İki yıl önce timini kaybeden üsteğmen Asena Türkoğlu'nun yaşadığı acıdan dolayı kendini dağlara sürmesi ve her bulduğu gizli göreve çıkması sonucu rütbe atlayarak YÜZBAŞI oldu. Son görevinide yerine getirerek artık evine dönme vaktiydi YÜZBAŞI ASENA...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
******
Ama bazı yaralardan kan akmazdı. Ve kanamayan yaralar, en çok acıtanlardı.
******
Mehmet abinin dediklerinden sonra herkesçe karar vererek, isminin Umut olduğunu öğrendiğim kişinin söylediği tavuk pilavcıya gelmiştik.
Sen iyice yalana alıştın bak. Herkesçe değil.
Evet, herkesçe değil. Çünkü Alin'in, Umut sanki ben hamileyim demişcesine ona bakışı ve neredeyse yarım saat boyunca onu ikna etme çabalarımı asla unutamam.
Eni sonu bana sunduğu şart ise her gün karargahta ve evde onun kahvesini benim vermem.
Ve birde kanayan yaram var! Benim birtanecik sarı, Harry Potter'lı çorabımın teki kendisinde olduğu gibi diğer tekine de göz dikmiş zalımın cücüğü!
Biliyordum! O çorap tekinin Alin'de olduğunu biliyordum!
Şimdi ise, boyu dizimize kadar gelen masanın etrafındaki küçük taburelere oturmuş, Kaya timi ile tanışıyordum.
Tanışıyordum diyorum çünkü Alin aylar önce hepsi ile tanışmış.
"Bendeniz Eren KUMRU, sayın komutanım. Teğmenim çok şükür, elhamdülillah."
"Osman SARI. Kıdemli Üsteğmenim komutanım."
Herkes kendini tanıtınca, bende kısaca "Asena TÜRKOĞLU. Kıdemli Yüzbaşı." Diyerek kendimi tanıtmış oldum.
Kaya timi, 5 erkek, bir kadın olmak üzere 6 kişiden oluşuyordu. Kadın olan kişi, yani öğrendiğim kadarıyla ismi Selin olan kişi gelemediği için tanışamamıştım.
*Alin'in ağzından*
Masada oturmuş birbiri ile tanışan kişileri dinlemeden, beni buraya zorla getiren Asena için çok tatlı ve şirin(!) işkence çeşitleri düşünüyorum.
Bildiğin bir kaç bardak kahve ve bir tek çoraba ikna olmuştum.
Ben bulunduğum ortama her dakika başı yükselen dolara bakan masum türk bakışı atarken Aras'ın bana yaptığı kaş göz hareketlerini gördüm.
