Kurt'un Pençesi

BOZKURT TİMİ

&Medya&: Lalfizu - Hikaye

Yanlışlarım olabilir. Affola, afedersiniz.

Oy ve yorum atalım.

Bu sefer Bozkurt timi'ni okuyorsunuz.

İyi okumalar:)

________________________

Bozkurt Timi

Yüzbaşı Emir Güçlüer, 

Kıdemli Üsteğmen Baran Elitaş,

Üsteğmen Selin Toprak,

Üsteğmen Ayça Güçlüer,

Teğmen Selim Yalman,

Teğmen Enes Sönmez,

Astsubay Kıdemli Başçavuş Alev Karabulut,

Asteğmen Özge Elitaş,

Astsubay Başçavuş Gökalp Aksoy,

Astsubay Başçavuş Ateş Gürbüz.

Evet... Onlar dağlarda herkesin tanıdığı, her teröristin, piçin tanıdığı Bozkurt timiydi. Yıllarını birbirine katmış kardeşlerdi. Teröristlerin korkulu rüyası, gördüklerinde ayaklarının titredikleri timdi. Karşılarına çıkan her bir terörist pişman oluyordu, korkudan ağlayanlar olurmuş. Karşılarına çıkabilen bir insan daha yokmuş...

Tabi bu kulakta gezinen söylentiler. Teröristlerin çoğu, daha doğru mu değil mi öğrenemediler. Bozkurt timinin eline geçen, zar zor yaşardı bu yüzden bilgileri yoktu. Tabi ki Bozkurt timinden hepsi korkardı, kimse bu timin karşısına çıkmak istemezdi. Ama bir kişi hariç, Tepegöz... 

Bozkurt Timi, etraf da ki karınca sürüsü gibi çıkan teröristlerle uzun süredir çatışıyordu. Çıktıkları yerden bir bitmiyorlardı.

Emir, "Ne durumdasınız?" diye sordu. 3 şarjörü vardı ve kendisi omzundan vurulmuştu, Gökalp yarayı sarmıştı ama kurşun çok derindeydi.

Ayça yanındaki Aleve baktı. Gözleri Alevin üstünde gezinirken, Alevde gözünü Ayçanın üstünde gezdiriyordu. İkisi de, karşısındakinin yaralanmadığından emin olmaya çalışıyordu.

"Komutanım, bende 2 şarjör kaldı." dedi Alev etrafı kolaçan ederek.
"Bende hiç kalmadı." dedi Baran, içinden 'Kızımı görmeden gitmeseydim iyiydi.' Diye geçirdi.
"Son bir." dedi Gökalp,
"Benimde kalmadı." dedi Selin, arkasındaki taşa yaslandı.
"Bende tek şarjör kaldı." dedi Enes. Sabahtan beri içinde kontrol edemediği bir endişe vardı. Bu endişe gittikçe büyüyordu.
"2 şarjör var" dedi Ateş,
"Bendede bitti." dedi Selim. Evin içinde duvara yaslandı.
"Bendede son 1 şarjör var." dedi Ayça. Son şarjörünü silaha yerleştirdi.

"Balık sürüsü gibiler amına koyayım, bir bitmek bilmediler."

"Ateş balık sürüsü değil, karınca sürüsü gibiler." Ateş, Enes'in dediklerini düşündü.
"Ağabeyciğim, ne fark ediyor?" Enes konuşmaya başlayacaktı ki Selin'in konuşmasıyla susmak zorunda kaldı.

"Komutanım, bulunduğum konumun arkasından gelmeye başladılar." Emir içinden lanet etti. Etrafı sarmaya çalışıyorlardı.

"Jöh ne zaman geliyormuş, yeni bilgi aldınız mı?" Aslında cevapları biliyordu, bizzat kendisi konuşmuştu. Yarım saat içinde gelemezlermiş.

"Hayır komutanım." Kalksalar fark edilirlerdi. Emir derin bir nefes alarak, "Şahin, görüşün var mı?" Bu soruyu  keskin nişancı olan Enes'e sormuştu.