İNSAN KUKLACISI

ŞEYTANLA DANS

Karanlık sokakta hiç durmadan koşuyorum.Yağmur damlaları beni ıslatmaktan zevk alır gibi daha çok ıslatıyorlardı.Etrafım ruhlarla çevrilmiş durumda,hepsi bana lanet okuyor.Arkamdan adaletsiz biri olduğumu bağırıyorlar ama ben adaleti bilmeyen bir silahtan ibaretim onlar bunu bilmiyor.

Alev ile Beyaz Şeytan geri de kalmış sanat merkezinin çevresinde arıyorlardı Kabus'u.Onların göremeyeceği bir alana vardığımda cehenneme bir kapı açıp cehenneme geçtim.Sarayın içindeydim,merdivenlere yöneldim.Bir kat çıkıp sola döndüm.Beşinci kapının önünde durdum.Burası benim odamdı,daha doğrusu eski odamdı.

Kapıyı açıp odaya girdiğimde baktığım ilk yer kocaman masanın altı oldu.Kabus odama ilk geldiğinde bile oraya saklanmıştı.Tahmin ettiğim gibi masanın altında oturmuş,kafasını ellerinin arasına almış sallanıyordu.Onu bir doktor görse deli diyeceğine emindim.O bir deli olabilirdi evet,ama biz de en az onun kadar deliydik.

"Kabus..."ellerini kafasından çekip,sallanmayı bıraktı.Kafasını yerden kaldırıp bana baktı.

"Minik canavar?"ona hafifçe gülümsedim.Masanın altında ikimizinde oturacağı kadar yer vardı.Ben de masanın altına girip onun karşısına oturdum.

"Sarayda ki çalışanlarla ilgilenmiyor musun?Kimse işinin başında değil."hafifçe ön eğildiğinde burunlarımız birbirine değdi.

"Siz hiç merak etmeyin kraliçem,onlarla hemen ilgileneceğim."diye fısıldadı.

"Kraliçe mi?Ne zaman kafama tacı taktılar,ben öyle bir şey hatırlamıyorum."

"Sen hatırlamıyorsun."dedi ve masanın altından çıktı.O masanın altından çıkınca onunla beraber bana huzur veren onun vanilya ve sigara kokusu da gitti.Bende masanın altından çıkınca elinde iki tane kılıç olduğunu gördüm.Birini bana fırlattı.Fırlattığı kılıcı havada yakaladım,

"Uzun zamandır kılıç savaşı yapmıyorduk,yapmaya var mısın minik canavar?"

"Her zaman."odadan çıkınca onu takip ettim.

"Oda da ki eşyalar rahat hareket etmemizi engelleyebilir.Burası daha geniş ve daha iyi."dedi.kılıcımı ona kaldırdım.

"Yenilgiyi şimdiden kabullensen  iyi olur Kabus."dedim.

"Yenilgi ne demek bilmiyorum ben minik canavar."kılıcımla ona doğru hamle yaptığımda kendi kılıcıyla hamlemi engelledi.Bu şekilde bir çok hamle oldu.Onun yaptığı hamleyi ben engelliyor,benim yaptıklarımı da o engelliyordu.

"Kılıç kullanmakta ne zaman bu kadar iyi oldun?"diye sordum.

"Ben her zaman iyiydim."

"Öyle mi?"

"Ev-"derken bacaklarına doğru hamle yaparken kılıcını kılıcımdan korunmak için bacaklarına doğru indirirken bir anda kılıcımı boynuna götürdüm.Kılıcımı boynuna yasladığımda,

"Oyun bitti."diye fısıldadım.Kılıcını yere bıraktı.

"Galiba yenilgiyle tanışma zamanımız geldi."dedi.Bende kılıcımı yere bıraktım.

"Beyaz Şeytan ve Alev büyük ihtimalle hala seni arıyorlar,hadi onların yanına gidelim."bana doğru bir adım attı.Artık aramızda neredeyse hiç mesafe yoktu.Yüzünü boynuma gömüp,

"Onlar biraz daha beni arayabilirler değil mi?"diye sordu.

"Senin için çok endişelendiler bence onları daha fazla endişelendirmeye gerek yok.Ben de bu burada seninle durmayı her şeyden çok istiyorum ama senin için çok korktular. "dedim.Ellerini belime yerleştirip beni kendine çekti.Yüzünü boynumdan kaldırıp burunlarımızı birbirine sürttü.

"Haklısın,hadi gidelim."beni bırakmadan hemen önce burnumu hafifçe öptü.Beni bıraktığında Alev ve Beyaz Şeytan'ın yakınlarına açılan bir Dünya kapısı açtı.Kapıdan geçtiğimizde yağmurun yağmaya devam ettiğini fark ettim.İkisi de kaldırıma oturmuş çaresizce yağmurun onları ıslatmasına izin veriyorlardı.Kabus'la yanlarına yaklaştığımızda kafalarını yerden kaldırıp bize baktılar.Kabus'u gördükleri an ikisi de aynı anda oturdukları yerden kalkıp ona sarıldılar.

Telefonum çalmaya başladı için yanlarından ayrılıp telefonu açtım.

"Beni hatırladın mı kuklacı?"kalın bir erkek sesi kulağımı doldurdu.

"Nasıl unuturum?"

"Beni unutmaman beni sevindirdi."

"Ne istiyorsun Ateş?"

"Bana o isimle seslenme kuklacı,anlaşmada ki adımla seslen."

"O zaman ne istiyorsun komiser?"