10.

916 66 129
                                    


Uzun bir bölümle karşınızdayım!
Öncelikle emeklerimin hakkını istiyorum ki vericeğinize de eminim ♥️ ;
Yorum sınırı -> 60-70
Bu bölüm fazlasıyla sizi kaosun en zirvesine,toksitliğin en zirvesine çıkartıp bırakıcağım.Acı olucak evet ama sonraki bölümlerde sizi toparlayıcağım merak etmeyin.Angst bitmiyor fic.☺️
Ağır kelimeler içermektedir haberiniz olsun.Öpüldünüz iyi okumalar~








Jimin çalan telefonu ile ayna karşında kendine makyaj yapmayı kesip telefonu eline aldı ve kulağına götürdü.

"Hyung!Nerede kaldın?! Misafirler geldi bile!"

Jimin camdan dışarı baktı.Akşam olmuştu bile.

"Tamam hemen geliyorum."

"Bekliyoruz~"

Jimin telefonu kapatarak ruju tekrar eline aldı.Koyu pembe rujunu sürdükten sonra dudaklarını birbirine bastırdı ve dağıttı.Ardından hızlıca masasındaki halka sarı küpeleri alıp hızlıca kulaklarına takıştırdı.Yatağındaki çantasını da alarak koşarcasına merdivenlere vararak indi.

İndiğinde göz göze gelmemeye çalışarak Jungkook'a baktı.Dünkü gibi içiyordu gene.Krem kabanını alıp giyerken boğuk sesin konuştuğunu duydu.

"Çok güzel olmuşsun.."

Jungkook'a dönerek omuz üstünden baktı.Buruk bir şekilde gülümsüyordu.Jungkook Jimin'in güzelliğinden ötürü büyülenirken, kıskanç tarafı herkes şimdi o güzel yüzü görücek düşüncesindeydi.Jimin iltifa karşı tepki vermedi.Çantasını da omzuna atarak kapıyı açtı ve çıkmadan önce ona bakıp mırıldandı.

"Görüşürüz."

Jungkook şişesini kaldırarak gülümsedi.

"Görüşürüz Jimin'im."

Jimin elindeki şişeye baktı.Sarhoş olsun istemezdi.Gözlerine baktı.Ne kadar baygın olduğundan sarhoş olup olmadığını anlardı.Şuanlık kafası yerinde gibi gözüküyordu.

"Daha fazla içme."

Jungkook şişeyi yere koyarak ellerini suçlu gibi havaya kaldırdı gülerek.

"Nasıl isterseniz."

Jimin gülen ifadeye tepkisiz kalarak kapıdan dışarı çıkıp karanlık sokakları ilerledi.
İçi huzursuzdu.Ama en azından restorantta olmaması en büyük huzurdu.

~

Jimin gülerek süslenmiş restoranta ve içindeki gülen yüzlere baktı.Herkes huzurlu, sıcak kanlı ve dopdoluydu.Sarı ışıklar parıl parıl parlıyor,karanlık sokaklar arasında dikkat çekiyordu.Dışarısı ne kadar soğuksa içerisi o kadar sıcaktı.Arkada çalan sakin müzikle dört dörtlük duruyordu ortam.

"Ürünleri getirenler burda mı Siu?"

Siu gülerek konuştu.Hep hevesi vardı böyle partilere.

"Henüz gelmedi.Ama sanırım Japonya'dan geliyor ya,uzun sürmüştür."

Jimin tebessüm ederek başını salladı.

"Ah bu arada!"

Jimin heyecanlı çocuğa geri baktı.

"O ürünleri ihracat eden adam gelmicekmiş.Oğlu gelicekmiş.Hastaymış babası."

"Tamam.Adını biliyorsun değil mi?"

TOXİC - JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin