🎀,, oosterwolde

7

I'm always with you|

Maç günü... Gelmiş çatmıştı çoktan. Arya yüzündeki sarı lacivert boya, üzerindeki 24 numaralı formasıyla tribünlerdeki yerini almıştı. Öndeki özel koltuklardan birini ayarlamıştı Jayden ona. Yanında da Edin Dzeko'nun karısı olduğunu tahmin ettiği bir kadın oturuyordu. Maçtan önce soyunma odasında beraber görmüştü onları.

Heyecandan adeta elleri titriyordu genç kızın. Bu atmosferi zaten çok seviyordu. Bu tabiki ilk kez maça gelişi değildi ama bu sefer sadece bir taraftar değil aynı zamanda bir futbolcunun sevgilisi olarak bulunuyordu. Atmosfer çok güzeldi zaten. Başakşehir stadı olmasına rağmen fener marşlarından başka bir şey duyulmuyordu.

En sonunda çocukların çıkması ile nefesini tuttu Arya. Livakovic, mert, Bonucci ve işte Jayden. Genç adamda oyalandı gözleri. Çubuklu ona gerçekten çok yakışıyordu ama Arya'nın favorisi lacivert formaydı.

Ne ara maçın başladığını anlamayan Arya heyecanla maçı izlemeye başladı. İlk 10 dakika normal giderken 12. Dakika da İsmail Yüksek bir sarı kart almıştı. 20. Dakika da Jayden'ın aldığı sarı kart ile ortalık karışmıştı. Zaten sınırda olan Jayden bu sarı kart ile diğer maçta oynamayacaktı. Arya sinirli bir şekilde hakemle konuşan sevgilisini son nabız da izledi. İtirazdan bir sarı daha görmemesi için dua etmeye başladı. Sonunda Jayden'ın sinirli bir şekilde ayrılması ile maç devam etti.

Mac oynanıyordu oynanmasına ama Arya Jayden'ın çok sinirli olduğunun farkındaydı. Ve bu sinirinin performansına yansımasına çok korkuyordu. Korktuğu başına gelmişti. 29. dakikada Ferdi'nin pasında ceza sahası içinde topu kontrol eden Oosterwolde, kayarak düşünce top Piatek'te kalmıştı. Arya korkuyla ayağa kalktı. Neyseki Livakovic'in müdahalesi ile top gol olmamıştı. Yerde kafasını ellerinin arasına alan sevgilisine endişe ile baktı genç kız. Yapabileceği hiçbir şey yoktu ve onu böyle izlemek onu çok üzüyordu.

1. Yarın geri kalanında maç daha çok karşı takımın yarı sahasında oynansa bile Fenerbahçe gol bulamamıştı. Düdük çaldığında fenerli oyuncular üzüntü ile yedek kulübesine döndü. Jayden ayağını çimlere sertçe vurup oflayarak yedek kulübesine ilerledi. Onun hatası yüzünden az kalsın gol yiyeceklerdi. yedek kulübesine geldiği gibi onu Livakovic karşılamış genç futbolcunun omzunu ovarak ona teselli vermeye çalışmıştı. Kafası yeterince dolu olan Jayden Arya'yı unuttuğunu fark etti. Hazır İsmail hoca konuşmuyorken kulübeden çıktı ve bakışları arka tarafta düşünceli bir şekilde sahayı izleyen sevgilisini buldu. Arya da onu fark ettiğinde kocaman bir şekilde gülümsemişti. Jayden da ona gülümseyerek karşılık verdi. Konuşmak için yeterli uzaklıkta değillerdi. Arya'nın ağzını oynatarak bir şeyler söylemeye çalıştığını fark eden oyuncu tribünlere daha çok yaklaştı. "Sen en iyisisin." Genç kızın ağzını okuyan futbolcu söylediği şey ile kocaman gülümsedi. Ardından sevgilisine küçük bir öpücük attı. Bunu gören arka taraftaki Fenerbahçe taraftarlarının ooo'lamasıyla utanarak kulübeye geri döndü. Arya da utanarak bakışlarını başka tarafa çevirmişti bile. Yanındaki kadının gülerek onları izlediğini fark edince genç kızda gülümseyerek cevap verdi.

"Çok tatlısınız!"

Genç kadının itirafı ile Arya'nın yanakları iyice kızarmış, gerçekten çok fazla utanmıştı. Aşkını açık seçik yaşamaya hiç alışkın değildi. Eski ilişkisinde maçlara bile gelmezdi hatta. Boey bir çeşit totem olduğunu söylemişti, uğursuzluk getiriyormuş. Zamanında buna çok bozulsa da belli edememişti genç kız şimdi burada 'sevgilisini' izlemek ona çok garip hissettiriyordu.

Nihayet ikinci yarı başladığında ilk dakikalarında çok bir şey olmamıştı. 73. dakikada Ferdi Kadıoğlu kendi yarı sahasından aldığı topla rakip ceza sahası önüne gelip sağdan atağa katılan Cengiz Ünder'i gördü. Cengiz'in ceza sahasına girip yaptığı vuruşta meşin yuvarlak az farkla yandan dışarı çıktı. Bu pozisyondan sonra 90. Dakikaya kadar önemli bir pozisyon olmamıştı zaten. Maçın son dakikalarında Fenerbahçe'nin hâlâ gol görmemesi herkesi germeye başlamıştı. Arya oturduğu yerde tırnaklarını kemiriyor, rakip sahasına gelen her topta ayağa fırlıyordu.