GARDİYANLAR VE KORUYUCULAR

BÖLÜM _ 1 SAMİRA

"Tespit edildi mi?"

"Evet."

 "Hepsi mi?"

 "Hayır ama yakında ortaya çıkacaklardır."

 "Biz bulduysak-"

 "Kesinlikle."

 "O halde bir tatile ihtiyacımız var."

  Rüzgar en temiz haliyle kamçılarcasına dağı döverken, dört derin ses, ölümlü kulaklara yasak dille olan konuşmalarını sonlandırarak havaya karışıyorlar.

 SAMİRA

Çok sevgili okulumun tapılası 3. yıl son dönemine hoş geldiniz. Aşırı normallikten can sıkıcı hale gelecek olan boğucu bir dönem daha. Şehrimde sıradan bir gün, ülkemde sıradan bir yıl. Biraz karamsarsam kusura bakmayın, bu lanet olası okul için biraz önce tam üç saat yol teptim ve saat mutlu olmak için henüz çok erken.

 Benim ülkemde doğumunuzla birlikte hayatınız çoktan belirlenmiş durumdadır. Ya zengin bir ailenin zengin çocuğu olarak her şey önünüze serilir ve siz kendi kendinize bunalıma girecek bir şeyler üretirsiniz, ya da paranız yoktur ve hayalleriniz için beslendiğiniz umutla on kaplan gücünde çalışmanız gerekir, depresyon da pakete dahildir. 

 Ben parasız tarafta doğanlardanım ve on kaplan gücüne aşinayım.

 Her neyse, burada doğdunuz ve parasız tarafta mısınız? Eh, ulaşım araçları aynı zamanda sosyalleşme mekanlarınız olacak, kendinizi hazırlayın ve lüks kelimesini kafanızda yeniden yazmaya başlayın dostlar. İlkokuldan itibaren eğitim hayatınızın sonuna kadar –ki bu da az bir şey değil, üniversite dahil on altı boşa harcanmış yıl- sözde iyi bir vatandaş olabilmek adına en az iki saatlik yol gideceksiniz. Tabi dönüş dahil değil.

 Eğitim hayatınıza erkenden başladınız diyelim, artık okuldasınız. 

 Beklentinizi düşürün gençler, yapacağınız tek şey her yıl sınavlarınızı verebilmek için ezber yapmak ve bu sırada, liseye giriş sınavından yüksek not alabilmek adına, Tanrı'yla aranızda çeşitli anlaşma türleri düzenlemek olacak. Çünkü bütün okul hayatınız boyunca, yalnızca önünüze çıkan gereksiz sınavları atlatmaya çalışacak ve tabi üniversiteye gelene kadar asla bir dil daha öğrenemeyeceksiniz.

 Lise sınavında işlerin aslında Tanrı'yla değil de şeytanla anlaşmaya bağlı olduğunu öğrendiğiniz için, sistemdeki açıklara küfür ederek de olsa, siz yine Tanrı'yla anlaşma yapmaya çalışacaksınız. Çünkü şeytan paralı züppelerle anlaşmaya daha bir hevesli. 

 İşte, eğitim sistemimiz de böyle. Gerçi itiraf etmeliyim ki ben hep dört ayak üzerine düştüm. Şu an en azından İngilizce biliyorum ve kısmen iyi bir eğitim aldığıma da eminim. Tabi bunun nedeni, annemin aksi gerçekleşmesi halinde beni oturtup kendi eğitebilecek kadar gözü kara olması olabilir. İnanın bana onunla çalışmak istemezsiniz, söz konusu ders olunca biraz paranoyaklaşabiliyor. 

 Evet, onu seviyorum.

Hadi biraz da çevreden bahsedelim.

 Bilmeniz gereken ilk şey, yaşadığımız çevrede on sekiz yaş kuralının geçerli olmadığı. Burada beyninizin sizi yönetmesine izin veremezsiniz, siz onu yönetmek zorundasınız ve buna en azından üç yaşında başlamış olmanız gerekiyor. Aksi halde Matrix'teki kırmızılı kadından bir farkınız kalmaz .  En dikkat çekeni bile, oradaki koyunların güzelce süslenmiş halinden başka bir şey olmayan, korkunç, kırmızılı kadın.