Evden çıktığımda etraf çok ıssız, karanlıktı. Serin rüzgar ürpermeme sebep oldu, saat geç diye mi bilmiyorum ama içimi bir endişe sardı. Hatta bir ara Amen'in evine geri dönmeyi bile düşündüm ama tabi ki öyle bir şey yapmayacaktım. Issız bir sokaktan geçerken duyduğum ses ile irkildim
Yabancı: Bu saat senin gibi genç bir kızın etrafta dolaşması için iyi bir saat mi sence?
İrkildim bu ses... hiç tanıdık gelmemişti. Normalde böyle durumlarda Amen karşıma çıkardı ama o değildi, olamazdı zaten büyük ihtimalle evinde oturmuş gece yaşadıklarımızı falan düşünüyordur o. Neyse bu ses her kiminse hiç tahammül edecek halde değilim.
Eva: Olmayabilir ama sonuçta buna sen karar vermiyorsun.
Alaycı bir şekilde güldüğünü duydum ve yakınlaştı, yüzünü seçebilmiştim sonunda ve bu adamı daha önce hiç görmediğime emin oldum. Kırmızı gözleri karanlıkta parlıyordu sanki açıkçası biraz ürkmüştüm yüzündeki sırıtışla bana bakıyordu,
Yabancı: Sadece tavsiye küçük hanım, rahatlayın.
Eva: Kimsin sen?
Yabancı: Çok kibarsın bakıyorum.
Halan daha sırıtıyor deli mi ne bu. İsfet gece gece başıma bela olmasa,
Eva: Aslında, gecenin bu saatinde sokakta gördüğüm bir adama olması gerekenden daha kibar davrandığımı düşünüyorum. Hem, cevabımı alabilir miyim, seni daha önce gördüğümü hatırlamıyorum?
Yabancı: Tabi ya... Ash ben.
Eva: Anladım...
Ash: Sen?
Eva: Ne, ben?
Ash: İsmini bana bahşeder misin, tabi zahmet olacak sana ama.
Eva: Ne kadar komiksin öyle. Her neyse, Evtida.
Ash: Hm, memnun oldum Evtida hanım.
Eva: Tabi, iyi geceler sana.
Ash: Hey dur.
Eva: Ne oldu ?
Ash: Halan daha senin bu saatte yalnız gezmene güzel kalbim el vermiyor. Seni eve bırakırım.
Eva: Gerek yok kendim gidebilirim.
Ash: Hadi ama, ne kadar arkadaş canlısısın gözlerim yaşarıyor.
Eva: ...
Arkamı döndüm gidecektim ama durmayı düşünmedim değil. Çünkü gerçekten ürkmüştüm, karanlık ve bu garip adam, hem biraz sohbet fena olmazdı. Ama durmama gerek kalmadan adamın zaten yanımda olduğunu fark ettim.
Eva: Ne yapıyorsun ya sen?
Ash: Yürüyorum, sen?
Eva: Tamam... bende yürüyorum, Ash...
Ash: Güzel, Evtida. Gerçekten bu saatte dışarda ne işin vardı ki?
Eva: Çalışmaya gitmiştim.
Ash: Haha... ne tutkulu bir çalışan ama, ne bakıyorsun öyle değil mi bu saatte ne çalışıyorsun ki?
Ne çalıştım ne çalıştım ama var ya...
Eva: Ne çok soru soruyorsun ama, öyle değil mi? Üstelik sen, sen ne yapıyordun bu saatte?
Ash: Hava almak, en azından bence geçerli bir bahane.
Eva: Tabi ne demezsin...
Boş sohbetimizle eve kadar gelmiştik, sonunda diye düşündüm içimden çünkü çenesi düşük bir adamdı, üstelik çok gevşekti ve sürekli sırıtıyor alay ediyordu resmen.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒩𝑒𝒻𝑒𝓇𝓊𝓉
FanfictionBu romantizm kulübu oyunundan alıntıdır! Genel olarak yazarken olaylardan çok romantik ilişkiler için yazıyorum ayrıntılara detaylara girmeden ama oyundan alıntılar da olabilir. İyi okumalarr