BÖLÜM 10: PRENSES
"Bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhsun sen."
🕸
Nehirin dibine diktiğim gözlerim, geminin, hızına ayak uyduramayan suya hızla çarpıp durmasıyla yansımam ikide bir kaybolurken bende dinginleşmeye çalıştım. Hiç yardımcı olmuyordu.
Ellerimi sıktığımın, dişlerimin acıdığının uzun bir süre farkına bile varmadım. Ağladıkça nehiri ben dolduruyorum gibi hissederek geçirdim zamanı ve yolculuk bitti. Limanda bizi bekleyen mor kamaryaya bindik. İkimizde birbirimize bakmıyorduk Manamin ile. Ben sinirden sağ bacağımı sallamayı durduramazken elim de sürekli yüzüme gidiyor stresle çenemi tırnaklıyordu.
Saniyeler içinde geldiğimiz saray bahçesinde eteklerimi daha hızlı ilerleyebilmek adına elimde topladım. Upuzun merdivenleri hız kesmeden tırmanırken aklımda ona ne diyeceğimi düşünüyordum bir yandan da. Önce bağıracaktım, sonra dinleyecektim.
Çünkü biliyordum, kesin bir kılıf uyduracaktı yaptıklarına. Daha önce getirildiğimden yolunu bildiğim çalışma odasına ilerledim. O içerideyken kapının önünde, sarayın dışı yeterince korunsa bile askerler olurdu genelde lakin şimdi yoktu. Kafasına göre değişiyordu şartlar.
Peşimden kimsenin gelmemesinin rahatlığıyla sertçe açıp aynı şekilde de kapadım kapıyı. Krov elindeki evrakları sakince sağ tarafında yüzlercesinin daha bulunduğu yığına koyup arkasına yaslandı. Bu dikkatini bana verdiğini gösteriyordu, lakin öylesine rahat duruyordu ki içimdeki kıvılcımların beni, zapt edemeyeceğim kadar kaşıdığını hissettim.
Koşarak üzerine atladığımda hızla kafasına bir yumruk geçirdim. Öyleki şaşkınlıktan hiç bir şey yapamadı, ardından bir yumruk daha indirdim suratına. Onu orada bir güzel dövdüm.
Demek çok isterdim ama bunu yapsaydım muhtemelen bu sefer beni çiğ çiğ yerdi. Ben sadece sert soluklarımın duyduğundan emin olduğum odada gözlerimi kapatarak kendime hakim olmaya çalıştım.
Ardından nefretle dolduklarında araladım, çenemi yukarı dikip masasının önüne doğru adımladım. İkimizin de gözleri bir saniye bile ayrılmadı birbirinden. Beni öylesine süzüyordu ki, sanki içimdekileri görüyordu, sanki karşısında çırılçıplaktım da o benim tüm düşüncelerimi okuyordu.
Ama bunlar, o gözlerini bir an olsun başka bir yerime değdirmeden hissettirdikleriydi. "Sen ne yapmaya çalışıyorsun?!" Diye sordum sıktığım dişlerimin arasından. Masanın tam önündeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafakta Vampir Çıkmazı (+18)
VampirosBir vampirin kucağına düştüm. Burada kalmam için her şeyi yapabilecek bir vampir... Bir gece ansızın duyulan o ses Kulağımı tırmaladığında, Ne olacağını bilemedim Ve kaçtım kucağına. Beni kullanıyor, hemde kanımın son damlasına kadar. Çünkü ben on...