Parlak Kılıçların Hükümdarı Grey

42 26 13
                                    

MELDA'NIN GÖZÜNDEN

İçeriye doğru ilk adımı attıktan sonra kapı hemen kapandı . Kapının kapanmasından gelen rüzgarla birlikte beyaz saçlarımdan bir tutam saç gözlerimin önüne geldi . Ellerimi tam gözlerime götürürken koridorun sonunda birini gördüm , elinde gözlerimi alabilecek kadar parlayan bir kılıçla birlikteydi . Galiba buranın tek girişi 41. giriş değildi ve bende yalnız değildim . Acaba o kişi ödülünü nerede bulmuştu ona bunu sormalı mıydım bana yardımcı olur muydu acaba ? 

Parlak kılıçlı adam koridorun sonundaki dönüşten dönmek üzereydi ona yetişsem iyi olacaktı . Adımlarımı hızlandırdım o döndükten 2 dakika sonra bende oradaydım , koridorun devamındaki yol upuzundu ama az önce gördüğüm adam orada değildir bir anda nereye kaybolmuştu gerçekten anlamadım . 

Daha sonrasında çarpışan kılıç seslerini duydum . Galiba geri gitmem gerek diye  düşündüm içimden arkama bakmadan geri geri yürümeye başladım tam arkamı döndüğüm anda tanıdık sesler duydum hem de çok tanıdık...

-- Abla bize yardım et ... Bizi bir daha mı geride bırakacaksın ? Sen bize yardım etmezsen biz hayatta kalamayız.

Bu sesler ... Ölen kardeşlerimin sesleriydi . Ropsarianların köyümüze saldırdıklarında ölen kardeşlerimdi . Hemen arkamı dönüp sese doğru koşmaya başladım . Onları bir daha yalnız bırakamazdım artık eskiden güçlüydüm belki bu sefer onları kurtarabilirdim .

Ben her ne kadar sese doğru koşsamda ses sanki benden uzaklaşıyordu . Artık nefes nefese kalmıştım yaklaşık 10 dakikadır aralıksız koşuyordum ama sese bir türlü yaklaşamadım  ve onu gördüm elinde parlak kılıç olan adamı ama bu sefer bir farklılık vardı . Kılıcında kan lekeleri vardı ve onu gördüğüm an kardeşlerimin sesleri kesilmişti .

Yoksa o bana yardımcı olabileceğini düşündüğüm adam aslında kardeşlerimi tekrardan mı katletmişti , onlara bir daha yardım edemeden mi kaybetmiştim ? tüm bu sorular aklımı karıştırırken kan beynime sıçradı bağırarak adamın üstüne koşmaya başladım . Ama kılıcı bir anda tekrardan parlamaya başladı ve gözlerimi kapatmak zorunda kaldım . Gözlerimi açtığımda adam kaybolmuştu ve önümde kardeşlerimi öldüren biyolojik robotların kellesi vardı . Ayrıca kardeşlerimin sesleri tekrardan gelmeye başlamıştı . Bu sefer neşeliydiler .

-- Ablaaaa gelsene bizi salıncakta sallaa . Abla pamuk şeker yiyelim miii ? Melda Abla ben çarpışan arabalar binmek istiyorumm . , diyorlardı .

Onları bulmak zorundaydım . Onları çok özlemiştim . Koşmaya başlamıştım tekrardan ama bu sefer sese doğru yaklaşıyordum ileride parlak ışıklı adamı tekrardan gördüm galiba kardeşlerimi o kurtarmıştı . 

-- Heyy !! Bi bakar mısınız ? , diye seslendim ama hiç umursamadı . Koşmaya devam ettim tam ona yetişmiştim ama bir odaya girdi . Bende odanın kapısına geldim kapıyı tıklattım ve robotik bir ses duydum . 

-- Merhaba Melda . Size nasıl yardımcı olabilirim ? , dedi ses. 

-- Merhaba az önce içeri bir adam girdi onunla konuşmam lazım . , dedim .

-- Kapıyı açmamı ister misiniz ? , dedi robotik ses . 

-- Evet , lütfen . , dedim. Çok heyecanlanmıştım kardeşlerimi o kurtarmıştı belki de şuan kapının arkasında onlar vardı , belki onlara sarılabilirdim . 

Kapı açıldı içerisi çok aydınlıktı ve ilerdeki zırhı gördüm . Ama şuan zırhı umursamıyordum tek merak ettiğim şey kardeşlerimdi onlar neredeydi . Zırhın sırt kısmı bir anda yüksek bir sesle açıldı . Tamam azcık korkmuş olabilirm ve kardeşlerimin burada olmadığına emindim çünkü her tarafa en ince ayrıntısına kadar bakmıştım . Galiba burada şuan tek yapabileceğim şey ödülüm olan zırhımı almak olacaktı . Zırhın içine girdiğimde zırh parıldamaya başladı ve zihnimin içinde bir ses duydum . 

-- Merhaba küçük hanım , ben senin yeni savaş ortağın Parlak Kılıç Hükümdarı Grey . Senin adın nedir ? , dedi zihnimdeki ses . 

-- Merhaba Grey , bende Melda . Sana bir şey sormak istiyorum buraya az önce parlak kılıçlı bir adam girdi mi ? , 

-- O adamın kim olduğunu anladığını sanmıştım ama galiba anlamamışsın . O benim oluşturduğum bir yol göstericiydi Melda . , dedi Grey

-- Ama o düşmanlarımızı öldürmüştü , kardeşlerimi kurtarmıştı . Nasıl olabilir !! , dedim büyük bir öfkeyle .

-- Melda böyle acımasızca bir yöntem kullandığım için özür dilerim ama seni hem savaşa hazırlayıp hemde yanıma getirmem lazımdı lütfen beni affet . Kardeşlerinin kaderini ben değiştiremem öyle bir güce ben sahip değilim ne yazık ki . , dedi sesinden üzgün olduğu belli oluyordu. 

Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp sessiz kalmıştım . Galiba Grey de bu sessizliğimden korkmuştu ve konuşmaya başladı . 

-- Melda dediğim gibi ben düzeltemeyebilirim belki ama imkansız değil unutma . Bu evrende hiçbir şey imkansız değildir . , dedi bilgece bir sesle . 

-- O zaman kim düzeltebilir nasıl yapabilirim bana yol göster lütfen . , dedim .

-- Bu bir efsane Melda o yüzden buna bel bağlamanı istemem ama eğer bir gün karşımıza Hayal Lordu çıkarsa belki o bize yardımcı olabilir . Ben şuan tam 1569 yaşındayım ancak hala hayal enerjisine sahip birisini göremedim bu bize atalarımızca anlatılan bir efsaneydi . , dedi sakin bir ses tonuyla . 

-- Umarım hemen karşımıza çıkar . , dedim.

-- Umarım Melda . Artık dışarı çıkmaya ne dersin ben sana yolu göstereceğim . Bundan sonra hep göstereceğim . , dedi Grey .

Hızlı bir şekilde kapıya geldik kapı bizi görünce kendiliğinden açıldı . Dışarı çıktığımızda gayet ciddiydim aslında üzgünde olabilirim tam olarak duygularımı bende bilmiyordum.

-- Gözlerimizi aldın Melda . Galiba herkesin ödülün zırh değil mi Onbaşım ? , dedi Gece . 

-- Aferin çaylak . Çok zekisin galiba farkettiğine göre . , dedi Onbaşı dalga geçer gibi . 

-- Melda çok güzel olmuşsun .  , dedi Burhan şaşkınlıkla  Beyaz saçlarım ve gümüş rengi zırhım çok uyumluydular . 

-- Hayırlı olsun Melda . , dedi Arif ve Zehra aynı anda enerji güçleri birbirine zıt olsa kendileri çok uyumluydular savaşta kesinlikle mükemmel bir takım olacaklardı . 

-- Hepinize çok teşekkür ederim arkadaşlar . , dedim keyfim ufaktan yerine gelmeye başlamıştı . Grey de bunu farketmişti çünkü onu zihnimin içinde hissedebiliyordum . 

-- Çaylak . , dedi Burhan'ı işaret ederek .

-- Efendim . , dedi Burhan bana şaşkın şaşkın bakarken .

-- Keyfini bozmayalım istersen ama ödülün seni bekler Çaylak . , dedi bağırarak o an Burhan kime efendim dediğini farketti . 

-- Emredersiniz komutanım . , dedi ve kapıdan içeriye doğru koştu .







Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gölge LorduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin