Hepinize merhaba!
Yeni bölümümüz yayında!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen...
Okuma tarihinizi buraya bıraka bilirsiniz...
İyi okumalar...
Gece Beril Aksoy:
07.01.2024:
Gözlerimi yorgunlukla açarak kapattığımda nöbetimin bitmesiyle rahatlamıştım. Telefonumun sesiyle irkildiğimde gördüğüm isimle gülümsemiştim.
"Efendim, Bahar'ım," dediğimde sesim fazlasıyla yorgundu.
"Kardeşim, nasılsın? Dün çocuklarla gösteriye hazırlanıyorduk bu yüzden arayamadım seni..."
Kardeş...
Bahar benim yetimhaneden kalan tek arkadaşım daha doğrusu kardeşimdi. Küçükken tanışmış ve bir-birimize destek olmuştuk.
Bahar Eldem yeni atanmış ana okul öğretmenidir ve hayvanları ve çocukları çok seven biridir.
"Sorun yok, güzelim. Hem sana çok güzel bir haberim var," dediğimde Bahar'ın, "Ne?" diye soran heyecanlı sesini duymuştum. Güldüğümde onun da gülüşleri kulaklarımı doldurmuştu.
"Tayinim onaylanmış. İki hafta... Sadece iki hafta sonra yanına geliyorum!" Karşı taraftan gelen çığlık sesiyle yüzümü buruşturduğumda Bahar konuşmaya devam etmişti. "Çok iyi. Hemen gel. Ev var zaten hatta mobilyaya bile gerek yok," dediğinde durmuştu.
"Gece, ben seni birazdan arayayım mı? Çocuklara bakmam lazım."
Gülümsediğimde, "Sorun yok. Öpüldünüz..." dememle telefonu kapatmıştı Bahar. Üzerimi değiştirdiğimde hastaneden yavaş adımlarla çıkmıştım. Arabama bindiğimde kapanan gözlerime inat, eve doğru sürmeye başlamıştım. Eve geldiğim gibi kendimi direkt olarak yatağıma atmıştım. Gözlerimi kapattığımda zihnimde canlanan anılarla uykuya dalmıştım.
14.01.2024:
Taksiden indiğimde valizlerimi de dikkatli bir şekilde indirmiştim. Parayı ödediğimde taksiciye teşekkür ederek apartmanın tam karşısında durmuştum. Askeri lojmana yakın olan ve beş katlı bir apartmandı burası.
Apartmanın demir kapısını açtığımda geriye dönerek ilk olarak valizlerimi almıştım. Apartmanın içine bıraktığım valizlerle derin nefesler almıştım. Kitap kolilerime baktığımda dudaklarımı öne doğru büzmüştüm. Kolileri kucakladığımda apartmana girecekken aniden yaşadığım sarsıntıyla son anda yere düşmekten kurtulmuştum.
Kitaplarım yeri boyladığında, "Yavaş!" diye bağırmıştım. "Aras, lan yavaş olsana!" Benimle aynı anda konuşan adama baktığımda üç kişi olduklarını fark etmiştim. Aras yani bana çarpan çocuk kitaplarımı toplamaya başladığında bir taraftan da benden özür diliyordu. "Hanımefendi, özür dilerim. Acelem olduğu için koştum ve sizi fark etmedi," dediğinde ben de başımı belli-belirsiz sallayarak, "Sorun yok..." diye mırıldanmıştım.
"Tamam mesele çözüldüğüne göre gide biliriz. Hoşça kal bacım," diyen diğer adama baktığımda koşar adımlarla çıkmıştılar apartmandan.
Garip insanlar çoktu ve ben de onlardan sadece biriydim. Asansöre girdiğimde üçüncü kat düğmesine basmıştım. Asansör durduğunda hızlıca inmiş ve 6 numaralı kapıyı çalmıştım.
Açılan kapıyla gülümsediğimde Bahar'ın, "Gece!" diye heyecanla bağıran sesi kulaklarıma dolmuştu. Bir- birimize sarıldığımızda gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. Sarılmayı bıraktığımızda, "Hadi... İçeriye geçelim," diye konuşmuştu Bahar.
Valizlerim ve kolilerimi içeriye taşıdığımızda salona geçmiştik. "Niye geleceğini söylemedin kızım? Karşılardım seni," diye konuşan Bahar'ın omzuna başımı koyduğumda, "Geldim işte Bahar'ım. Sağ-salim buradayım..." diye mırıldanmıştım.
Akşam saatine doğru Bahar beni evden zorla çıkartmış ve arkadaşlarından birinin kafesine getirmişti. Yavaş adımlarla sokakta yürümeye devam ettiğimizde duygularım karmakarışıktı. Derin bir nefes alarak bakışlarımı yerden kaldırdığımda kafenin ismiyle karşılaşmıştım.
Ayaz...
Hava soğuk ve karanlık olduğu için etrafta fazla insan yoktu. İçeriye geçerek pencere kenarında olan bir masaya oturduğumuzda etrafı incelemeye başlamıştım.
Kahverengi tonlarının hakim olduğu kafe fazlasıyla huzurlu hissettiriyordu. Duvarlarda farklı insanların fotoğrafları vardı ve bu durum yüzümdeki gülümsemenin sebeplerinden sadece biriydi.
Mutfak olarak düşündüğüm kısımdan bize doğru gelen sarışın, kıvırcık saçlı kızla etrafı incelemeyi bırakmıştım.
"Bahar," diyerek arkadaşıma sarılan kıza baktığımda Bahar da ona samimi bir şekilde sarılmıştı. Bahar bana doğru döndüğünde ayağa kalkmıştım.
"Kız kardeşim, Gece."
Elimi karşımdaki kıza doğru uzattığımda samimi bir şekilde karşılık vermişti bana. "Berrin ben de. Memnun oldum..." diye konuşmasıyla başımı belli belirsiz sallamıştım. Bahar'la sandalyelerimize oturduğumuzda, "Kahve ve tatlı?" diye sormuştu.
"Evet!" diyerek heyecanlı bir şekilde onu onayladığımda gülerek mutfağa girmişti.
"Tatlı yemekten ne zaman vazgeçeceksin?" Bahar'ın gülerek sorduğu soruyla omuzlarımı bilmem dercesine kaldırıp indirmiştim.
Pencereden dışarıya baktığımda arabasının önünde duran bir adam görmüştüm. Elinde tuttuğu sigarayı yaktığında bakışları benimle kesişmişti.
Ben de bakışlarımı ondan ayırmadığımda sigarasından derin bir nefes çekmişti. Derin bir nefes aldığımda bana fazlasıyla uzakta duran bedeni bir o kadar da yakın hissettirmişti. Yanına gelen adamlarla bakışmamız bölündüğünde hızlı bir şekilde önüme dönmüştüm.
Berrin kahve ve tatlılarımızı getirdiğinde ilgi odağım değişmişti. Karşımdaki tatlıdan bir kaşık aldığımda zihnim ve bedenim rahatlamıştı sanki.
Birkaç dakika sonra açılan kapıyla içeriye onlar girmişti. Altı kişilerdi ve onlardan üçüyle daha sabah karşılaşmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAZIN GECESİ (DÜZENLENİYOR)
AkčníGece ve Giray; küçükken bir-birine bağlı olan iki kardeş. Fakat anneleri öldükten 3 yıl sonra ayrılan iki kardeş. 29 Haziran 2003... Gece Kılıç bu tarihi asla unutmayacaktı. Unutamayacaktı. 21 yıl önce Giray Kılıç kardeşi Gece'yi bıraktı ve bir dah...