Arabanın durmasıyla ikimizde vakit kaybetmeden indik. Asaf hoca ilerlerken yandan bir bakış attı bana. Bu endişeli hali beni daha da endişeye sokarken, tek yapabildiğim adımlarına ayak uydurmaktı. Adımları sanki nereye gideceğini bilirmişçesine ilerliyordu. Bense usulca onu takip ediyordum. Kısa bir süre sonra asansöre binmiş ve 6. Kata basmıştı.
Asansörde sesizce beklerken sesizliği bozan o oldu.
"Yorgunsan durmak zorunda değilsin asel. Seni eve bıraktırabilirim."
Bakışlarım anında onu bulurken "Hayır hayır. Yanınızda olmak istiyorum. Yani şey, eğer sizin için bir sorun olmayacaksa," dedim çekinerek ama aynı zamanda tüm cesaretimle gözlerine bakarak.
Endişeli yüzünde ufak bir yumuşama meydana geldi ve dudakları çok hafif bir şekilde kıvrıldı. Öyle ki, emin bile olamamıştım kıvrılıp kıvrılmadığına.
"Benim için sorun yok."
Gözleri gözlerimi esir alırken bu sözleri söylemişti. Etkisine kapılıp gittiğimi hissettiğim sırada asansör durmuş ve bizi hedeflediğimiz kata ulaştırmıştı.
Asansörden çıktığımızda boş ve sesiz kat bizi karşıladı. Bu beni şaşırtırken tek yaptığım asaf hocayı takip etmek olmuştu. Çok geçmeden koridordan sağa dönerek bir ameliyathanenin önüne gelmiştik. Ameliyathane göz açımıza girer girmez aynı zamanda kapının önünde bekleyen bir kaç takım elbiseli adam ile karşılaştık.
Hiç üşenmeden adamları saydığımda 8 kişi olduklarını öğrenmiştim. Adamların hepsi siyah gömlek ve siyah pantolon giyinirken, aralarından sadece birinin üzerinde gri bir eşofman ve beyaz bir üst vardı. Bu durum beni şaşırtırken aklımdan bir kaç senaryonun geçmesine engel olamamıştım.
Güvenlik tarzı bir şey olabilirlerdi. Yani yüksek ihtimalle öyleydiler. Bu durumda aklıma bir başka soru düşüyordu. Ne gerek vardı? Ne içindi onca güvenlik? Ben senaryolarımla boğuşurken gri eşofmanlı kumral, zayıf ve uzuna ama asaf hocanın boyunu geçmeyen genç çocuk yanımıza gelerek asaf hocanın tam önünde durmuştu.
Gözleri bana kaysada tekrar asaf hocaya dönmüş ve "Abi gelmişsin," demişti.
Asaf hoca başını sallarken hoşnut olmayan bir şekilde "Durumu nasıl?" Demişti.
"Yani, iyi diyemem abi. Doktorlar durumu riskli diyorlar. Az önce hemşire kan grubumuzu sordu ama hiç birimiz uyuşmuyoruz abi."
"Uyuşmuyorsa başkasını bul ferhat!" Dedi asaf hoca sert bir tavırla.
"Arattırıyorum zaten abi, ama hâlâ haber yok."
Asaf iç çekerek elini hafif çıkan kirli sakallarına getirdi ve orada gezdirdi sinirle. Dikkatli baktığınızda ferhat ve asaf hocanın birbirine az çok benzediğini görebilirdiniz. Yani birisi esmer birisi kumral olsa da, yüz hatları az çok benziyordu. Acaba asaf hocaya saygı gereği mi abi diyordu yoksa gerçekten abisi miydi?
"Şey kan grubu neydi dedenizin?"
Sesimi duymalarıyla ikisi bana döndü. Adının ferhat olduğunu öğrendiğim adam dikkatini tamamen bana vererek cevapladı beni.
" 0 Rh Negatif. Dediğim gibi nadir bir kan grubu."
Tam tahmin ettiğim cevabı almamla yüzümde ufak bir tebessüm oluşmuş ve "Benim kan grubumla aynı. Ben kan verebilirim," demiştim.
Asaf hocanın az önce sinirle kapanan gözleri açılmış ve anında beni bulmuştu. Ferhatın ise yüzü anında gülmüş ve "Cidden mi?" Demişti.
Bu haline gülerken başımı sallamıştım.
"Allah gönderdi seni-"
Duraksayıp yüzüme bakmasıyla "Asel," demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV +18
RomanceDershanede -öğrenci öğretmen- kurgusudur. Yetişkin içerik barındırır. (Pedofili gibi bir durum söz konusu değildir) Bu kadar ciddiyet yeter aşkolarr şimdi eğlenelim gülelim. 💓 - Ve sen güzelim Bir yandan konuşurken aynı zamanda parmakları ile kil...