Helloo! Nasılsınız? bu kitabı okuduğunuz tarihi ne kadar çok merak etsem de en sinir olduğum 'başlama tarihinizi ve saatinizi yazın' lafı olmuştur. Yazarsanız mutlu olurum yazmazsanız da Semicenk gibi canınız sağ olsun... Eleştiriye de her zaman alışkınımdır lütfen bir kusurumu gördüğünüzde yazarsanız sevinirim. Birde önerdiğim şarkı ile okursanız daha fazla keyif alacağınızı ve duyguya gireceğinizi düşünüyorum.
Bir hatam, kusurum olduysa affola...
Bölüm Şarkısı; Remembrance
&&&
Gidenin mi canı daha çok acır yoksa geride kalanın mı? Herkesin bu konuda bir fikri var, benim fikrimi soracak olursanız eğer geride kalanın canı daha çok acıyor. Hele ki giden hiçbir açıklama yapmadan veya saçma bir nedenden gittiğinde. Benim hikayemde de geride kalan ben oldum, ayrıldığımız günü dün gibi hatırlıyorum hâlâ...
"Kimler gelmiş ya, bir gittin kendini özlettin be kızım"
kendimi toparlayıp bakışlarımı Fırat abiye çevirdim, sahte bir gülümseme ile
"Ya Fırat'cığım biliyorsun işleri işte Brad Pitt ille de gel deyince akan sular durdu bende"
Fırat abi kahkaha atarken ona sarılacaktım için hamle yapmıştım ki, Onur bacağımı ısırmıştı ben acı ile inlerken Ali abim Onur'a sesini yükseltip bunu neden yaptığını sormaya başladı
"Onur! bunu neden yaptın oğlum?"
"O benim Halam! Fırat abinin değil ki"
"Tamam abi, çocuk işte boş verelim zaten bende çok yorgunum size iyi eğlenceler, Onur hadi halam"
Onur suçlulukla başını sallayıp elimi tuttu hangi insan küçükken sevdiği kişileri kıskanmazdı ki, bavulumu çocuk odasına getirip pijamalarımı çıkardım, banyoya doğru giderken Onur'a seslendim
"Halam ben üstümü değiştirip geliyorum sende pijamanı giy hadi"
Onur kafasını sallayıp dolabının yanına doğru adımlamaya başladı onun bu haline gülüp banyoya girdim işlerimi halledip üstümü değiştirdim. Banyodan çıkıp Onur'un odasına doğru adımımı atarken birine çarpmıştım
Kokusu kendisini ele vermişti... Bu oydu, Ayazdı. Kafamı kaldırıp yana doğru kaydım ve Onur'un odasına doğru adımlarken kolumdan tutup gitmeme engel oldu. Sakince kafamı ona doğru çevirip donuk bakışlarımla yüzüne doğru baktım.
"Hoş geldin..."
kafamı olum anlamda sallayıp gidecekken tekrar kolumdan tuttu
"Bir şey demeyecek misin?"
bakışlarımı elinden çekip gözlerine baktım
"Ne dememi bekliyorsun?"
"Eski yaşananlar benim hatammış gibi birde soğuk mu yapıyorsun Zehra?"
gözlerinde sadece kırgınlık vardı, eski olanlar için benimi suçluyordu? ağzımı açıp cevap verecekken abimin sesi aramızda yankılandı
"İkiniz ne yapıyorsunuz burada?"
Ayaz elini kolumdan çekip Abime doğru bakmaya başladı bende durumu toparlamak için
"Ben banyodan çıkarken Ayaz'da girecekmiş, o sıra karşılaştık hoş geldin, hoş bulduk diye konuşurken dalmışız işte"
abim onaylamaz bakışlar atıp bana doğru konuşarak
"Ayaz abi Zehra, Ayaz değil! 3 yaş büyük senden o"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA
Teen FictionHakkari Zehra'da güzel anılar bırakmaz, elinden ilk aşkını, her şeyim dediği kişiyi alır elinden. Bir gün tayini tesadüfen Hakkari'ye çıkar ve zorunlulukla geri gelir. Ama bilmediği bir şey vardır, kader kötüde olsa iyide olsa yazmıştır bir şeyler. ...