Secret Club |Multiship

1.2

Bu mükemmel şeyi fotoğraflamak istiyordu. Sakince mavi saçlarını karıştırdı ve kıkırdadı.

Minho ağzına bağlanmış toptan salyaları yere doğru süzülürken ona bakıyordu. Mavi saçlının eli göğüs ucu kelepçesine doğru gitti. Zinciri hafifçe çekerken Minho boğuk bir şekilde inlemişti. Eline telefonunu alarak birkaç kez fotoğrafını çekti. En güzel pozu yukardan veriyordu şaheser vücut.

Titreşimli penis halkası çalışırken bir yandan da deliğindeki kristal tıkaçla ne yapacağını şaşırmış halde, inlemeden duramıyordu.

"Şimdi bir de çubuğu koysam.." diye mırıldandı. Minho ağlamaklı bir ses çıkardı ve başını sağa sola sallayarak reddetti.

"Chan Chan olalı böyle mükemmellik görmedi." diye mırıldandı mavi saçlı. Minho ise ağzındakini çıkarması için bir şeyler mırıldanmaya çalışıyor, arkada bağlı ellerini çözmeye çalışıyordu.

Chan, ona kulak verip ağzındaki topu saçları arkasından açtıktan sonra kıkırdadı. Minho dili dışarda nefes almaya çalıştı bir süre. Bir yandan da altta duyduğu zevkten dolayı inliyordu.

"Tıkacın yerine titreşimli vibratör koymalıyım bence." dedi Chan. Minho bir şey diyemeden çekmeceyi açmıştı. İçindeki uzun büyük vibratörü alıp çekmecenin üstündeki kayganlaştırıcıdan sürmeye başladı. İyice her tarafına yaydıktan sonra, yatağından kalkıp yere oturdu. Minho'nun bacaklarını kaldırıp başını yatağa yaslamasını sağladı. İşte şimdi bir köpek gibi eğilmiş, deliğinceki kristal süslü tıkacı çıkarması için resmen yalvarır gibi mırıldanıyordu.

"Bu kadar çok mu istiyorsun vibratörü?"

"Elimde olsa senin deliğine sokardım Chanie.."

"Hmm, anlıyorum."

Tıkacı hızla çıkardığında Minho çığlık atarcasına bağırdı.

"Ah! Sikeyim! Chan!"

Vibratörü deliği parmaklarıyla araladıktan sonra yavaşça içeri soktu. Minho bu sırada derince inliyordu, kim bilir çalışmaya başladığında nasıl bir hal alacaktı. Arkada bağlanmış elleriyle Chan'ın ellerini tutup onu yavaşlatmaya çalıştı ancak Chan aldırmayıp tamamını içeri koydu.

Sonra çekmecenin üstündeki kumandayı alıp tekrardan yatağa oturdu. Bu sırada Minho da yere tamamen oturmuştu.

"Lütfen yavaş olsun, lütfen yava- ah!"

En hızlı modda çalıştırmıştı. Minho'nun ise bacakları titiriyordu.

"Chan siktir! Mmmh! Hah..!"

Göğüs ucundaki kelepçeleri güzelce sıkarken Minho inlemekten ses telleri ağrıyana kadar sesini kısamadı.

"Bu yüzden çubuk takmalıyım demiştim hatırlıyor musun? Çok çabuk geleceksin."

Nefesleri ve inlemeleri birbirine karışan Minho cevap veremiyordu. Chan bu sefer arttırıcı düğmenin yanındaki kırmızı maks düğmesine bastı. İşte şimdi, Minho anlaşılmaz seslerle Chan'a yalvarıyor, ağlıyor, bacakları zangır zangır titriyordu. Dimdik penisi sürekli seyiriyor, göğüs uçları kıpkırmızı şişiyordu. Mükemmel bir görüntüydü.

Chan elini kendi penisine atıp yavaşça çekmeye başladı. O sırada Minho her tarafa sıçrayan menisini bıraktı ortalığa. Boşaldıktan sonra penisine ve prostatına yemeye devam ettiği baskılar garip ve muhteşem hissettiriyordu. Sanki yasak bir tarifi deniyor gibiydi. Gözleri yukarı kayarken kuruyan boğazının ıslanması gerektiğine karar verdi. Ve bacaklarını zoraki ileri atarak Chan'a yaklaştı.