8. kır çiçeği

467 43 149
                                    

okuma ve oylar düşmüş olsa da 1k'ya yaklaşmamız şerefine yazıp atayım dedim. oy ve yorum atan herkese çokkk teşekkür ederim. iyi okumalar💞

altay'dan

oytunun yanına giderken içimde bok gibi bir his vardı, yüksek ihtimalle keremi öylece bırakmamdan dolayıydı bu. ama oytun öyle konuşunca eğer başı beladaysa veya kötü bir şey varsa sonradan pişman olmak istemediğim için gitmeye karar verdim.

eskiden çok aşina olduğum evin zilini çaldım ve içeri girdim. kapıdaki oytunun gözleri şiş ve kızarıktı.

sarılmaya yeltendi fakat geri çekildim ve salona geçtim.

"ne oldu oytun?"

"altay ben seni çok özledim. ayrı kaldığımız bu süre boyunca çok düşündüm ve bence tekrar-"

sinirle soludum, gerçekten bunları söylüyor olması beni deliye döndürdü.

"sen ne dediğinin farkında mısın oytun? biz ayrılalı 2 yıl olacak ve üstüne üstlük sen beni yakın arkadaşım berkeyle aldattın. bak aldattın diyorum. şimdi gelmiş bana tekrar deneyelim diyorsun. şaka falan mısın sen?"

"altay ben çok pişmanım. hem o zaman daha küçüktük, yanlışlar yapıyorduk." gözyaşı içinde cevapladı beni. sıçayım timsah gözyaşlarına.

"oytun sana inanamıyorum ya. ben keremleyim biliyorsun dimi? onu o kadar seviyorum ki burada sana izah bile edemem bunu. senden sonra kimseyi sevemem sandım ben, güvenemem sandım ama o bütün yargılarımı yıktı. beni öyle güzel seviyor ki, sevmek ve sevilmek ne demek onunla öğrendim."

dememle gözünü sildi ve yanıma oturdu.

"aptalsın altay, hiçbir şeyi göremiyorsun. kerem seni beratın yara bandı olarak kullanıyor. senin ilgin onun hoşuna gidiyor. ki sen bile onu sevmiyorsun altay, biz hala birbirimizi seviyoruz." dedi.

"sen gerçekten iğrenç bir insansın. kerem değil ki bu söylediklerini yapmak, düşünmez bile. o senin gibi kalbi ve zihniyeti kirli bir insan değil. ki senin aklın başına beni keremle gördükten sonra mı geldi? siktir git gerçekten oytun sınırlarımı zorluyorsun."

diyerek ayaklandım. peşimden geldi ve kapıda durdum.

"bana istediğin iftirayı at ya da kötü konuş ama kerem hakkında değil kötü bir şey söylemek, düşündüğünü bile bilirsem senin için kötü olur oytun." diyerek onay alma ihtiyacıyla ona döndüm.

beni durdurarak ellerimden tuttu ve sarıldı. sarılmasıyla hemen onu iterek uzaklaştım.

"bir daha bana yaklaşma oytun. bakma bile hatta midemi bulandırıyorsun. sana acıdım ve geldim ama gördüm ki hala aynı yerde sayıklıyorsun. umarım bundan sonra da olduğun leş gibi noktada kalmazsın." diyerek ayrıldım binadan.

sakinleşmeye çalışarak barışlara doğru yürümeye başladım. pişman olmamak için geldiğim yerden çok daha fazla pişman olarak ayrılmak göğsüme sancılar sokuyordu.

keremi böylesi saçma bir sebepten bırakıp gitmek aptallıktı.

düşüncelerimi durdurarak zili çaldım ve daireye doğru yol aldım.

kekosun | alkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin