İyi okumalar...
Okuma tarihinizi buraya bıraka bilirsiniz...
Sınavınız nasıl geçti bakalım?
Bölüm şarkılarımız:
Shootout-Izzamuzzic, Julien Marchal
Gece Beril Aksoy:
Derin bir nefes aldığımda içimdeki sıkıntı daha fazla artıyordu. Önümde duran dosyayı imzaladığımda son kez kontrol ederek Büşra hemşireye vermiştim.
"Başka bir şey var mı?" diye sorduğumda başını hayır anlamında sallamıştı. Onu onayladığımda merdivenlere yönelmiştim. "Hocam!" diye bağıran Büşra hemşireye döndüğümde, "Ne oldu?" diye sormuştum.
"Hocam, askeri helikopter acil iniş yaptı. İki yaralı askerimiz varmış..." dediğinde yutkunmuştum. Yutkunduğumda, "Tamam," dediğimde hızlıca acile girmiştim.
Acil girişinde gördüğüm yüzlerle gözlerim dolduğunda, "Ayaz Timi..." diye mırıldanmıştım. O an kalbim daha fazla ağrımaya başlamıştı. İlk olarak görüş açıma Barlas abi girmişti.
"Şükürler olsun."
Kısık sesimle birlikte zihnimde sadece Barlas abinin kızları vardı. Daha sonra Candaş ve Turan inmişti. Üstleri kan içerisindeydi ve arkalarından sedyede Barın'ı getirmişlerdi. Onlara doğru koştuğumda gözlerinin açık olduğunu fark etmiştim.
Yarasına bakacakken ellerimi tutmuştu. Soğuk elleriyle irkildiğimde, "Ben iyiyim doktor. Sen ona bak..." diye konuşarak gözlerini kapatmıştı. Sedyesini yanımdan uzaklaştırdıklarında bakışlarım onun götürüldüğü koridorda takılı kalmıştı.
Aras da geldiğinde sedyedeki kişi Atalay'dı.
Yaralı Atalay Vural'dı...
"Hadi hızlı olun! Hastanın kan grubunu öğrenin! İki ünite kan enjekte edilsin," dediğimde sedyeyi sürükleyerek acil odasına girmiştik. Solunumu kontrol ettiğimizde, "Yok..." diye mırıldanmıştım.
"Solunum yok. Entübe etmeliyiz!" diye bağırmıştım. Eldivenlerimi hızlı bir şekilde elime geçirdiğimde endotrakeal tüpü solunum yoluna yerleştirmiştim.
Nabız alamıyorduk büyük ihtimalle ventriküler fibrilasyona girmişti. "Defibrilatör."
Berrin'in acı çığlıkları kulaklarımı doldurduğunda görüş açıma girmişti. Ayaz Timi, Bahar, Yiğit ve birçok asker kapının önündeydi.
"150. Çekilin!"
Defibrilatörü Atalay'dan uzaklaştırdığımda düzelmemişti. Başımı iki yana salladığımda, "Bir daha. Hadi!" dediğimde yeniden şoku uygulamıştım.
"Yaşa. Lütfen yaşa..." dediğimde Berrin çığlık çığlığa ağlamaya devam ediyordu.
"250!" dediğimde bir daha ve son kez şoku uygulamıştım. Kulaklarıma dolan cümleyle bakışlarım monitördeydi.
"Döndü!" dediğimde gülerek kenara çekilmiştim. "Hadi ameliyathaneye," diyen Cenk hocaya baktığımda sedyeyi ameliyathaneye doğru götürmüşlerdi.
Berrin Atalay'ın saçlarına dokunduğunda, "Yaşayacaksın, sevgilim!" demişti sadece. Herkes kapıdan ayrıldığında daha fazla dayanamayarak kapıyı kapatmış ve yere çökmüştüm. Ağlamaya başladığımda olanların beni fazlasıyla etkilediğini biliyordum.
Dizlerimi kendime doğru çektiğimde hıçkırmıştım. "Şükürler olsun... Yaşadığın için şükürler olsun."
Kapıya tutunduğumda yavaşça ayağa kalkmıştım. Kapıyı açtığımda odadan yavaş adımlarla çıkmıştım. Bahçeye yürüdüğümde açık saçlarımı toplamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAZIN GECESİ (DÜZENLENİYOR)
AcciónGece ve Giray; küçükken bir-birine bağlı olan iki kardeş. Fakat anneleri öldükten 3 yıl sonra ayrılan iki kardeş. 29 Haziran 2003... Gece Kılıç bu tarihi asla unutmayacaktı. Unutamayacaktı. 21 yıl önce Giray Kılıç kardeşi Gece'yi bıraktı ve bir dah...