MASKELER SAVAŞTA DÜŞER

6 4 0
                                    

Çığlık sesleri kulağıma gelirken bir elin beni kendine çektiğini hissediyordum. Bunların hiç biri umurumda değildi. Gözlerim tek bir şeye bakıyordu: Bütün cesetlerin ortasında durmuş benim ona baktığım gibi bana bakan oyuncak ayı. Benim oyuncak ayım.

"Sakin olun bir şey yok." diyerek bizi sakinleştirmeye çalışan kişi Melih'ti. Kızlar birbirine sarılmış korkuyla titriyorlardı. Normalde onların bu haline gülerdim ama şu an oyuncak ayı daha çok ilgimi çekiyordu. Melih her ne kadar bizi sakinleştirmeye çalışsa da Ata ve o birbirine yapışmışlardı. Evan fazla diğerleri gibi korkmamıştı ama fazlasıyla şaşkındı. Kayra ise beni kendine çekmişti.

Endias. Hayır oyuncakçı çocuk. Onu nasıl unutmuştum? Onun boğazına kılıcını geçirmeden önce göz kırparak söylediğim şeyi anlamış ve ruh haline dönmüştü. Zihnimize minik bir oyun oynayarak bizi öldüğüne ikna etmişti.

Kayra telefonunu çıkardığı anda bütün cesetler korkutucu ruhlara dönüşerek ortadan kayboldu.

"Bu nasıl bir saçmalık!" diye isyan etti Ata.

"Galiba şizofren oldum."

"Biz de gördük aynı şeyleri nasıl şizofren oluyorsun Melih?" diye Melih'in sözlerine karşılık verdi Kayra. Kızlardan hiç ses çıkmayınca bakışlarımı onlara çevirdim. Hala birbirlerine sarılıyorlardı. Sanki dokunsam korkudan bayılacak gibiydiler. 

Kayra'dan ayrılıp oyuncak ayıya doğru ilerlemeye başladım. Kayra beni tekrar tutup kendine çekti.

"Ne yapıyorsun?" sesinde merak yerine dehşet vardı. Yüzümü ona dönmedim ama onun ve diğerlerinin bana deli gibi baktıklarını hissediyordum. Kayra'nın elinden tekrar kurtulup hızlı adımlarla oyuncak ayıya ilerledim. Oyuncak ayıma baktım. O da bana bakıyordu sanki. Onu yerden kaldırmadım. O kadar cesaretli değildim. Küçükken oyuncak ayımın beni kanlı ve yaralı görmesini istemez annem ya da babamın beni döveceğini anladığımda onu beni göremeyeceği bir yere saklardım. Şimdi o anlardan bile daha fazla kanla kaplı daha çok yaralıydım.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi?" sesim o kadar kısık çıkmıştı ki kendim bile zor duymuştum. Arkamda bir beden hissettiğimde başımı yavaşça arkaya çevirdim. Kayra arkamda durmuş sorgular gibi bana bakıyordu. Diğerleri geride bizi izliyordu.

"Bir sorun mu var?" diye sordu Kayra. Gülümsedim. Gülümsedim... Dudaklarım acıyordu artık sürekli gülümsemekten. içim ağlarken gülümsemekten sıkılmıştım, yorulmuştum. Yine de gülümsemeye devam etti.

"Bu oyuncak ayı ilgimi çekti biraz." yerde duran oyuncak ayıma uzandığımda Kayra beni tuttu.

"Dur! Ona dokunma tehlikeli olabilir." benim oyuncak ayım tehlikeli değildi ki. Oyuncakçı çocuğun verdiği şeyler tehlikeli olmazdı ki. Oyuncakçı çocuk benim en yakın arkadaşımdı. Bana ilk defa çikolata veren kişiydi o. Üç yaşındaki halimi anımsıyordum, oyuncakçı çocuk bana çikolata verdiğinde ona bunun ne olduğunu sormuştum. O da bana güzel bir şey olduğunu söylemişti. Yediğimde resmen çikolataya aşık olmuştum. O bana yalan söylemezdi. Ona güveniyordum.

Kayra'nın elinden üçüncü kez kurtulup oyuncak ayımı yerden kaldırdım. Diğerleri de yanımıza geldiğinde onlara doğru döndüm.

"Onu yanına almak istediğinden emin misin?" Sude iğrenen bakışlarını kirli oyuncak ayının üzerinde gezdirdi.

"Yoksa o..." Evan başladığı sözlerini devam ettiremedi.

"Yoksa ne?" diye sordu Derin. Evan yutkundu.

"Yoksa ne?" diye sözünü yeniledi Derin. Sesi bu sefer daha sert çıkmıştı.

"Bu ayı Endias'ın bahsettiği oyuncak ayı mı?" başımı onaylar şekilde salladığımda Evan iyice gerildi. O da diğerleri gibi Endias'ın öldüğünü zannediyordu.

İNSAN KUKLACISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin