İki yıl önce timini kaybeden üsteğmen Asena Türkoğlu'nun yaşadığı acıdan dolayı kendini dağlara sürmesi ve her bulduğu gizli göreve çıkması sonucu rütbe atlayarak YÜZBAŞI oldu. Son görevinide yerine getirerek artık evine dönme vaktiydi YÜZBAŞI ASENA...
Canlarım bölüm kısa gelebilir size lütfen bana darılmayın.
Hadinbakemokuyaktagörek ne yazmışım.
********
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
********
"Çokça yağmur yağsa, temizlenir mi şu kirli dünya?"
-'ÖZDEMİRASAF'
********
Saat geç olduğu için haliyle park boştu. Bizde temiz bir bank bularak aldıklarımızı masaya dizdik.
Elime aldığım bir avuç çekirdeği çitlerken, kahvesini içen Alin'e "Ee? Anlat çabuk bu Aslan komutan ile aranızda geçenleri." Dedim.
Bu kızın kahve aşkı beni bitiriyor. Hadi şekerli içse tamam derim de, sade kahveyi nasıl içiyor anlamış değilim.
Alin boğazını temizleyerek elindeki kahve bardağını ,bankın masa kısmına koydu.
"Bak sonra bana kızma birader!"
"Ya tamam demiycem bir şey hadi çatladım şurada."
Alin tam konuşucaktı ki, hemen "Dur!" diyerek, biten bardağıma içecek doldurup "Seninim bebeğim." Dedim.
Sende gider ayak kızamı yürüyorsun? Peki benim Aras'ıma nolucak? Ühühühühühüü!
"Şimdi güzelim, sen dönmezden üç ay önce biz bir şeyler yaşadık."
Alin devam edicekken, tek kaşımı kaldırarak ve şüpheli bir sesle "Nasıl bir şeyler?" Diye sordum.
Alin de ne demek istediğimi anlamış olacak ki, gözlerini büyülterek "Senin ağzına isot sürerim bak!" Demişti.
Pul biber bile yiyemeyen ben için çok makul bir tehdit şuan. Şu dakikadan sonra ağzımı açarsam ne olayım!
"Yani 'sevgili olduk' anlamında bir şeyler yaşadık. Neyse işte ben bunun doğum günü için bir restorana rezervasyon yaptırmaya gittim. Birde ne göreyim bizim Aslan bey yeni maniti mi desem, metresi mi desem, artık her ne boksa onunla oturmuş yemek yiyorlardı." Sonlara doğru hızlı ve hırslı konuştuğu için nefes nefese kalmıştı.
