ALEV +18

10.

"Dersimiz ne şimdiki?"

"Asel üzgünüm ama, ders fizik," dedi ecrin.

"Of hayır ya!"

Evet en sevdiğim ders ömer denen hoca yüzünden en sevmediğim derse dönüşmüştü. Adam öyle itici, öyle gıcıktı ki dersine bile giresim gelmiyordu. Sonra kendi kendime diyorum ki "Asel sakin ol. Alt tarafı iki saatlik dersin var sonra yüzünü görmeyeceksin."

Ama yok!
Yok yani kendimi tutamayacağım olan bana olacak en sonunda!

Zaten dün gecenin etkisindeydim hâlâ. Gönlüm deli gibi asaf hocanın yanında olmaktan yanayken gitmek zorunda kalmıştım. Sonuçta daha fazla orda dursam saçma olacaktı. Ne sıfatla olacaktım ki yanında? Öğrencisi olarak anca o kadar durabildim işte.

Bugün ne fark ettim biliyor musunuz? Bu dershane asaf hoca olmadan hiç çekilmiyormuş. İnsanın gözü onu arıyordu bir yerden sonra.

Tabii ki de asaf hoca bugün gelmemişti. Sonuçta dedesi daha dün çıktı ameliyattan. Bence bir süre daha gelmezdi asaf hoca. Yokluğu kendini açıkça belli ederken, bu akşam ona mesaj atıp dedesinin durumunu sormayı aklıma not ettim.

"Aşkım yine nerelere daldın?"

Ecrinin bana seslenmesiyle gözlerimi öylesine baktığım masadan çevirdim ve gözlerine baktım.

"Hiç öyle düşünüyordum."

Başını salladı anlayışla ve "Merak ediyorsun haliyle," dedi.

Bu sefer ben başımı salladım.

Anlayacağınız üzere dün geceyi ecrine anlatmıştım. Yani, çoğunu anlatmıştım diyelim biz ona.

"Aşkım senin bana anlatmadığın başka bir şeyler var sanki he?"

Ne diyebilirim ki? Bu kız benim kardeşimdi. Bir bakışıyla anlardı her şeyimi. Bu sorusuna iç çekerek başımı salladım.

"Yani evet var. Var da, şimdi anlatamam. Ne diyeceğim ya bu gece bende kalsana."

"Hmm bilmem ki," dedi ecrin düşünerek.

"Ya kal iştee yarın beraber geçeriz dershaneye."

Israrım üzerine ecrin "Tamam kuzum kalayım o halde," demişti.

"Bu gece dedikodu var desene."

Ecrinin bu haline gülümserken "Hem seninde bana anlatacakların var," dedim imayla.

Kaşlarını çatarak ne demek istediğimi anlamaya çalıştı.

"Anlamadım ne alaka?"

Kolumla kolunu dürttüm ve "Selimi diyorum ecrin selimi," dedim.

Gözlerini belerterek sağa sola baktı. Kafetaryada tanıdık görmeyince yüzündeki o gerilme rahatladı.

Utanmıştı.

"Ne alakası var canım şimdi selimle?"

"Orasını sana sormak lazım canım."

Utanarak önündeki kahvesinden bir yudum aldı ve gözlerini kaçırdı.

"Tamam yani öyle ufak, mini minacık bir şey olabilir ama öyle daha bir şey yok yani," dedi baş parmağıyla işaret parmağını kıstırarak (🤏)

"Ona ben karar vereceğim akşamm," dedim ve bu sefer ben önümdeki kahvemden bir yudum aldım.

💞💞

Derste telefonuma gelen mesaj ile dikkatimi telefonuma verdim. Mesaj uzun zamandır yazmak istediğim ama fırsat bulamadığım umut abimden gelmişti. Telefonu sıramın altından çıkararak mesaja göz ucuyla baktım.