle bi şey , buradan çıkayım şu Paşayıda , Salihin canını yakan her kimler varsa onlarıda geberticem . İdris beyimizde siktirip gitcek Çukurdan ... Ben malesefki babam olan birini öldüremem AMA AFF DA ETMEM"
<•••>
Hikayenin sonu
Tahmin edildiği gibi Salih Cumali abisinin himayesinde Çukurda tatlış bi hayat sürmeye başlar
Paşa ve Salihin canını yakan kim varsa geberir
İdris geri dönmemek üzere terk eder Çukuru
Kahraman daha iyi bi yönetici olarak Çukurun başına geçer , Mekancılığa devam eden Selimi hep kendine yakın tutuyo her gece kardeşiyle müzakireler aparıp en iyisine karar vermeye çalışıyodu
Yamaç İstanbulda bi mekanda çalmaya devam ediyodu tek değişen şey tüm kardeşleri hatta arada bi yengeleriyle anneside onu izlemeye geliyodu
İdrisin taş devri kafalı kuralları yoktu artık , mesela büyüklük çocuklara el öptürerek değil onların saçlarını okşayarak yapılıyodu
Cumali o ise Salihle vakit geçirip , kırmızıya aşık olan bu delikanlıyla yapmadağı aktiviteleri yapıyodu
Salih ise İdrisin değilde Cumalinin oğlu olarak görüyodu kendini ve hatta Rambo Cumali bey BABA diye hitap ediyodu abisine
25eylül2023
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
