SUİKASTÇI

7 3 0
                                    

Evan beni hızlıca bırakıp çığlığın geldiği tarafa doğru yöneldi. Ben de onu arkasından takip ettim. Çığlık atan kız dans ettiğimiz yere çok uzaktı. Ama çığlığı o kadar güçlüydü ki biz bile duymuştuk. Kalabalığın arasından geçmeye çalışıyorduk. Herkes fısıltıyla bir şeyler konuşuyordu.

Kalabalıktan kurtulup kızın bulunduğu yere geldiğimizde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Elimin biri dudaklarımı diğeri kalbimi buldu. Atmayan,parçalara acımasızca ayrılan kalbim. Bu hareketim tamamen sahteydi. Tepki vermeseydim benden şüphelenebilirlerdi. Bu en son isteyeceğim şeydi. Oyun daha yeni başlıyordu hemen bitmemeliydi.

Düşüncelerimden ayrılıp yerde kanlar içinde yatan kıza döndüm. Kalbine saplanmış bir hançerle acımasızca öldürülmüştü. Evan yere çömelip elini kızın kalbinin üstüne koydu. Meleklerin kalbi cennette atmaya devam ederdi. Şeytanların kalbi cehennemde sonsuza kadar dururdu. Bu konu da dikkatli olmalıydım. Kalbimin atmadığını fark ederlerse oyunum sona ererdi.

Tam o sırada kız beyaz bir ışık patlamasıyla yok oldu. O artık bu evrenden silinmişti. Geride bıraktığı en büyük şeyse acıydı. Bolca acı. Evan çömeldiği yerden ayağa kalktı. Annem ve babam da gelmişti. Hayır. Kraliçe ve kral da gelmişti.

"Bunun sorumlusu kim? Cennette cinayet işleyecek kadar şeytanlaşmış melek kim?" diye bağırdı Evan. Kimseden ses çıkmıyordu. Linda yanıma gelmişti.

"Size bir soru sordum!" diye devam etti Evan. Kraliçe yanına gelip onu sakinleştirmeye çalıştı. Kral söze atladı.

"Bir dedektif çağıracağım. O zamana kadar herkes odalarına!" herkes dağılmaya başladığında biz de Linda ile beraber salon kapısına ilerlemeye başladık. Salondan çıkacağımız sırada başımı omzumun üstünden geriye çevirip Evan'a baktım. Kral ve kraliçe ölen kızın yanından uzaklaşmışken o hala kıza bakıyordu. Dudakları iki kenara doğru kıvrılmıştı. Sanki melek kızın ölmesi hoşuna gitmiş gibiydi. Birden bakışlarını bana çevirdi. Dudaklarında ki gülümseme yok oldu. Bakışları rahatsız ediciydi. Salondan çıktığımız sırada başımı tekrar önüme çevirdim.

Linda ile odalarımıza geldiğimizde ona rahat bir şeyler giyip yanına geleceğimi söyleyerek odama geçtim. Hizmetçi kız bana beyaz gecelik bir tulum verdi. Geceliğin kolları yoktu. Onun haricinde her yerimi kapatıyordu. Gecelik olarak böyle şeyler mi giyiyorlardı?

Hizmetçiyi odamdan çıkarttım. Üstümdeki elbiseyi çıkarıp gecelik olarak verilen kıyafeti giydim. Makyaj masasının başına oturup yüzümde ki hafif makyajı çıkardım. Saçlarıma bir şey yapılmadığından makyajımla işim bittiğinde Linda'nın yanına gitmek için kapımı açmıştım ki karşımda bir eli yumruk şeklinde havada duran Evan'ı buldum. Büyük ihtimalle yanıma gelmek istemiş, odamın kapısını çalacağı sırada kapıyı açmıştım.

"Buyur." dedim.

"Seninle konuşacaktık." ona anlamaz gözlerle baktığımı görünce kendisini açıklama gereği duydu."Hani balodan sonra senle şeytan hakkında konuşacaktık. Balo mahvoldu. Yani bitti. Ben de konuşmaya geldim." şeytan kelimesini fısıldayarak söylemişti. Şeytan konusu aklımdan çıkmış değildi. Merakımdan dolayı onu odama almaya karar verdim. Kapının önünden çekilip geçmesi için genişçe bir alan açtım.

"Gel." dedim. Odaya girdiğinde kapıyı kapatıp ona döndüm. Makyaj masasının önünde duran koltuğa oturmuştu. Ben de yatağa yöneldim. Yatağa oturup konuşmasını beklemeye başladım. Uzun dakikaların sonunda tuttuğu nefesi verdi. Nefesini verdikten sonra şeytana dönüştü. Karşımda duran adam aynı kişiydi ama şu an şeytandı. Şaşırmadan edemedim.

"Nasıl?" diye sordum. Sesimde ne korku ne de nefret yoktu. Yerimde annem veya babam olsa seslerinde korku ve nefret olurdu.

"Ben bir şeytanım. Öğrendiğime göre annem eskiden bir şeytanmış kayıp kız kardeşimde şeytanmış. Annem melek olunca kız kardeşimi terk etmiş. Beni de terk etmesin diye sarayın büyücüsünün iksirlerinden birini çaldım. Bu iksir şekil değiştirmeme yarıyor. Bazen böyle aksilikler çıkıyor. Ben meleklerin prensi aslında şeytanım." konuşmadığımı görünce konuşmasına devam etti,

İNSAN KUKLACISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin