Yusuf Delen
"Nereye gidiyorsun?"
Sırtımdaki çantayı düzeltip gözlerimi babama çevirdim. Ciddiyetle bakıyordu bana.
"İşe gidiyorum, baba. Bu saatlerde çıkıyorum. Kahvaltı hazırladım sana. Otur, çayın altını açıyım. Isınsın."
"Dün beni anlamadın galiba? O insanların ağız kokusunu çekmeyeceksin. Güzelce okulunu bitirip kendi mesleğini, işini yapacaksın. Birinciliğini yakmayacaksın."
Derin nefes alıp verdim. Yanıma yaklaştı.
"Bak baba... Ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum. Nasipse evleneceğim. Niyetimi söyledim Ali Kemal Amca'ya. Kızı Azra hanıma söyleyecek. Onu bekliyorum. Hiçbir yere gitmiyorum-"
"Evlendikten sonra garsonluk mu yapacaksın yine? Vermez babası kızını. Garanti işin olmalı. Evlendikten sonra burda mı kalmayı düşünüyorsun? Annenin ısrarıyla kabul ettim. Yoksa kalamazdın burda. Kira paralarından haberin var mı? Seviyorum demekle olmuyor. Kız karın tokluğuna yanında durmaz."
Gözlerim yaşardı birdenbire. Ne oldu bana?
"Dayanamazsın. Şimdiki kızlar hayalindeki gibi değil. Doktor ol, evlenirsin. Vermezlerse verene kadar isteriz o kızı. Söz veriyorum. Her fırsatı sunarım sana. İlk aylar çalışmazsın. Tatil yaparsın kafadan. Eşinle tatile çıkarsın-"
"Baba neden benim istediğim olmuyor?" dedim boğazım düğümlenirken. Kaşlarını çattı. "Ben çocuk değilim, baba. Her şeyin farkındayım. Başınızı eğecek hiçbir şey yapmadım. Arkamda olun istedim sadece. Neden anlayış göstermiyorsun bana? Doktor olmam, mutluluğumdan daha mı kıymetli?"
"Ağlıyor musun sen?" deyip elini bana uzattığında başımı çevirdim. "Çok mu seviyorsun o kızı? Bak, şöyle yapalım... Okuluna devam et, yazın evlenirsin. Okurken evlenirsin. Anlayış gösterirler. Benim oğlumu kim kabul etmeyecek? Evlenirsin-"
"Hani kızını vermezdi babası?" diyerek sözünü kestim. Sinirleniyorum. Duraksadı. "Yapma, baba. Annemi yalnız bırakma, dön İstanbul'a."
Sinirle soluyordu. "Bekle." dedi kesinkes. "Benden habersiz çıkma evden."
Bir şey dememe fırsat vermeden salona doğru ilerledi. Telefonumdan saati kontrol ettim. Geciktim.
Kolumda hissettiğim baskıyla irkildim. Kolumu tutuyordu sıkı sıkıya. Çok sinirli duruyor. Bağırdı.
"İstanbul'a gidiyoruz. Düş önüme!"
Kapıyı açıp beni dışarı çıkardı. Beni dinlemiyordu. Kapıyı sertçe kapatıp anahtarı istedi benden. Vermek istemesem de zorla aldı elimden. Kapıyı kilitledi. Eli kolumda apartmandan dışarı çıktık. Her şey üstüme üstüme geliyordu. Ben babamı tanıyamıyorum.
"Baba kendinde değilsin. Gitmiyorum-"
"Gidiyorsun!"
Babam kolumu sertçe bırakıp arabaya doğru ilerlerken gözlerim Azra hanımın oturduğu apartmana gitti. Gözlerimin önüne kafedeki hâli geliyordu. Dava arkadaşıyız, demişti.
Yanaklarımdan süzülen yaşları sildim hızla. Gitmeden görmek istiyorum onu. Sanki onu görsem her şey yoluna girecek gibi. Onu görünce dua etmek geliyor içimden. Rabbimi hatırlatıyor bana.
"Yusuf Bey?"
Duyduğum sesle arkamı döndüm. Azra hanım şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Kalp atışlarım hızlandı. Gözlerini kaçırıp tekrar bana döndüğünde kendime geldim. Gözlerimi babama çevirdim hızla. Ali Kemal Amca ile konuşuyordu. Neler oluyor?
"Bir şeyiniz mi var? İyi gözükmüyorsunuz."
Azra hanıma döndüm. Tedirgin hâlde bana bakıyordu. Duygu karmaşası içerisindeyim. Bir yanım Azra hanımı gördüğüme sevinirken diğer yanım burdan gidecek olma burukluğunu yaşıyor.
"Azra hanım... Ali Kemal Amca bahsetmiştir." deyip kısa nefes çektim içime. Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Kızarmış yanaklarına tezat gözlerini benden ayırmadı. Sizi seviyorum, demek istiyorum ona.
"Evet, bahsetti. Açıkçası niyetinizi babama söylemenizi takdir ettim."
Tane tane konuştu. O an gülümserken buldum kendimi. Dudaklarımı aralayacağım vakit babamın sesiyle başımı çevirdim.
"Yusuf! Oğlum gelir misin?"
Gözlerimi Azra hanıma çevirdiğimde babamgile baktığını fark ettim. Bana küçük bir bakış atıp o tarafa doğru ilerledi. Arkasından gittim.
"Ali Kemal Amca dediğin Ali Kemal Abi miydi?" dedi babam keyifle. Anlamaz hâlde kaşlarım çatılırken gözlerimi Ali Kemal Amca'ya çevirdim. Gülüyordu.
"Yusuf oğlum, ben serbest işler yaptım zamanında. Sizin bir çiftliğiniz vardı. Dedenin çiftliği. Oraya yem taşıdım ben. Babanla ordan tanışıyoruz. O zamanlar senden bahsederdi. O zaman ilkokuldaydın herhalde sen. Öyle miydi, Yakup?"
"Evet, Ali Kemal Abi. O gün söylediğim gibi yine söylüyorum. Ben hayatımda senin gibi bir adam tanımadım. Seni gördüğüme ne kadar sevindim, bilemezsin. Yengem, çocuklar nasıl?" dediğinde gözlerim Azra hanıma gitti. Benim gibi şaşkındı. Ona baktığımı anlamış gibi gözlerini bana çevirdi sonra. Ali Kemal Amca'nın sesiyle önüme döndüm.
"Hanım iyi, hayırlı bir iş var önümüzde. Büyük kızım evlenecek. Küçük kızım da yanımda, Azra." deyip yanında duran kızını gösterdi memnun hâlde. Azra hanım gülümsediğinde gözlerimi kaçırdım.
"Hayırlı olsun, Ali Kemal Abi. Maşallah." dedi babam gülümseyerek. Az önce bana bağıran o değilmiş gibi gülümsüyordu. Gözlerini bana çevirdi sonra.
"Sağ ol, Yakup. Düğüne sizi de beklerim. Yenge de gelsin. Düğünden önce yemeğe beklerim sizi."
"Yok, Ali Kemal Abi." deyip bana küçük bir bakış attı babam. Kendimi kötü hissettim. "Sizin düğün telaşınız var zaten. Eşim gelir buraya. Burda ağırlarız sizi. Burdaki eve beklerim. Sonra nasipse İstanbul'a da gelirsiniz. Eskiden olduğu gibi çiftliği de gezeriz. Yusuf bana söyledi. Bir işe kalkışmış..."
Güldü, Ali Kemal Amca. Ciddiyetle dinlerken Azra hanıma bakamadım. Cevabını merak etsem de yaşadıklarım her şeye hazırlıklı olmam gerektiğini söylüyordu bana.
"Kızım buradayken benim söylemem doğru olmaz. Bana söyledi. Yusuf'u gördüğümde söyleyecektim." deyip kızına döndü Ali Kemal Amca. "Kızım cevabını söylesin."
Gözlerimi Azra hanıma çevirdim. Gözlerini babasından çekip bana döndü. Ben hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Ciddiyetle bana bakıyordu. Onun gibiydim lakin benim gibi içinden hayranlık duyduğunu sanmıyorum.
"Yusuf Bey öncelikle teşekkür ederim." dediğinde sesi titredi. Belki de yanlış anladım. Kalbimin ürkek atışları bana oyun oynuyordu. Devam etti. Tane tane konuşuyordu. "İlk defa evlilik niyeti ile geliyor biri bana. Açıkçası tecrübem yok bu konuda. Evlenmeye niyet etmiştim. Evlenmek istiyordum ve nasibimi bekliyordum. Sizi pek tanımıyorum. Başta babam olmak üzere ailemle de istişare ettim. Allah'ın rızasını kazanmak istiyorum ben. Her hâl ve hareketlerimde buna özen göstermeye çabalıyorum. Sonucu ne olur bilemeyiz. Sizinle görüşmek isterim."
"Çok mutlu ettiniz beni." derken heyecanıma yenik düşerek gülümsedim. Sonra hemen toparladım kendimi. "Umarım hayırlı sonuçlar alırız."
Bana baş selamı verip babasına döndü. Başımı çevirdim. Ali Kemal Amca gururla kızına bakıyordu. Babam düşünceli hâlde gülümsüyordu. Gözlerini bana çevirdi sonra. Gözlerini kapatıp açtı güvenle. Başımı eğip gülümsedim.
🌊
Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?Ayy neler oldu bu bölüm? Anlatın çabuk kdjd 🤭
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🫂
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️
Görüşme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dalgakıran | Texting
EspiritualBilinmeyen numara| İlker kafanı keser kopeklere veririm Bilinmeyen numara| Lan sen başıma bela mısın Bilinmeyen numara| Babama okulu bıraktığımı söylemişsin Bilinmeyen numara| Ulan ayaklarımın üzerinde durayım dedim ne var ne yok söylemişsin Bilinme...