PLANLAR VE SAHTE YÜZLER

8 3 0
                                    

"Sizi özledim kraliçem." gülümsedim. Karşımdaki adama sadece gülümsedim. Konuşamıyordum, dudaklarım birbirine yapışmıştı. Adam esen rüzgarla beraber toz olup rüzgara karıştığında gülümsemem yavaşça soldu.

Elimdeki kırmızı gül onun gitmesiyle siyah oldu. Güle dokunsam sanki o da adam gibi küle dönüşecekti. Elimde ki çiçeğe dikkat ederek saraya girdim. Odama girdikten sonra gördüğüm yüzle kaşlarımı çattım. Az önce o rüzgara karışmamış mıydı?

"Burada ne işin var Kabus?" diye sordum.

"Onun burada ne işi var?" diye sordu. Sesi sinirli olduğunu fazlasıyla belli ediyordu. Kimden bahsettiğini anladığımda hızlıca konuyu değiştirdim.

"Sorumu cevapla." o soruma cevap vermeden önce getirdiği gülü komodinin üstüne koydum.

"Senin yanında kalmak istedim o yüzden geldim. O adamla hala konuşuyor musun?" dedi.

"Planımızı mahvetme Kabus. Onun kim olduğunu bile bilmiyorum nasıl olur da onunla konuşurum?"

"Plan... Kusura bakma pek iyi rol yapamıyorum."

"Senin neyin var böyle?" diye sordum. Her zaman baktığının aksine daha yorgun ve hasta bakıyordu. Yatağıma oturdu.

"Bir kaç gündür uyumuyorum. Cehennemde işler fazla kötü gidiyor."

"Neden ne oldu?"

"Beyaz Şeytan. Bana ihanet etti." böyle bir şey yapacağını biliyordum. 

"Krallığı ele geçirmek istiyor." dedim.

"Evet. Halk onu destekliyor." acı acı güldü. "Onu benden daha çok seviyorlar. Benden nefret ediyorlar." 

"Mini-" sözlerimi bölen çalınan kapıydı.

"Gel!" diye seslendim. Kapı hiç de yavaş olmayacak şekilde açıldı.

"Kraliçem yeni ruh geldi." dedi uşak.

"Geliyorum." odadan çıkacağım sırada Kabus'un sesini duydum.

"Gördüğüme göre planımız çok iyi ilerliyor." güldüm.

"Bu sefer biz kazanacağız. Kaybeden onlar olacak."

"Yeni ruhu karşıla sen." bu sözlerinin üzerine odadan çıkıp taht odasına doğru yürümeye başladım. Saray ben kraliçe olduktan sonra boşalmıştı. Sadece çalışanlar vardı. Taht odasının kapıları benim içi muhafızlar tarafından açıldı. Odaya girmeden önce kafama tacımı takmayı da  unutmamıştım. Odaya girdiğimde oda da ki herkes yavaşça eğildi. Gelen ruhun önünde durdum. Bir insanın ruhu değildi. Bir çitanın ruhuydu.

"Çita mı?" diye sordum istemsizce. Yanımdaki muhafız başını salladı. Çitanın başını okşadım.

"Kraliçe odasına bu çita için güzel bir yer hazırlayın." dedim. Muhafızlar çitayı da alıp taht odasından çıktılar. Bende odadan çıkacağım sırada başka bir muhafız koşarak odaya girdi.

"Efendim cennetin kraliyet ailesi sarayın kapısında!" dedi. Neden gelmişlerdi?

"Gelebilirler." dedim. Muhafız kapıdan çıktı. Bir kaç dakika sonra kraliçe çatık kaşlarıyla beraber odaya girdi.

"Ekin!" diye bağırdı. Kısa süre de olsa şaşırmıştım. Dora onlara gerçek kimliğimi söylemiş olmalıydı. Ardından kral da odaya girdi. Eşinin yanına gelerek onun elini tuttu.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi?" diye sordum. Onun aksine sesim sakindi.

"Bize açıklama yapman için bekliyoruz." dedi babam. Hayır. Dedi kral.

İNSAN KUKLACISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin