"Pekala şimdi sen arka kapıdan çıkacaksın Alyada ise çöpü atma bahanesi ile çıkacak ben de normal çıkacağım." Hardy'nin bize verdiği komutlarla ikimizde kafamızı salladık. Prenses bana kendi kıyafetlerinden vermişti. İkimiz de kafamızı bir şapka yardımıyla kapatmıştık. Benimki siyah kürklü pardösü iken prensesinki kahverengi kürklü pardösüydü hayatımda ilk defa bu kadar kalın ve sıcak bir şey giymiştim o yüzden umarım başına bir şey gelmeden teslim edebilirdim prensese.
"Arka kapı mutfakta olduğu için çalışanlara görünmeden geçmen gerekiyor Darla." Darla kaşlarını çattı heyecanla "Nasıl yapacağım ki? Kesin biri görür beni." Aslında görseler hiç bir şey diyemezlerdi çünkü biz o sırada çoktan evden çıkmış olacaktık sonra peşimize düşseler bile biz hedefimize ulaşacaktık.
"Görünmemeye çalışın ama görünürseniz de önemli değil bence prensesim onlar kaçtığımızı fark edene kadar çoktan gideriz." Prenses aklına yatmış gibi kafa salladı. Hardy ellerini dizlerine koyup ovuşturdu ve ayağa kalktı.
"Hadi başlayalım o zaman.." İkimiz de ayağa kalkarken aklıma gelen şeyle durdum.
"Durun!" İkazım ile ikisi de dururken ben ellerimi belime koydum. "Eğer yakalanırsak planı ben bulmadım. Ve size uymak zorunda kaldım?" Darla gülerken Hardy omuzlarını silkti. Bu çocuğa hiç mi hiç güvenmiyorum ama hadi bakalım.. Hepimiz odadan çıkarken ben hemen çöplerin biriktirildiği yere yani en alt kata inmek için adımladım.
Burayı Gloria ilk geldiğim gün göstermişti. Burayla pek bir ilgim olmayacağını söylese bile daha ikinci günden yolum buraya düşmüştü. En son kata inerken duvarda asılı halde olan şamdanı aldım gerçekten oldukça kötü kokuyordu o yüzden bir an önce buradan çıkmayı diliyordum.
En sonda demir kapılı kapıya gelince tam iktirecekken içeriden gelen sesle sırtımı duvara yaslayıp nefesimi tuttum. İçeriden oldukça tuhaf ve mide bulandırıcı sesler geliyordu.
"Bu iğrenç yerde yapmak zorunda mıyız?" Bir kadın sesiydi bu, fakat karşıdaki kişi cevap vermeden sadece sesler çıkarıyordu. Kadının sesi boğuk geldiği için kim olduğunu çıkarmak çok zordu ama biraz daha kalırsam onları görebilirdim.
"Tanrım..Mükemmelsiniz.." Kadının sesiyle gözlerim kocaman açıldı. Biri içeride çok fena şeyler yapıyordu. Hem de çöp deposunun olduğu yerde. Bu gerçekten iğrenç! Kim oldukları umurumda değil tek istediğim bir an önce buradan gitmek hiç ses çıkarmadan gerisin geri döndüm parmak uçlarımda, merdivenlerin başına gelince aynı şekilde şamdanı duvara koydum.
Bende prenses gibi mutfaktan çıkacaktım muhtemelen onlar çoktan çıkmış beni bekliyorlardı. Mutfağa gelince şansıma kimse yoktu ve kapıdan rahatça çıkabildim. Biraz ilerleyince bir at arabasının orada beklediğini gördüm. Bunlar muhtemelen bizimkilerdi. Hiç beklemeden arabaya bindim.
Darla korkuyla nefesini verdi. "Bir an bizi ektin sandım." Hardy ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Tüm çöpleri mi attın?" İkisine de omuz silkip arkama yaslandım. Orada kim vardı bilmiyorum ama eğer yardımcılardan biriyse kimsenin başını derde sokamazdım.
"Bence dağılalım bu şekilde çok dikkat çekeriz. Prensesim siz prens ile birlikte kendinizi göstermeden halkla konuşun bense ayrılıp halktan biriymiş gibi insanları dinliyim." Fikrim Darla'ya yatsa bile Hardy kafasını iki yana salladı. "O gün seni de gördüler. Zaten Paul'a kılıç çektiğin için inan bizden bile daha çok tanınıyor olabilirsin." Maalesef haklıydı.. Yenilmişlik ile kafa salladım. Kendimi riske atmak, yapacağım en son şey bile değildi.
Biraz sonra araba durdu. Önce Hardy sonra ben ve en son da Darla arabadan indi. Burası oldukça kalabalık bir pazardı tam halk ile sohbet etmek için ideal bir yerdi. Kafamdaki şapkayı burnuma kadar çektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DURAK
Fiksi SejarahBen krallığın kurbanı, tüm hayatım veriyorum tüm hayatımı adıyorum. İsteyerek ve belki de istemeyerek. Bütün olayların ortasında tek başımayım. Ben hizmetli Alyada. Krallığın bir köşesine atılmış hizmetliyken, krallığın kaderini değiştirecek bir in...