KANLI TAHT 1. Bölüm Tuhaf Rüya

159 13 16
                                    

Okuduktan sonra yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalar umarım beğenirsiniz.

Bu kitap da gerçeklikten bir alıntı yapılmamıştır hepsi hayal ürünüdür.

Tarih: : 05/03/1640
Yer: Solorya, Sacretmountain

Soğuk bir geceydi. Yağmurlu bir geceydi. Ama ben bir o odanın içerisindeyim. Her yer çok karanlık göz gözü görmüyordu. Galiba tek başımayım. Yavaş yavaş yürümeye başladım ama etrafı görmediğim için ellerimle etrafı kontrol etmeye çalışıyorum. Endişe içindeydim.

Birden ışıklar açıldı. Odanın her yerinde aynalar vardı. Aynada narin bedenimin üzerinde ipli kollu beyaz midi bir elbise vardı. Kömür karası dalgalı saçlarımın üzerinde ise kırmızı parlak elmaslar ile kaplı oldukça büyük göz kamaştırıcı bir taç vardı. Kendime bakmak ile ilgilenirken ayaklarım kendi kendine hareket etmeye başladı. Durdurmak için çabalıyor olmama rağmen ayaklarımın isteğine göre yürümeye başladım.
Bir süre sonra pes edip kendi haline bıraktım. Ayaklarım beni odadan çıkarmış bir koridorda yürütüyordu.

Bir süre sonra buranın bir saray olduğunu fark ettim. Burada ne işim vardı? Neden buradayım? Gibi birçok cevap aradığım soru vardı. Korkuyordum. Nefes alışverişim hızlanmıştı. Bir odanın içine girmiştim bu oda diğerinden çok daha farklıydı. Yüzlerce insanın sığabileceği çok süslü bir oda. Buraya daha önce gelmiş gibi hissediyorum. Doğru ya burası Taht odası. Odanın tam ortasında ipekler ve elmaslar ile kaplı büyük bir taht vardı. Tahta yaklaştıkça üzerinde yeni doğmuş nadir sarı saçlı, soluk tenli ağlayan bir bebek vardı. Başında da küçük demirden bir taç.

Hem sevmek hemde incelemek için bebeği elime aldığım da sustu. Başta beni sevdi sandım ama sonradan baktım ki bebek nefes almıyor ve nabzı durmuştu. Çok korktum elim ayağım titremeye başladı. Onu ben mi öldürmüştüm? Neden ölmüştü? O bebek kimdi? Bunları anlayamadan odanın sessiz ve karanlık köşelerinden kadın ve erkeklerin" onu sen öldürdün" " sen bir canavarsın"  "katil" gibi aşağılayıcı şekilde bana seslendiklerini duydum. Ne yapacağımı bilemedim. bebeği yere bırakarak arkama bakmadan koşmaya başladım.

Önüme yüzü gözükmeyen kapkara bulutların arkasında ki adam çıkıncaya kadar koştum. Dona kalıp ona bakmaya başladım ve uyandım.

Uyandığımda soğuk terler içindeydim. Saçım başım dağılmıştı. Birden içeri Dadım Keanna girdi.Bana selam vermek için reverans yaptıktan sonra yanıma yaklaşıp " Küçük hanım iyi misiniz? Sesleriniz dışarı kadar geliyor. Birşey oldu diye korktum. " Dedi endişeli bir şekilde.
" Keanna korkmana gerek yok sadece kötü bir kabus gördüm. "Dedim yüzümde hafif tebessümle. " Şimdi rahatladım. Beni çok korkuttunuz küçük hanım. " Dedi derin bir nefes aldıktan sonra. Konuşmanın ardından odada ki pencere ve perdeleri açtı ve yanıma gelip yatağımın kenarına oturdu. pencereden yüzüme yansıyan güneş ışıkları gözlerimi kamaştırıyordu ve temiz hava almak bana iyi geliyordu. Keanna"Hadi söyle bakalım rüyanda ne
gördün. Belki bir anlamı vardır. " Dedi gülerek.

Keanna rüya okumakta ve el falı bakmakta çok yeteneklidir. Küçükken hiç dışarı çıkmadığım için benimle hep oyunlar oynardı bu nedenle de bir oyun ustası olmuştur. Uzun boyu , zarif bedeni, sarı dalgalı saçları ve mavi gözleri ile bir çok erkeğin rüyalarını süsleyen bir kadındır. Ancak bilmediğim bir nedenden hayatı boyunca hiç evlenmemişti.

Aklımda kalanları Keanna ya anlattım. Keanna " Catherine bu rüyanın hiç bir anlamı yok. Korkmana gerek yok bu aralar çok fazla macera kitabı okuyor olmalısın." Dedi bana gülerek.

" Bende başta öyle düşündüm ama çok gerçekçi bir rüyaydı." Dedim.

" Sen bu saçma şeylerle kafanı yorma hem bu gün önemli bir gün Kral Arthur bir davet düzenledi .Babanız Lord Morgan sizin de katılmanızı söyledi.Bir an önce hazırlanman gerek." Dedi.

" Ne daveti? neyi kutluyorlar. En azından önemli bir nedeni olsun da gittiğime deysin. Dedim keyifsizce.

" Bilmiyorum Leydim ama önemli bir şey olmalı ki 4 diyardan bütün Lortları ,Dükleri, kontları ve baronları çağırmış.

" Şimdiye kadar hep babam davetlere sadece Harriet anne ile katıldı. Şimdi neden beni çağırıyor ki ." Dedim. umursamaz gibi görünmeye çalışıyordum.
" Ben onu bunu bilmem kalk çabuk hazırlanman gerek. "Dedi neşeli neşeli. İçeriye yemeğimi getiren iki hizmetçi kadın girdi. Tepsiyi önüme koydular. Bu gün kahvaltıda sahanda yumurta ve pastırma vardı. Biraz atıştırdıkdan sonra hizmetçilerin getirdiği sıcak suyla elimi yüzümü yıkadım . Gardırobun önüne geçtim ve hizmetçilerin önce kıyafetlerimi çıkartıp korsemi giydirip iplerini belimi bir karış kalacak kadar sıkıp beni nefessiz bırakmasını ve ipleri kör düğüm etmenin ardından elbisemi giydirmelerini bekledim.

Hazırlanınca dışarı çıktım. Merdivenlerden aşağı inerken naif bedenimin üzerinde dantelli mavi balık etek bir elbise vardı. Salık dalgalı saçlarımın üzerinde neredeyse bütün kafamı kaplayan inciler ile kaplı metal bir toka vardı.

Aşağı indiğimde Harriet i yaşlı ,belli ki zengin bir kadın ile ikili koltukta karşılıklı otururken gördüm. Kadın normal düzeyde bir ailenin hanımı olamazdı çünkü üzerinde ki kırmızı elmaslar ile kaplı oldukça pahalı olduğu bilinen Lateks kumaştan bir elbise vardı. Yaklaşıp

"hoşgeldiniz" dedim yüzümde sahte bir gülümseme ile.Yaşlı kadın

" Siz Kralın yeğeni Leydi Catherine olmalısınız. Sizinle sonunda tanıştığımıza çok memnun oldum. Söylendiği kadar güzelmişsiniz. "
Dedi sırıtarak. Çok belirgin elmacık kemikleri vardı.

" Sizinle tanıştığıma bende memnun oldum ancak affedin ki adınızı bilmiyorum." Dedim üzgün gibi görünerek.
Annem Harriet lafa atlayarak kızım bu hanımefendi Leydi Sharon ,Lord Reginald 'ın karısı ve General Alexander' in annesi." Dedi. Alexander' ı bastırarak. Başta anlamadım. Sonra Harriet ekledi "Catherine benimle dışarı gelir misin lütfen" dedi göz kırparak. Anlamamıştım ancak genede ayağı kalktım ve annem kolumdan tutup dışarı çıkardı. Dışarı çıkınca kapının arkasında  beni köşeye sıkıştırıp" Seni Leydi Sharon' ın oğlu Alexander ile evlendiriyoruz. " Dedi fısıldayarak.
"NE " diye alçak bir ses ile bağırdım.
Annem sesin Leydi Sharon 'a gitmemesi için elleriyle ağzımı tıkadı.

KANLI TAHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin