Bölüm 4: ANNEMİN ÖLÜMÜ

60 5 2
                                    

Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Yorum yazıp ,oy kullanmayı ve takip etmeyi unutmayın. Seviliyorsunuz 🌹🌹🌹🏵️🏵️🏵️🌺🌺🌺🌼🌼🌼

" Ne" buna inanamıyorum. Çünkü beyaz kedilerin sadece bir mitolojiden ibaret olduğunu düşünüyordum. Terra " Neden şaşırdın, ne oldu?" Dedi kediyi yıkamaya devam ederken." Neden mi, sen daha önce hiç beyaz kedi gördün mü Terra?" Dedim sesimi yükselterek. " Yo hayır görmedim. Çünkü bildiğim üzere sacredmountain da beyaz kedi bulunmaz." Dedi. Herşeyi çok iyi bildiğini düşünüyor gibi görünüyor. Oysa hiçbir şey bildiği yok.

Kedi yıkanırken yerinde durmuyordu ve Terra ya pençeledi. " Ayyy elim" diye bağırdı Terra. " Terra hadi git elini yıkayıp merhem sür ben yıkarım kediyi." Dedim. Terra ' nın bu sakarlığın dan bıkmıştım. Kahveyi yapmış sunuma hazırlamıştım. Elimdeki işi bırakıp kediyi yıkamaya başladım. Aynı zamanda kediyi inceliyordum.

Çünkü şimdiye kadar beyaz kediler bütün Dünya için sadece çok eski bir mitolojik masaldı.
Beyaz kedinin diyer kedilerden farklı olduğunu biliyordum ancak niye farklı olduğunu bilmiyordum. Bunu en yakın zamanda araştırmalıydım ancak şimdi çok daha önemli bir şey vardı ... Davette sapa sağlam gitmek.
Terra

" Leydim üzeriniz çok kirlenmiş. Gidip üzeriniz değiştirmelisiniz." Dedi kahve tepsisini eline almış kapıdan çıkarken. Terra mutfaktan çıktıktan sonra bende kediyi en yakınım da ki el havlusuna sarıp, kucakladım ve dışarı çıktım.

Bahçeye çıktığım da bu yaz ektiğim güllerin solduğunu gördüm. Ben her gün onları sulasam da hizmetçilerin de çiçekler ile ilgilenmesi gerekirdi. Bu nedenle güllerin solması, hizmetçilerin yeterince iyi bakmadığı anlamına geliyordu.

Salona geldiğimde içeride annemlere servis yapan Terra' yı gördüm. içeri giremiyordum çünkü annem beni bu halde görürse beni öldürürdü.

Annem benim temizlik yapmamı, bitkilerle ilgilenmemi vb. Şeyler yapmamdan hoşlanmazdı. Ancak ben annemin olmadığı zamanlarda okçuluk, at binme gibi şeylerle uğraşırdım. Pek de iyi değildim aslında ama yapmayı seviyordum en azından. Sonra Terra ' ya seslenmeye başladım sesizce.

"Terra, Terra, Terra "ancak beni duymuyordu. onu, bana bakarken yakaladığım bir anda el salladım. Beni görmüştü. annemlere referans yaptıktan sonra yanıma gelip sessiz ve gizlice"Neden beni çağırdınız Leydim? Bir sorun mu var?" Diye sordu alçak bir sesle. Gizli bir şeyler çevirdiğimi anlamış gibi görünüyordu.

Ben de ona "Bak ,Terra annem beni görmeden merdivenlerden odama gitmem gerekiyor beni bu halde görürse bana çok kızar lütfen bana yardım et." dedim. "Tamam Leydim siz burada bekleyin ,ben bir şeyler yapacağım size işaret verdiğimde yukarı çıkarsınız." dedi ve yanımdan hızlı ayrıldı. İçeriye gitti. Annemin karşısında referans yaptıktan sonra "leydim bir isteğiniz var mı?" diye sordu .Ardından bütün dikkatli üzerinde topladıktan sonra arkasındaki eliyle benim yukarı çıkmam için işaret yaptı.

Ben de sessiz bir şekilde hızlı adımlarla merdivenden yukarı çıkıp son anda odama girdim. Elimde havluya sarılı duran kediyi yatağımın üzerindeki kuş tüyü ,beyaz yastığın üzerine koyup gardrobumu açtım.

Gardırobundan iki elbise çıkardım. Sağ elimde beyaz uzun pileli ve kudeleli bir elbise, sol elimde ise koyu yeşil az dekolteli ve dantelli bir elbise vardı. Biraz düşündükten sonra yeşil elbiseye karar verdim elbiseye yatağın üzerine attıktan sonra üzerimdeki kirli ve ıslak elbiseyi çıkartıp öylece durdum ,karşındaki aynaya gözüm çarptı.

Kolumdaki yara hala geçmemişti. Ayna ya biraz daha yaklaşıp yarama iyice baktım aklımı buraya bu yarayı nasıl aldığım geldi ve birden kapı tıklandı. Kapıya gelen annem de bana hızlı olmamı, Leydi Sharon ' ın bizden önce yola çıktığını söyledi ve aşağı indi.

Annem aşağı inince bende indim. Kediyi odamda unutmuştum. Salonda rafların tozunu alan Terra ' ya " Terra kedi odamda ben yokken onunla ilgilen. " Diye buyurdum. Terra da anladım anlamında başını aşağı, yukarı salladı. Sonra da sağ elimle elbisemin kenarından tutup yürümem için kaldırdım ve dışarıya doğru yürümeye başladım.

Dışarıda kapının önünde babamın at arabası vardı. Biz alması için göndermişti. Arabaya iyice yaklaştığımda, kabarık elbisesi yüzünden arabaya binemeyen annemi gördüm.

Davetteki en güzel kadın olmak için öyle şatafatlı ve süslü bir elbise giymişti ki artık yürümesini ve hareket etmesini kısıtlıyordu. Bu nedenle arabayı bile binemiyordu. En sonunda hizmetçilerin de yardımıyla arabaya binebilmişti.

Annemin ardından arabaya ben de bindim ve oturduğumda harriet ' e dönüp " keşke biraz daha kabarık bir elbise giyseydin o zaman belki sığabilirdin." Diye dalga geçtim.

Harriet bana dönüp " Güzel olmanın zorlukları vardır. Hem benim sana ayırdığım elbiseye ne oldu ,o elbiseyi neden giymedin?" diye beni azarladı.

Diyecek bir bahane arıyordum. Çünkü söyleyebilecek bir şeyim yoktu. Eğer kediden bahsedersem o zaman annem o kedi derhal dışarı atmam gerektiğini söylerdi . Ben de korkumdan anneme " O elbiseyi beğenmedim bu yüzden giymedim."Dedim.

Zaten gerçekte de hiç beğenmemiştim. Harriet diyecek bir şey bulamamış gibi görünüyordu. Ben de kafamı cama çevirip dışarıyı izlemeye başladım.

Harriet benim öz annem değildi. Benim annem ben 10 yaşımda iken doğum yaparken ölmüştü.

O günü hala hatırlıyorum soğuk bir kış günüydü bütün ailemiz amcalarım, halalarım, eniştelerim, hepsi annemin doğum yapacağını duyduğu için evimize gelmişti. herkes heyecanlı doğumu bekliyordu .bense salonda cam kenarındaki koltuğun üzerine oturmuş oyuncak bebeğimle oynuyordum. Ne olacağından habersizdim. Sadece bir kardeşim olacağını biliyordum o yüzden çok mutluydum.

Ben oyun oynarken bir süre sonra amcamın kızı Jenny yanıma geldi ve bana " Neden bu kadar mutlusun?" diye sordu.

" Neden mutlu olmayacağım? Bir kardeşim olucak. Dadım Karen bana kardeşimle oyun oynayabileceğimi söyledi." Dedim.
" Çünkü eğer bebek erkek olursa senin yerini alıcak. Sen şu an Sacretmountain ' i yönetmek için büyütülüyorsun. Ama eğer erkek kardeşin olursa varis o olur. Bu yüzden üzülmelisin" Dedi. Bu konularda hiç bir fikrim yoktu ve de hiç umursamıyordum. Amcamın kızı Jenny benden büyüktü ve 13 yaşındaydı ve bir erkek kerdeşi vardı. Bu nedenle bu konulara çok ilgiliydi. Benimse umrumda değildi.

Jenny yanımdan ayrılınca, oyun oynamaya devam ettim. Yan koltuk da konuşan babam ve büyükbabam Conroy' u duydum. Büyükbabam " Umarım bu sefer erkek olur. "Dediğini duydum. Bu erkek özleminin nedenini anlayabilecek yaşta değildim. Bu nedenle büyükbabamın beni sevmediğini düşünmüştüm. Oysa ki bu olay benimle ilgili değildi. Bir süre sonra annemin olduğu yatak odasından bir çığlık sesi duyduk. Herkes endişe ile ne olduğunu merak ederken salona dadım Karen girdi. Yüzü bembeyaz kesilmiş ,iki lafı bir araya getirip konuşamıyordu.

" Lor... Lordum. " Babam Karen ' a yaklaşıp " Ne oldu Karen? Bebeğim nerde?" Diye sordu. " Lordum , Leydim... Şey. " Babam hem korkmuş hem de sinirlenmişti. Karen' ı omuzlarından tutup silkmeye başladı. " Ne oldu Kadın, anlat. " Diye bağırdı. " Ne oldu Jasmine ? " Diye sordu. "Lordum, Leydi Jasmine ' yı kaybettik." Dedi Karen. Babamın yüzü bembeyaz kesti ve tekrar sordu.
" Peki ya bebek, o yaşıyor mu? " Diye sordu bir umutla. " Malesef efendim." Dedi Karen.

Babam bu son duyduğuyla da yere yığılmıştı. titremeye başlamışdı. Babamın annemi ne kadar çok sevdiğini biliyordum ve bir bebeği daha ne kadar istediğini biliyordum. Jenny ' nın kardeşi Otis babamın kolunun altına girip onu kaldırdı ve koltuğa oturttu. Herkes sabahki neşeli halini bırakmış, yüzü düşmüştü.
Ben ise ne hissedeceğimi bilmiyordum. İlk defa birini kaybetmiştim ve o da hayatımda ki en önemle kişiydi. Benim en yakınımdı.

Araba aniden durdu ve araba sarsıldı.
Camdan dışarı baktığımda arabamızın kaza yaptığını gördüm. Tam aşağı inip ne olduğuna bakacaken annem elimden tutup. " Dur inme. Şoför halleder sen karışma. " Dedi. Şoför araçtan inip karşı arabanın şoförü ile kavga etmeye başladı.

Bu epeyce zaman sürdü. Artık gına gelmişti. Araçtan inip sinirle ve hızla şoförün yanına doğru gelip " Ne oluyor burda? Hem arabamızın önüne kırıp hem de aynı zamanda bizimle kavga etmeye cüret mi ediyorsunuz? Benim kim olduğum dan haberin varmı? " Diye çıkıştım.
Konuşmam bitince karşı arabanın içinden" Neler oluyor burda. " Diye bir adam bağırdı.

KANLI TAHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin