Medya: Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle beni bi'YAZIM YANLIŞLARI İÇİN AFOLA!!!
oy ve yorum atmayı unutmayın hanımlar ve beyler.:)
İyi okumalar...
_____________________Bir saat içinde eve gelmiş ve etrafı toplamıştım. Pastayı buzdolabında görünmeyecek şekilde koymuştum.
Şimdi Kağan gelmiş, beraber yemek yiyorduk. "Hastaneyi sevdin mi?"
"Sevdim. Kanka her gelen teyze bana sevgilim olup, olmadığını soruyor. Yok diyorum bana kızlarını gösteriyorlar. Sırf bu yüzden hastaneye geliyorlar eminim. Artık sevgilim var diyeceğim. Yetti artık." Kağanın bıkmış olduğunu gösteren yüz ifadesinden görünce güldüm.
"Sen ciddi misin?"
"Bela gülme! Oğlu olan ne kadar teyze varsa hepsini sana gönderirim!"
"Tamam gülmüyorum." dedim ama hâlâ gülüyordum. Bana gözlerini devirerek ayağa kalktı. "Hadi kalk'ta masayı toplayalım."
"Tamam ama bulaşıkları sen diziyorsun, makinaya."
"Okey Ayça, okey!" mırıldanarak mutfağa gitti. Ben de bardakları alarak peşinden gittim.
⚡
Kağan saat 10 gibi evine gitmişti.
Evimin köşesine aldığım kitaplıktan kitap aldım ve L şeklindeki koltuğa oturdum.Budala dördüncü kez okuyordum bu kitabı. Ve bir sözünü çok seviyordum.
"Ailesinden daha sıkı neye sarılabilir insan?"
Hayat nedir bilir misiniz? Hem bir hediyedir, hem de bir cezadır.
Hayatı dolu yaşamalıyız denir. Çünkü hayatın ne zaman, nasıl biteceği bilinmez. Hayat bir yaşamdır. Ve yaşamak için neden gerekir.
Benimki Aile'mdi. Ve tabi ki mesleğim.
Masadaki telefonumun titreşim sesi ile gelen mesaja baktım.
0545...: Senden intikamımı alacağım! Bana yaşattıklarını bir bir sana yaşatacağım!
Kaşlarımı çattım. İntikam alacağım diyordu. Ne intikam mı? Kimdi bu? Kırılma sesi duyduğumda kafamı çevirdim. Pencerenin camı kırılmıştı. "Senin gibi camı ben..." ne kadar tehlikeli olsa da etrafa baktım. Kimse yoktu. "Off bide bu çıktı başıma."
Gazeteyi, kırılan cama bantlarken kapı çaldı. Kapı deliğinden baktım.
Sen niye bu saatte kapımızı çalıyorsun?
"Hayırdır, bir sorun mu var?"
"Bunu benim sana sormam lazım Ayça." bana mı sorman lazım! Bana sorma! Ben sorundan hiç çıkamıyorum ki... Ne saçmalıyordum, iyice kafayı yedim. "Dışarıda camını gazete ile bantlarken gördüm. Nasıl kırıldı?"
"Aras yüzbaşım, sana hesap vermek zorunda mıyım?" boş gözlerle baktı. "Tabi ki hayır." ama söyleyeceğim. "İyi, hadi içeri geç."
"Dışarıdan biri taş attı veya attılar, bilmiyorum." pencereye dikkatle baktı. "Bu gazete sabaha kadar çıkar." sen ciddi misin?! Ben zaten hiç bilmiyordum. "Evet. Zaten yarın camcı çağıracağım. Kameralara da baktıracağım, kimmiş bu aşağılık öğrenelim." bide telefondaki mesajı kimin gönderdiğini bakacağım. Bunu tabi ki Aras'a söylemeyeceğim. Hiç bir şey bilmeden konuşamam.
"Ev soğuk olur, istersen bugün bizde kal yarın evine geri geçersin"
Bu güzel teklifi kaçırmak istemem, al beni!
![](https://img.wattpad.com/cover/357427526-288-k385508.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt'un Pençesi
AcciónOn kişilik bir timde altı şehit çıkmıştı. Ama geride kalan dört askerin'de ruhu ölmüştü. Yeni şehre, yeni time atanan ve yeni timin'de tim komutanı olan Yüzbaşı Ayçanın ruhu yaşayacak mı? Ayça Güçlüer...