#Bölüm Şarkısı: Pinhani - Beni Sen İnandır
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım...
Keyifli okumalar
****
"22'ye 20, 23'e 21! Haydi!"
Uzay skoru sayarken, bunu oyun başladığından beri yapıyordu, satranç oynayan ikili gürültüye daha fazla dayanamayacak gibi olduklarından onlardan tarafa bakıyordu.
"Oğlum yeter lan! Sayaç sayıyor zaten."
Demlikteki kahveyi kupalara doldurup deri koltuklara ilerledim.
Burak ayak bileğini dizinin üstüne atmış yabancı bir makaleyi okuyordu.
"Ayağına dikkat et, kahveyi devirirsin."
Burak'ın yanına oturup bilgisayarımı dizlerime koydum.
"Sen ne yapacaksın?"
"Dış İşlerinden mail ve evraklar gelmiş. Onlara bakacağım."
"Enişte bey napıyor?"
Burak Oğuz'u ve beni kızdırmak için enişte diye geziyordu etrafta. Burak ne kadar dalgaya alsa da Ege halinden memnun değildi.
Seni bir daha üzerse, diye başlayan cümleleri Oğuz'un yanında sarf ediyordu bu da haliyle Oğuz'un canını sıkıyordu.
"Haberim yok. 1.5 aydır da haber alamıyorum biliyorsun."
"Kötü bir şey olsa haberi gelirdi."
"Sağol Burak içimi rahatlattın şuan."
"Ne var kızım yalan mı?"
"Tamam Burak sıçtın moralimin içine."
"Dost acı söyler."
"Yürü git lan."
Bilgisayarda mailleri yazarken gözüm Nazlı'ya takıldı.
Ortak alanda duvara ışıklarla astığımız resimlerin başında tek bir resme bakıyordu. Bilgisayarı kenara koyup Nazlı'nın yanına ilerledim.
"Nazlıkuş? İyi misin?"
"Rüyamda gördüm. Aynı yerde, aynı masada 9 kişi beraberdik."
Gözlerini sildi.
"Ayla ne zaman geçecek?"
"Geçmeyecek. Bir yerde o sürekli seninle gezecek. Benimde rüyalarımdan çıkmıyor. Nazlı benim dizimde son nefesini verdi o. Benim yüzümden..."
"Kendini suçlama sakın. Burada olsa ve bizi duysa en çok buna kızardı."
"Ne yapayım Nazlı? Elimde değil benimde."
Koltuğun arkasına yaslandım.
"Bu resmi ne zaman çektik biz?"
"Ahmet kameradan bulmuş çıkarmış."
"Neye bakıyorduk?"
"Adada esir tutulan askerlerimiz vardı ya. O olay."
"SAT'ların gittiği?"
"Evet, o. Hatta akşam haberlere çıkmıştı. Yunanistan'la birbirimize giriyorduk."
"Hazır ortalık zaten karışıkken, balkonu da mutfağa mı katsak?"
"Ne dedin sen?" dedi Hurşit.
"Sen bizi mi dinliyorsun?"
"E sesiniz geliyor. Nereyi nereye katıyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Bi Fısıltıyla Başladı •texting•
Short Story''Dünya ne kadar diye sorsalar, 'Onun gözleri kadar' derdim." --- Bu neydi şimdi? Bilinmeyen Numara: Hangi çiçekten çalıntıdır huyun? Bilinmeyen Numara: Hangi ırmağın peşinde kaybolur güzün? Bilinmeyen Numara: Çok yürüsen ormanında bulur muyum? Bil...