30

635 17 9
                                    

Emir'den

055********

Konuşabilirmiyiz?

Emir
Kimsiniz?

055********

Serkan

Emir
Nerede? Ne zaman?

055********

Konum at yarım saate seni almaya gelirim.

Emir

Konum📍

Görüldü*

Çalan telefonuma baktığımda arayanın serkan olduğunu gördüm.
Montumu giyerek telefonu cebime attım. Kapıyı çekip çıktım.

Aşşağıya inerek tanıdık arabaya bindim. İkimizde asla konuşmuyorduk. Mesajı ilk gördüğümde oldukça şaşırmıştım çünkü bi süre daha tanımamazlıktan geleceğini düşünüyordum.

Arabayı geçen gün deniz ile geldiğimiz yere getirmişti. Arabayı park ederek çıktı. Bende peşinden çıktım. Nereye gittiğimizi bilmiyordum sadece serkanı takip ediyordum.

Etrafta kimse olmayan bir yerde durup bir ağaca yaslandı. Bende karşısındaki ağaca yaslandım. İkimizde hala sessizdik. Beni, konuşmaya çağıran oydu ilk o konuşmalıydı.

Ama o ne kadar beklesem de konuşmuyordu. En sonunda dayanamayıp "tanımamazlıktan gelmeyi daha sürdürürsün diye düşünmüştüm " dedim.

Bu dediğimle gözleri gözlerimi buldu ve sonunda konuştu. " seni bir daha görüceğimi düşünmemiştim. " samimiyetsiz bir şekilde güldüm. "Tabiki de düşünmezsin. Sonuçta benimle gönül eğlendirdin sonrada çekip gittin. Beni görmek, istiyeceğin son şey değil mi? "

"Ben seni sevdim. Seninle gönül eğlendirmedim ben. " kahkaha atarcasına gülmeye başladım. Serkan, ne olduğunu anlamaya çalışarak bana bakıyordu. Acı kahkahalarım dindiğinde konuşmaya başladım.

"NİYE TERKETTİN LAN O ZAMAN?! Ne diye haber vermeden çekip gittin?!"

"Zorundaydım emir! "
"Ne zorunluluğu lan? Ne zorunluluğu? Anlatta bende bileyim? Neymiş hayatımdan çekip gitmenin sebebi. "

Derince bi nefes çekti içine. Onunda gözleri dolmuştu. Bu kahrosalacının gözleri ne diye doluyordu? Terk edilen bendim!

"Tehtit ettiler. Beni seninle tehtid ettiler. " bunu beklemiyordum ama bunu bana da söyleyebilirdi

"Kim etti? Ne zaman etti? Ben niye bilmiyorum bunu? "

"Ben gitmeden bi hafta önce ettiler. Senin aileni öldürmek ile tehtid ettiler. Senin canını yakmala tehtid ettiler. Yoksa gitmezdim ben senin yanından. Ben sana sırılsıklam aşıktım! "

Ne zaman aktığını anlamadığım gözyaşlarım şiddetlendi. "Sen gidince tehtidlerini gerçekleştirmediklerini mi sanıyorsun? "
Bu dediğim ile dondu kaldı "n-nası yani? "

Bacaklarımda derman kalmamıştı artık. Ağaca tutundum. Nefes almakta güçlük çekiyordum. "abimi öldürdüler benim. Benim abimi öldürdüler serkan! Benim hayat arkadaşımın canına kıydılar. Benim annemi, melek kalpli annemi öldürdüler. Benim o dağ gibi olan babamı öldürdüler. BENİM AİLEMİ ÖLDÜRDÜLER LAN! O caniler benim ailemin canına kıydılar! Benim canımı yaktılar! "

Dayanamayarak yere bıraktım kendimi. Düştüğüm yerde bağırırcasına ağlıyor, ailemi sayıklıyordum. Öldürmüşlerdi benim ailemi. Canlarına kıymışlardı. Onları canice katletmişlerdi. Canım yanıyordu. Canım çok kötü yanıyordu.

Bilinçsizce ağlıyor, bağırıp çağrıyor, saçlarımı yoluyordum.
Serkan gelerek beni sakinleştirmeye çalışıyordu fakat ben onu duymuyordum. Gözlerimin önünde serkan değil ailem vardı. Kulaklarımda serkanın sesi değil ailemin sesi vardı.

Beni sakinleştiremeyen serkan kafamı omzuna gömerek orada ağlamama izin verdi.

Her bir anımız canlanıyordu kafamda. Kavgalarımızı dahi özlemiştim.

O gece polis abimin öldürüldüğünü ve cesedinin yol kenarına atıldığını söylemişti. İnanmamıştım. Abim yaşıyordu. Hayır ölemezdi. Beni bırakıp gidemezdi.

Ailemi aradıklarını fakat ulaşamadıklarını söylemişti. Daha abimin haberini sindirememişken polisi biri aramamış ve yol kenarında iki ceset daha olduğunu onlarında benim ailem olduğunu söylemişlerdi.

Bunu duyduktan sonra tam ne olduğunu hatırlamıyordum. Ağlayarak onların ölmediğini söylüyordum. Onları bulucağımı söyleyerek dışarı çıkmaya çalışmıştım fakat izin vermemişlerdi. Sonrasıysa karanlık kendimi bi anda hastanede bulmuştum.

Ne kadar sürmüştü bilmiyorum ama sonunda sakinleşmiştim. Kafamı serkanın omzundan kaldırarak göz yaşlarımı sildim. Serkan'a baktığımda bana endişe bi o kadarda pişmanlık dolu gözlerle baktığını gördüm. Ne işe yarardı ki şu an pişman olması?
Ailemi geri getirir miydi?

"Emir ben özür dilerim. Beni affetmessin biliyorum. Şimdi diyeceğim şeyin saçma olduğunu da biliyorum ama emir ben seni hala seviyorum. "

"Sen bana haber vermeden gittiğinde bitti benim sevgim serkan. Bu zamana kadar seni beklememin sebebide sana olan öfkem ve cevapsız sorularımdı. " diyerek ayağa kalktım. Ben artık ona dağir hiçbir şeye inanmıyordum.
"Şimdi beni eve bırak lütfen. "

. . .

Arabadan hiçbir şey söylemeden indim. Ruh gibiydim şu anda. Ne zaman geldiğini anlamadığım kapıyı açıcaktım ki anahtarı almadığımı hatırladım. Off layarak telefonumu çıkardım.

"Efendim güzelim. "

"Anahtarı almamışım ben. Ne zaman gelirsin işten? "

"Emir sen iyi misin? Sesin çok kötü geliyor? "
Ne kadar üzgün olsamda benim için endişelenmesi hoşuma gidiyordu. Hafifçe gülümsedim

"İyiyim ben. Sadece kapıda kaldım. "

"Tamam güzelim bekle orada geliyorum ben şimdi. "
Benim bişey dememe fırsat vermeden telefonu kapattı.
Bende kapının yanına çömerek beklemeye başladım.

Bölümü umarım beğenmişsinizdir.
Kelime sayısı:652

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHALLE ABİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin