8

962 64 5
                                    

İyi okumalarr...💞

.

Jeon Jungkook
Gözlerimi aralayıp karşımda Taehyung'u gördüğüm de nefesim kesildi, onu görmeyi hiç beklemiyordum. Taehyung beni
İzliyordu. "Günaydın uykucu bebek, nasılsın?" Diye sordu şefkatli sesiyle. "Günaydın Taehyung, iyiyim. Bir şey mi oldu?" Diye sordum ona.

"İlaç içmen lazım, uyandırmaya kıyamadım. Senin uyanmanı bekledim." Kıyamamış mı bana? "Anladım. O zaman içeyim ilaçlarımı." Heyecanım sesime vurmuştu. Rezildim.

Gülümsedi, elime bir tane hap ve bir bardak su verdi. "İç bakalım." Dedi. Hapı ağzıma attım ve suyla beraber mideme indirdim. Bardağı yanımdaki komodine koydum. "Teşekkür ederim Taehyung." Dedim utangaç bir
Sesle. "Ahh, siktir..." kısık sesle söylediği şeyi tam duyamadım. "Her şey için teşekkür etme be güzelim, asıl ben sana teşekkür ederim."

O neden bana teşekkür etmişti ki? "Sen neden teşekkür ediyorsun ki? Ben hiç bir şey yapmadım senin için." Son cümleyi üzülerek söylemiştim çünkü gerçekten o benim için bu kadar şey yaparken benim ona hiç bir şey yapmamam...

"Senin benim hayatımda olman yetiyor bana." Demişti bana cevap olarak. Ahh... utangaç gözlerle başımı eğdim. Eminim kızarmıştım. Taehyung'un elleri çenemi buldu. Kafamı kaldırmıştı. "Sen... kafayı yiyeceğim, nasıl bu kadar tatlısın?" Çenemi tutan elinin baş parmağı yüzümü okşuyordu. Nasıl mı tatlıydım? Nerem tatlıydı ki? O daha tatlıydı. "Sen daha tatlısın.." dedim utanarak.

"Hassiktir... Jungkook ben seni yemeden kahvaltımızı yiyelim güzelim hadi." Beni yemeden mi?

Battaniyemi üzerimden attım. Tavşanlı patiklerimi ayağıma geçirdikten sonra "Taehyung, sen in aşağı. Ben bir tuvalete gidip geliyorum." Dedim. Taehyung beni onayladıktan sonra çıktı. Ben de odanın içinde bulunan tuvalete girdim. Ve işlerimi halledip çıktım.

Kahvaltı masasına indiğimde Taehyung'un gözleri beni buldu. "Hadi gel bakalım küçük." Dedi. Taehyung yememiş, beni bekliyordu...
Ben de masaya oturunca ikimizde yemeye başladık.

"Bugün yapmam gereken işlerim var. Onun için evde olamayacağım. Sen de kendine ben yokken iyi bak tamam mı?" Dedi bana. Of ya, Taehyung'u hiç göremeyecek miydim şimdi?

"Tamam Taehyung, ne zaman gelirsin?" Diye sormuştum. "Muhtemelen geceyi bulur güzelim." Gitme demek istesem de diyemedim. Başımı salladım.

Kahvaltı bitince Taehyung "Ben çıkıyorum" dedi. Onu uğurlamak istemiştim. O yüzden onunla beraber kapıya kadar yürüdüm. "Bir şey mi oldu?" Dedi bana. Evet oldu. Gitmeni istemiyorum.

"Bir şey olmadı, seni uğurlamak istedim." Dedim gülümseyerek. "Ah, pekala. O zaman bir öpücük alabilir miyim?" Diye sordu bana. Onu öpmemi istiyordu. Parmak uçlarıma kalkıp yanağını öptüm. "Ohh, şimdi işlerim güzel geçecek." Dedi. Utanmıştım. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Bir şey olursa beni ara tamam mı küçüğüm?" Başımı salladım. "Görüşürüz Taehyung." Dedim gülümseyerek.

"Görüşeceğiz küçüğüm..."

.

Saat gece 01.17 olmuştu. Ben hala Taehyung'u bekliyordum. Bir ara uykuya dalmıştım. Saatlerce uyuduğumu sanarken sadece 17 dk uyumuştum. Bundan sonra gün daha da geçmedi. Ve saat bu kadar geç olmasına rağmen Taehyung hala gelmemişti.

Ben neden bu saate kadar Taehyung'u beklemiştim bilmiyordum. Ondan hoşlanmaya mı başlamıştım? Evet ilgisi hoşuma gidiyordu. Yanında olmak istiyordum, küçüğüm, güzelim demesi hoşuma gidiyordu. Onun yanındayken kalbim durmak bilmiyordu. Eskiden ona olan hislerim devam ediyordu sanırım. O çok erkeksiydi. İlgimi çok çekiyordu. Onu gördüğüm ilk zaman o kadar etkilenmiştim ki, rüyalarıma girmeye başlamıştı. O günden sonra da zaten dediğim gibi en az 1 ayda bir görür oldum. Ama kendimi ondan soğutmaya çalıştım. Çünkü babamın en büyük düşmanı olduğunu biliyordum. Babam Taehyung'u öldüreceğimle yatıp, Taehyung'u öldüreceğimle kalkıyordu. Bu yüzden ondan hoşlanmamam gerektiğini anladım. Eğer babam ondan hoşlandığımı duysaydı, beni hastanelik ederdi, her zaman yaptığı gibi.

Canım çok sıkıldığı için salona inmeye karar vermiştim. Muhtemelen evdeki herkes uyuyordu. Mutfağa inip kendime kahve yapsam ayıp olur muydu acaba? Yok canım. Niye olsundu ki? O yüzden hemen mutfağa inmeye karar verdim. Hızlıca patiklerimi giydim ve kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek sessiz adımlarla mutfağa indim. Kocaman mutfakta kahve makinesi tezgahın üzerinde duruyordu. Filtre kahve yapacaktım.

"Bana kahve yok mu güzelim?"

Olduğum yerde sıçradım. Bu Taehyung'un sesiydi! Arkama döndüğümde ellerini göğsünde birleştirmiş kapıya yaslanarak beni izleyen bir Taehyung gördüm. Saçları dağılmıştı. Kaşı kanamış ve kurumuştu. Parmak boğumları yara içindeydi.Tanrım bu halide neydi böyle?

"Taehyung! Ne oldu sana?" Telaşla yanına gittim.  "Ne olmuş bana?" Diye gülerek sordu. Farkında değil miydi halinin?

"Üstün başın dağılmış, ellerin yara içinde, kim naptı sana!" Korku içerisinde sordum her şeyi. Taehyung'un dudağının kenarı kıvrıldı.

"Kimse bir şey yapmadı bana güzelim, sakin ol. Hadi bize bir kahve yapayım ben."  Off inatçı keçi ya!  "Taehyung, kahvenin sırası mı? Gel şu yaralarını temizleyelim lütfen, mikrop kapmasın." Dedim ve elinden tutarak onu üst kata çıkarttım.

"Pansuman malzemeleri nerede Taehyung?" Diye sormuştum katın ortasında. "Benim odamda."  Yine elini tutarak onun odasına götürdüm onu. Odasına girdiğimizde "şuradaki dolapta" dedi eliyle bir dolabı işaret ederek. Dolaba ilerledim ve içindeki pansuman  malzemelerini elime aldım. Tekrar Taehyung'un yanına gittim.

"Otur Taehyung." Dedim koltuğu göstererek. Oturdu. Oksijenli suyla yaralarını temizlemeye başladım.  Bu esnada yüzüne çok yakındım.

Nefeslerim yüzüne, nefesleri yüzüme çarpıyordu.

Kalp atışım hızlanmıştı tekrar. Taehyung, gözlerimin içine bakıyordu. Onunla göz göze gelmeye korkuyordum, çünkü çok yakışıklıydı şu an ve dayanamayıp öpebilirdim. Yani tabi ki utancımdan öpemezdim ama olsun, ne olur ne olmaz.

Yaralarını temizlemem bittiğinde gazlı beze batikon döktüm ve onu parmak boğumlarına sarıp yapıştırdım. Aynı işlemi kaşınada yaptıktan sonra "sıra bende," dedi. Soran gözlerle ona baktım. "Vücuduna krem sürmemiz gerekiyor." Dedi. "Ah, doğru, tamam sürelim." Dedim ben de.

Kutunun içinden benim kremimi çıkardı. "Tişörtünü çıkartır mısın güzelim?" Ahh, tabii çıkartırım ama utanıyorum... bir şey demeden tişörtümü çıkarttım. Taehyung alt dudağını ısırdı. Vücudumda ki yaralara bakıyordu, üzülmüş olmalıydı. Boğazını temizledi ve gözlerime baktı.

"Dön." Dedi hırıltılı sesiyle. Dediğini yapıp döndüm. İlk sırtıma sürecekti. Soğuk krem yaralarıma değdiğinde acıyla inledim. Taehyung hem sürüp hem üflüyordu.

Aynı işlemi her yerime yaptıktan sonra kutuyu kaldırdı. Ve tekrar yanıma geldi. "Sen niye uyumadın bu saate kadar?" Diye sordu bana. Seni bekledim diyemedim.

"Uyku tutmadı." Dedim bende. "O zaman şimdi uyu. Uyku düzenin çok bozuldu." Zaten çok uykum vardı. Hemen onayladım onu. "Uyurum... Taehyung, bir şey sorabilir miyim?" Ona bunların nasıl olduğunu soracaktım.

"Ah.... Şöyle her şey için rica edişin varya... sor bakalım." olduğum yerde ona döndüm.

"Taehyung, bunlar nasıl oldu?" Dedim elini ve kaşını göstererek. "Hm, onlar mı? Yanlışlıkla elimi cama vurdum güzelim, cam da kırılınca elimi kesti birazcık." Dedi gülümseyerek. Kaşı peki? "Peki kaşın Taehyung?" Kaşlarını kaldırdı. "Sen beni mi merak ediyorsun bakalım, hmm?" Dedi bana biraz yaklaşarak. Gözüm bir anlığına dudağına kaydı ama hemen çektim.

"Evet- yani HAYIR, aslında tamam,birazc-"
Beni kesen şey konuşması oldu. "Çok tatlısın." Tanrım.. zaten şu an acayip utanıyordum. Birde çok tatlısın dedi. Kıpkırmızı olduğuma emindim. "Teşekkür ederim... ben artık yatsam iyi olacak, iyi geceler." Deyip hemen kalktım. Beni kolumdan tuttu. O da ayağa kalkmıştı.

"İyi geceler öpücüğüm yok mu?" Diye sordu. İyi geceler öpücüğü mü..? döndüm, parmak uçlarıma çıkmıştım ama yine de yanağına yetişemeyince o da biraz eğildi. Yanağını öpüp hemen odama koşmaya başladım.

Odama geldiğimde biraz soluklandım. Sonra yatağıma oturup Taehyung'u düşünmeye başladım. Gerçi artık her dakika aklımdaydı, orası ayrı. Ah... çok etkileyici bir adamdı.

Sanırım, ona aşık olmaya başlamıştım...

.

Bebislerimm selamm💞
Umarım can sıkmıyordur.
Oylarsanız sevinirimm💞💞

Mafia Of My Heart - TKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin