BÖLÜM_9.2

139 46 144
                                    

CRAIG

Herkes yerleşip kızların gittiklerinden emin olduktan sonra viskimi havaya kaldırarak;

-"Koruyucuların toplantısını açıyorum. Geçmişin, bugünün ve geleceğin savaşçıları birbirlerine ruhla bağlı. Ben koruyucu Craig, bu zinciri ebediyen koruyacağıma yemin ediyorum" diyor ve toplantıyı açıyorum.

'Lanet olsun neden inat ediyor ki?!' diye düşünerek kendimi koltuğa atarken;

"Evet" diyorum sıkıntıyla "Başlayalım."

...

SAMİRA

Kapı kapandıktan hemen sonra kızlara dönerek;

 "Önce koruma" deyip gözlerimi kapatıyorum. Hayali kalkanımın vücudumdan çıkan koca bir ışık küresi halinde odayı sardığını düşünürken göz kapaklarımın altına gerçek bir beyaz ışık doluyor.

 "Vay canına Samira" diyor Jenny sırıtarak "Senin gücünü isterdim."

 "Hayır istemezdin" diyorum tahminen herkesin düşüncesini dile getiren Jenny'e.

İşin garibi şu ki; normal hayatımda da hep insanların ruhunu okuyabildiğimi düşünmüşümdür, o yüzden gerçekten bir konuda tartışmadıkça ya da birini ikna etmeye çalışmadıkça -kısacası herhangi bir tehdit oluşturmuyorken- insanların gözüne bakmaktan pek hoşlanmazdım.

 Şimdiyse... Şimdi tavana bakıp tüm evi kaplayan bir bas sistemiyle müzik dinliyor bile olsam, zihnime sürekli saldıran zihin seslerini okumamak için büyük bir güç sarf etmem gerekiyor. Sanki her saniye ağırlık kaldırıyormuşum gibi. Bitmek bilmez bir spor.

Ya da Çin işkencesi de diyebiliriz. Şu, aynı noktaya sürekli su damlatarak delirtme taktiği gibi. Sürekli kayalara vuran durmak bilmez tsunamiler.

Tamam, çok fazla Amerikan filmi izliyorum.

 "Benim gücüm de mükemmel tabi" diyen Jenny elinde bir ateş şovu yaparken kızların birer birer odada yarattığım sandalyelere kurulmalarını izliyorum.

Hiçbir fazlalık kalmayan odada, sandalyelerimizi birbirimizi görebileceğimiz şekilde bir araya topluyoruz. Tam bir daire değil tabi, sonuçta ruh çağırmayacağız...

 "Şimdi gençler" diyorum zarif ve kullanışlı paltomu düzelterek sandalyelerden birine yürürken. "Doğru düzgün bir toplantı yapmadan önce Jessic- Jess hakkında bildiklerimi size aktaracağım. Ardından da onun ekipte yer alıp almayacağını oylayacağız."

 "Samira" diyor Mell alayla arkasına yaslanırken "Biz bir ekip değiliz."

 "Evet, tabi. Hayalet avcıları olduğumuzu iddia etmiyorum Mell, teknik olarak bir ekip değiliz belki ama içinde bulunduğumuz zaman diliminde, birbirine çevredeki diğer bütün insanlardan daha çok güvenen arkadaş topluluğuyuz" diyorum tam bir inek öğrenci edasıyla "Sadece bunu dile getirmek biraz uzun sürdüğünden kısaca 'ekip' diyorum. Gardiyanlar..Hatırladınız mı?"

Çok sevgili silahşör arkadaşlarıma daha önce kendimize aldığımız adı hatırlatırken gülüyorum.

 "Evet" diyor Mell rahat bir gülüşle "mahkumlar da aşağıda galiba."

 "Biz mahkum olmayalım da..." diyor Iven nihayet konuşmaya katılarak.

 "Hazırsanız.." diyorum ve arkadaşlarımdan birer baş onayı aldıktan sonra, dün gece Jess'in zihninden zorla koparttığım her şeyi onların zihinlerine aktarıyorum.

"Oylama zamanı."

 "Ben kalsın derim" diyor Iven "Yani bizimle demek istiyorum."

Mell onu başıyla onaylayarak Jess'e gülümsüyor.

GARDİYANLAR VE KORUYUCULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin