2. tamam en çok sevgilim sensin

1.1K 82 83
                                    

bitmeyen heyecanımla yayınladığım günün gecesine 2.bölümü yazıyorum hayydi bismillah🧚🏽‍♀️

"Kerem nasıl söylerim bilmiyorum ama sen bir süredir çok tuhafım."
"Altay bak-" diye giriyordum ki beni böldü ve devam etti.

"Kerem lütfen kesme, zar zor topladım kafamı bir çırpıda bitireyim." dedi. Bunu demesiyle öyle bir gerilmiştim ki. Neyi bitirecekti, neydi söylemesi bu kadar zor olan içim içimi yiyordu ama düz bir suratla durmaya çalışıyordum.

"Bak bir süredir eskisi gibi değiliz, bana çok uzaksın ikimiz de inkar edemeyiz. Ama Kerem, ben fark ettim ki...fark ettim ki ben sensiz yapamıyorum. Bunu başlarda sadece beraber büyüdüğümüz için sanıyordum ama Ferdi fark etmemi sağladı, gözümü  açtı."

Neyi fark etmeni sağladı, nasıl gözünü açtı Allahım noluyoruz diye bağırmak istesem de sesimi kesip dinlemeyi tercih ettim.

"Bak Kerem çok düşündüm, çok da korktum hatta sana karşı olan tavırlarım uzun bir süredir o yüzden böyle. Kerem ben seni seviyorum, seviyormuşum. Bunu çok geç fark ettim ama hep öyleymiş. Ben sensiz kalamadım. Bebek gibi sarı saçların, tertemiz mayıştırıcı kokun, saramadığım ve uzak kaldığım müddetçe düşlediğim kolların Kerem, mahvoluyorum senden uzak kaldıkça.

Ferdi olmasa bunları göremezdim, anlayamazdım. Düşünsene belki de daha da kopacaktık ama...şimdi belki-" fırsat vermeden dudaklarına yapıştım. Bu cesaret nereden geliyor derseniz bir zahmet gelsin amk sırığımın söylediklerine bakın.

Dudaklarımız bir kaç saniye öyle kaldı, ta ki Altay çekilene kadar. Şimdi sıçtım diye söylenecekken donmuş Altay'ın surat ifadesine kahkahayı bastım.
"Kerem bu ne demek, bu neydi şimdi?"
"ne neydi Altay ya salak mısın offf işim var seninle."
"bu evet demek mi oluyor yani?" gözleri kocaman açılarak sordu bu soruyu.
"evet tabii ki şapşal herif" dedim ve cümlemi bitirmemle dudaklarıma yapışması bir oldu.

İkimiz de yıllardır susuz kalmışcasına dudaklarımızı sömürüyorduk. Bu an nasıl yaşanıyor aklım almıyordu. Yıllardır ben ona, o bana hasretken pat diye olması imkansızmış gibi geliyordu ama sanırım değildi. Hayallerimdeki biz, gerçekten biz oluyorduk.

"Kerem şerefsizim ağlayacağım"
"Altay'ım ya bu anı ne kadar bekledim haberin var mı senin?"
"sahi Kerem, madem birbirimizi seviyorduk, o zaman ne diye bunca zamanı harap ettik"
"bizde biraz salaklık var sanırım. ama önemli olan netice değil mi? kavuşuyorsak ne zaman ve nasıl olduğunun önemi yok."
"küçük edebiyatçım ya ağzını yerim senin." diyerek tekrar dudaklarıma yelteniyordu ki

"hooooop yavaş ol aslanım, orda dur. evlenmeden olmaz."
"sevgilim saygı duyuyorum sınırlarına ama aslan falan da ayıp oluyor."
"fenerli tribini es geçiyorum. sen bana az önce sevgilim mi dedin?" şerefsizim şuracıkta bayılmama ramak kaldı. Sevgilim ne, ne demek sevgilim? Senin ağzını yerim ben adam.

"evet sevgilimsin. en çok benimsin, en sevgilimsin."
"tamam Altay en çok sevgilim sensin." diyerek gülüyordum ki beni bir kez daha öptü, gülüşümden."

Bu akşam kalp krizinden ölmezsem iyi. Ölürsem de sebebine sevdiğine kavuştu, kalbi dayanmadı gitti yazarsınız artık.

"Altayım geç oldu artık ben gitsem iyi olur."
"Aaaaaa ama bebeğim daha dur yeni geldin sayılır. Hem bizimkiler de Bursa'da zaten kalsan ya burada." dedi yavru köpek gibi bakış atarak. Kahrolsun ben bu surata nasıl hayır diyebilirim ki.
"O zaman ben abime haber vereyim."
"Ver papatyam verrr."

İzni de hallettikten sonra Altay bana kendi şroruyla tişörtünü verdi. Her ne kadar çuval gibi olsam da el mecbur giydim.
" Ben bir lavaboya gidip geliyorum hayatım." diyerek kaçtım nedense. Hazır tekken gruba girip bizimkilere haber vereyim dedim.

kekosun | alkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin