MAHALLE ABİSİ

27

Serkan dan

Kapının kırılacakmış gibi çalmasından dolayı hızla yattığım yerden kalktım. Kim çalardı ki böyle kapıyı? Kapı deliğinden baktığımda Mert'in o bücür arkadaşının olduğunu gördüm.

Kapıyı açmamla yüzüme bile bakmadan içeriye girip söylenmesi bir oldu.
"Umarım o ayı abin burada değildir çünkü şu anda onu hiç çekemem. Aslında deniz ve Pelin'de geliyodu amaaa beni sattılarrr. Pisliklerrr. " hala konuşmaya devam ederken salona geçti.

Bende kapıyı kapatıp arkasından gittim. Koltuğa oturmuş oldukça hızlı ve sinirli bir şekilde konuşan bedeni kapı pervazına yaslanarak dinlemeye başladım.

"Neymiş efendim sevgilisiyle takılıcakmış. Tcık tcık tcık burada arkadaşları dururken gidip sevgilisiyle takılıyo hanfendi. Denizide melih eniştemizin arkadaşı sinan abi kızdırdı. Kahvede okey oynuyorlar. Bi tek sen kaldın işte mertcim." diyip bana döndü. Bana dönmesiyle gözlerini korkuyla açması bi oldu.

"Mert nerede? "
"Sevgilisinin evinde"  bunu dememle sinirle içine nefes çekerek "sende mi be mert? Sende mi? " dedi. Sonra ayaklanarak " o zaman gidelim biz. Kusura bakma sanada rahatsızlık verdik serkan abicim. " dedi.
"Verdik ve biz derken? "

Bu dediğim ile kaşlarını çattı. Yanındaki boşluğa bişeyler söyleyerek  boşluğu bana gösterdi. "Görmüyormusun abuzettini? Beraber geldik ya buraya. " kesin delirmişti. Kafayı yemiş bu çocuk .

Elimi alnına koyarak ateşine baktım yoktu. Elimi geri çekip yüzüne baktığımda nefesini tuttuğunu gördüm. "Lan salak nefes alsana! "

Bunu dememle tuttuğu nefesini bıraktı. "Sen ne anlatmaya gelmiştin merte? "  bunu dememle gözlerini kaçırıp benim haricinde her yere baktı "hiiiç öyle"

Kolundan tutarak kalktığı yere geri oturttum. Yanına da ben oturarak "bana anlat hadi zaten sıkılmıştım" dedim. Bi süre yüzüme baktıktan sonra sıkıntılı bi nefes verdi ve
"Tamam" dedi. "Tamam anlatayim"

"Şimdi benim hoşlandığım bi a- arkadaş var. Bu arkadaşı ben uzun zaman önceden beri seviyorum. Ama bu ayı pardon arkadaş sebebini bilemediğim bir şekilde bana birşey söylemeden başka bir yere gitti. Buna ne kadar yazsam da, arasam da ulaşamadım. Şimdi o çok yakınımda. Konuşuyoruz da ama o piç beni tanımadı hayvan herif. "

Bu söyledikleriyle bana bi kal geldi. O olamazdı. Emiri iyice inceleyince yüzü çok tanıdık gelmişti aslında. Eskide kaldığını için onun yüzünüze tam hatırlamıyordum. Daha önce emiri hiç dikkatli incelememiştim de.

Yutkunarak zorda olsa gülümsemeye çalıştım. "Şerefsizin teki boşversene"
Bu dediğime karşılık acı bi gülümseme ile karşılık verdi.
"Olmuyo öyle işte serkan abi. Ben onu kaç sene bekledim. En azından nedenini sormak, gerekirse yüzüne tükürüp dakikalarca sövmek istiyorum. Benimkide kalp, benimkide can değilmi? "

Haklıydı hemde çok haklıydı. Ama bişey diyemezdim. Aptalı oynayacaktım.

Ayaklanarak yanındaki boşluğa birşeyler söyledi. Ardından bana dönerek "biz artık gidelim. " dedi. Benim bişey dememe izin vermeden dönüp salondan çıktı. Bi kaç dk sonra kapı sesi geldi.

Off layarak yüzümü ovuşturdum. Yıllardır kaçtığım ve unutmaya çalıştığım çocuk kardeşimin en yakın arkadaşıydı.

Şimdi ne yapıcaksın bakalım serkan?
Ne diyeceksin çocuğa?
Onunda bişeyleri bilmeye hakkı var. Hiç birşey demeden sanki hiç yokmuşsun gibi çekip gittin çocuğun hayatından. Kendine çektirdiğin kadar onada acı çektirmişsin. Şimdi geber geberebiliyorsan vicdan azabından. Offf of

Size kısa bi serkan-emir bölümü.

Kelime sayısı:470