Tam iki gündür Amerikadaydım ve bu iki gün içerisinde durmadan Gündüz Karayelin çalıştığı stüdyoya gidiyordum.
Kim olarak mı?
İnanmayacaksınız, fakat şansıma sosyal medya menajerliği için boş yer vardı ve tabii ki de ben bunu bildiğim an işin içine girdim.
Nasıl da zekiyim ya.
Ama adam sanki benim geleceğimi anlamış gibi bu iki gün boyunca kendi çalıştığı stüdyoya gelmiyordu. Gittiğimde sadece menajerini görüyordum. Ama kafama koymuştum bir kere, gerekirse durmadan oradan kalırdım ama yine de Gündüz Karayel ile bir şekilde karşılaşmam gerekiyordu.
Arabayı stüdyonun otoparkına çekip indim. İçeriye giriş yaptığımda artık iki gündür buraya geldiğim için Mark beni tanıyordu.
(İtalik yazılar ıngilizce şimdiden söyleyim.)
"Hey, tatlım nasılsın ?""Sağol Mark iyi, senden naber ?"
"Seni gördükten sonra çok daha iyi oldum. İnsanın gününü güzelleştiriyorsun."
Seni çapkın şey.
Ah, şunu da ekleyeyim ki, Mark geldiğim ilk andan beridir benimle ilgileniyordu. İlgilenmek az kalırdı hatta. Bayağı yürüyordu sanırım.
Kusura bakma Mark, ben kalbime kimseyi almıyorum. Ve seninle de aramızın bozulmasını istemem. Zira sevdiğimiz bir arkadaşsın.
Başka bir evrende, en güzel halinle...
Hey, hey saçmalamayın bunu tabii ki de kendisine söylemedim. Ne de olsa daha ikinci günden insanlarla aramın kötü olmasını istemezdim. Hem iyi davranmam gerekiyordu Gündüz Karayelin radarına girebilmek için.
"Yaa, ne güzel."
Evet farkındaydım fazlasıyla saçma bir cevap verdiğimin, ama yapabilecek bir şey yoktu. Zaten saçmalıyordum, en iyisi konuyu değiştirmekti.
Ben sizi Mark ile doğru düzgün tanıştıramamıştım.
Mark, Gündüz Karayelin burada işbirliği yaptığı biriydi. Daha doğrusu birlikte video çektiği birisi. Yani Gündüz Türkiye'nin fenomen twitch yayıncısıysa, Mark da Amerikada öyleydi.
Bir an kenardan Markın isminin seslenmesiyle o tarafa doğru döndüm.
Evet, sonunda Gündüz Karayel ile karşılaşabilmiştik.
İçimden sevinç çığlıkları atarken bunu tabii ki de dışımdan kendisine yansıtmamıştım. Böyle de bir yetenek abidesiydim işte.
"Kanka, naber? İki gündür yoksun."
"Sağol Mark iyilik, senden? Sorma oğlum ya. İki gündür saçma sapan suçlamalarla uğraşıyorum. Bir tane dengesiz magazinci benimle ilgili bir haber paylaşmış, herkes bunu görüp üzerime geliyor."
Buradaki dengesiz magazinci biz oluyorduk sanırım.
Neyse ya, boş verelim. En azından hakkımızda ne düşünüyor, onu öğrenmiş olduk.
"Sıkma canını, bilirsin bizim hayatımızda olur öyle şeyler. Hem bak seni kiminle tanıştırıcam. Yeni iş arkadaşımız Gece. Sosyal medya menajerliği yapıcak bundan sonra."
Beni mi tanıttı o ? Aferin lan Mark. Beni tanışmak olayından kurtardın. İyi, giriyorsun gözüme yavaştan.
"Merhaba Gece. Gündüz Karayel ben."
Türkce söylemişti bunu. Nasıl da zeki öyle değil mi sizce de ?
Tabii Gececim, insanların etrafında senin gibi bir aptal olursa, herkes bir yerden sonra zeki olacak. Mark seni Gece diye tanıttı, Night diye değil.
![](https://img.wattpad.com/cover/360497328-288-k880245.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Gündüzü
RomanceGece ünlü ve 17 milyon takipçisi olan bir magazin sayfası sayesinde hayatına tutunan birisiydi. Gündüz Karayelse milyonlarca izleyicisi tarafından sevilen Amerikada yaşayan bir yayıncıydı. Geceyle Gündüz bir araya gele bilir miydi ? Her Gecenin bi...