1

92 6 6
                                    

Bugün hava o kadar güzeldi ki yazın geldiğini belli ediyordu, balkona yer minderimi serdim ve tütsümü yaktım. Az önce hazırladığım soğuk kahvemi de alıp, tabletten tarot videosu açarak dinlemeye başladım. Üç ay içinde birine aşık olacağımı ve büyük bir aşk yaşayacağımı söylüyordu anlatan kadın. "Aynen kesin yaşanır bu." Tarot videosundan istediğim verimi alamayınca güzel bir meditasyon müziği açıp karşıya baktım.

Evimizin hemen karşısında, elimi uzattığım zaman onların balkonuna dokunabileceğim bir uzaklıkta olan, Hatice ablaların evine doğru daldı gözlerim. İlk günden beri onlara sinir oluyordum, çünkü onların evinden deniz gözüküyordu ama bizim evden sadece onların evi gözüküyordu.

Bu mahalleye taşınalı daha bir hafta olmuştu ve hiçbir şekilde alışamamıştım buraya.

Telefonumu elime alıp Alara'ya mesaj attım. "Bana gelsene sana Türk kahvesi yaparım." Kısa bir süre sonra gelen mesajla somurttum. İki abisinin de evde olduğunu ve akşama film gecesi yapacakları için hazırlık yaptıklarını yazmış. Millet kardeşleriyle ne güzel anlaşıyor, imrenmedim değil gerçekten. Bense tek çocuk olarak yalnızlığı iliklerime kadar hissediyordum. Alara yeni tanışmış olduğum yakın arkadaşlarımdan biriydi.

Annem, anneanneme kalmaya gitmişti, babam da bu gece mesaideydi. Evde tek başımaydım bugün.

Saçma sapan videolar izleyip vakit öldürdükten sonra eşofmanlarımı giyip yürüyüşe çıkmaya karar verdim.

Mutsuz bir insan değilim, içimde her zaman bitmeyen bir umut ve neşe vardı. Kolay kolay üzülen ve ağlayan bir insan da değildim hatta en son ne zaman ağladığımı bilmiyorum bile.

Mutlu olmak için bu kadar çok neden varken mutsuz olmam nankörlük olurdu.Durgunum sadece bu aralar çok fazla. Boşlukta gibiyim, hissiz kalmış gibi.

Aşık bile değilim uzun zamandır.

Deniz kenarında, sessiz sakin bir yere geldiğimde kumsalın önünde ki bahçeli evin duvarına yasladım sırtımı.
Paketimden çıkarttığım sigarayı ateşleyip derin bir nefes çekmeye başladım. Akşam üstü olmuş güneş batmaya başlamıştı. Oluşan manzara o kadar harikaydı ki , büyülenmemek elde değildi.

Alkol ve uyuşturucuyu çok fazla kullanıyorum ve psikolog desteği ile bırakmaya çalışıyorum aslında şu an bunu bile içmemem gerekiyor. Fakat kendi kendimi kandırıp, bu son zaten diyerek içmeye devam ediyorum.

En azından alkolü ağzıma sürmedim bir haftadır.

Eve taşındıktan iki gün sonra karşı komşuyla tanışmıştım, spor salonu varmış ve beni davet etti.

Balkonda oturup çikolata yerken gördüğünde kilo almaya devam edeceğimi ve potansiyel bir müşteri olduğumu fark etmiş olmalı.

Aşırı fazla kilosu olan birisi değilim fakat son bir buçuk yılda alkol ve uyuşturucu yüzünden ciddi kilo almıştım. Çok fazla çikolata ve sağlıksız, paketli gıdalar tükettiğim için bir süre sonra önüne geçememiş ve fazlalık yirmi kilo almıştım.

Yüzümde sivilceler çıkmaya başlamış, dişlerim iyice sararmış ve kırılmaya başlamıştı.

Aldatılmıştım ve beni aldatan kişi çok mutluydu.

Olan bana olmuştu, sevmiştim karşımdakini. Ona güvenmiş ve onunla birlikte olmuştum. Fakat hiçbir zaman sevilmemişim, sadece kullanılmışım. Duygularım kullanılmış, bedenim kullanılmış. Ben kullanılmışım.

Karşımdaki kişi de hayatına devam etmiş ve çokça mutlu olmuştu. Ben daha çok alkol kullanmaya başlamış, kilo almıştım.

Bunların çok dünyevi şeyler olduğunun farkında olduğum için şu anlık iyiyim ve önüme bakıyorum. Hayat o gün bitmedi, devam ediyor.

Belki diğer insanlara saçma geliyordur ama ben daha önce hiç sevilmediğim için sevilmek benim için çok önemli bir duyguydu. Takıntılı olduğumu söyler arkadaşlarım, çok kafaya taktığımı.

Bu yüzden duygularımı belli etmemeye çalışıyorum, insanlara derdimi anlatmamaya çalışıyorum. Çünkü duygularını yoğun yaşayan bir insan olduğum için beni anlayamıyorlar. Onlar için takıntılı oluyordum.

Her ay başka birini beğenip sevemiyorum. Sevmediğim birine şans veremiyorum, kimsenin duyguları ile oynayamıyorum ve bu yüzden takıntılı olan ben oluyorum. Her ay başka birine aşık olan birisi olsaydım o zaman da takıntılı değil şıp sevdi olacaktım.

Bazen beni kimsenin anlamadığını düşünüyorum.

Yaşım çok büyükte değil, henüz yirmi dört yaşında olan genç bir kadınım. Öğreneceğim, yaşayacağım çok duygu var.

Bir sene önceki Sukeyna ile şu an ki bile bir değil. Bambaşka iki insan gibi.

Kafam dağılıyor, kafamın içinde düşündüğüm konular sürekli değişiyor ve ben yakalayamıyorum.

İnsanlar sahte, yüzüne gülüyor arkandan dedikodunu yapıyorlar. Kimseye güvenme ama herkese güveniyormuş gibi yap. Bırak seni kandırılmaya müsait gibi görsünler.

Hiç kimseye sonsuz güvenme, en sevdiğine bile.

Yalnızlık en yakın arkadaşın olduğu zaman hiçbir şey korkutamıyor seni. İnsanlar sana küsecekmiş, küssün.

Başımı duvara yasladıktan sonra gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım.

"Ömer akşama kızları ayarladım, alkoller senden ev benden." Kulağıma heyecanlı bir ses dolduğunda gözlerimi aralayıp sesin geldiği yere baktım. Bir tane esmer adam denize sırtını dönmüş karşısındaki kişiyle konuşuyordu. Oturduğum pozisyondan karşısındaki adamı göremiyordum.

Umursamayıp gözlerimi geri kapattım.

"Geçen sefer ki kız gibi bulaşık bir şey çıkmasın yine?" Dedi iğrenen bir ses tonuyla. Kaşlarımı çattım. "Bi' kız buluyorsun oğlum peşimden ayrılmıyor, sanırsın üç çocukla ortada bıraktım kızı."

"Adaş sende kızları bu kadar etkileme ben ne yapayım? Benim hiç öyle sorunlarım olmuyor."

Onların iğrenç erkek muhabbetlerini daha fazla dinlememek için kulaklığımı takıp şarkıyı son ses açtım. Erkeklerden de nefret ediyordum. Sanırım beni ömrümün sonuna kadar kimse sevmeyecekti.

SUKEYNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin