1.

9.9K 112 37
                                    

Selammlar. Bu kurguyu daha önce 13 bölüm kadar yayınlamıştım fakat wattpad tarafından kaldırılmıştı. Kurgu bir okuyucum tarafından tekrar elime teslim edilmişti ama açıkçası hevesim gitmişti. Ama bugün şansa bakın ki kurgum tekrar olduğu gibi geri gelmiş. O yüzden tekrar yayınlama kararı alıyorum.

Kurguda ufak tefek diyalog değişiklikleri yapıyorum. Eski okuyucular tekrar baştan alabilir hem böylece olay akışını hatırlamış olursunuz. Bölümler düzenlendikçe gelecektir diye umuyorum.

Yetişkin içerik barındırır lütfen 18 yaş altı okurlar kurguyu okumasın. Aşkolar bu bir öğretmen öğrenci kurgusudur ona göre. Yani rahatsız olacaklar okumasın. Yasal olmayan veya pedefoli bir durum söz konusu değildir! Şimdi ciddiyet yeter aşkolar gülelim eğlenelimmmm.

Başlama tarihlerinizi buraya alalım lütfennn.

💓💓💓

Hayran olduğum gökyüzüne bakıyordum. Normalde olduğundan daha üzgündü bugün gökyüzü. Açık masmavi, beyaz bulutlu gökyüzünün yerini gri bulutlar almıştı bugün. Evren, kimi insanların akıtamadığı göz yaşlarını yağmur olarak indiriyordu sanki yeryüzüne. Yazın ortasında yağan yağmur hepimizi hazırlıksız yakalamıştı. Ama ne çıkışta bu incecik kıyafetimle nasıl döneceğimi, ne de ıslanacak olmamı düşünmüyordum şu an. Tek düşündüğüm şey açık camdan burnuma ulaşan ıslak toprak kokusunun zihnimde çağrıştırdığı anılardı.

Ben dalmış bir şekilde gökyüzüne bakıp müzik dinlerken aniden kulağımdaki kulaklık çekildi.

"Asel!"

İsmim yine her zamanki gibi sert sesini eksik etmeyen Asaf Yılmazdan yani matematik hocamın dudaklarından usulca çıkmıştı.

Çatık kaşlarına ve sinirli bakan yüzünün aksine sesimi düz tutmaya çalışarak "Efendim, hocam?" demiştim.

E başka ne diyebilirdim ki?

"Önüne bak asel. Cama değil, önüne bak. Son 20 dakikan kaldı ve 100 soru çözmediysen bu haftaki ödevlerini artırırım," dedi hiç acımadan.

Oflayarak kalemi elime aldım ve önümde duran matematik soru bankasına odaklanmaya çalıştım. Soru çözümü saatindeydik ve ben birazcık dalmıştım. Yani bu tepkisi yersiz değildi aslında.

Peki iyi hoş ama sen neden hâlâ buradasın hocacığım? Gitsene ya odaklanamıyorum!

Kafamı kaldırıp tekrar Asaf hocaya baktım.

"Başka bir şey mi oldu hocam?"

"Hayır olması mı gerekiyor?"

"Hayır ama hâlâ gitmediniz ya hani o yüzden dedim."

Bir süre yüzüme baktı, sonra elindeki kulaklığı göstererek "Çıkışta ödev kontrolü için geldiğinde veririm," dedi ve gitti.

Dediğim gibi tepkisinde tamamen haklıydı. Son zamanlarda dikkatim fazlasıyla dağılmıştı. Tabii kendimce sebeplerim vardı ama dünyam başıma yıkılsa bile dersleri boşlama gibi bir lüksüm yoktu bu sefer.

Daha fazla oyalanmadan kalemi elimde sıkılaştırıp önümde duran teste odaklandım ve çözmeye devam ettim. 20 dakikam vardı ve ben şu ana kadar 80 soru çözmüştüm. Bu 20 dakikada 20 soru çözmem gerekiyordu. Dakika başına tek soru çözmek için senelerce çalışmıştım.

Tıp istiyordum ve puanı oldukça yüksek bir bölüm olduğu için ilk sınava girişimde başarılı olamamıştım. Ama babam hayalimin peşinden gitme konusunda beni desteklediği için bu sene tekrar hazırlanıyordum. Haliyle okulu bitirmiştim yani sadece dershaneye gidiyordum.

ALEV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin