İyi okumalar
________________
(Onur'un ağızından)
bilincini kayabettikten hemen sonra helikopter gelmişti. Yaralılar yardım ederek helikoptere binmiştik. Rüzgar Hilal'in kanamasının durması için yaraya baskı uyguluyordu. Bense Hilal'in yanında duruyordum. Hastaneye gelince Hilal'i ve diğer yaralıları hızla ameliyata aldılar. Oğuz yani Hilal'in abisi de Hilal'in ailesine haber vermişti. Tuğgeneraleyse Demir söylemişti. Bir süre sonra herkes buraya gelmişti. Ama Hilal hâlâ ameliyattan çıkmamıştı. Elimden hiçbir şey gelmemesi daha çok sinirlerimi bozuyordu. Allah'ım lütfen Hilal ölmesin. Biz daha yeni birbirimize kavuşmuştuk. En mutlu zamanımızda bu olmasın.
(Dört saat sonra)
Ameliyathanenin kapısı açıldığında herkes çıkan doktorun etrafına toplandı.
"Hilal hanımın yakınları olmalısınız. Kurşun kalbin ortasından girmişti ve buraya geldiğinde hâlâ kurşun içerdeydi. Kurşunu zor bir şekilde çıkardık. Hilal hanımı şimdi yoğun bakıma alıcaz. Uyanması Hilal hanıma kalıyor. Bir daha hiçte uyanmayabilir ya da uyandıktan sonra bir takım ihtimaller olabilir."
Zorlukla yutkunup sordum.
"Nasıl ihtimaller olabilir."
"Felç kalabilir, hafıza kaybı yaşayabilir, yürüyemeyebilir. Bunlar geçici ya da kalıcı olabilir. Tabi daha uyanmadan belli olmaz. Ama bunların olma ihtimali de çok yüksek. Her şeye hazırlıklı olun."
Deyip gitti. Herkes ayrı bir şekilde darmadağın olmuştu. Ama gözüm kimseyi görmüyordu. Koltuğa oturdum. Başımı ellerim arasına aldım. Her şeye hazırlıklı olun demişti doktor. Ben bu ihtimallerin hiçbirine dayanamıyordum. Bunlar olursa ben ne yapardım. Eğer Hilal yaşayıpta felç kalırsa onu kimse toparlayamazdı. Birkaç dakika sonra Hilal'i çıkardılar. Hilal'in annesi daha doğrusu iki anneside Hilal'in yanına gitmeye çalıştılar. Birkaç kişi onları tutunca zor durdular. Herkes yıkılmıştı.
(Bir ay sonra)
Bir ay olmuştu Hilal yoğun bakıma alınalı. Mert ve Hasan da iyileşmisti. Bu bir ayda herkese bizim Hilal ile sevgili olduğumuz öğrenmişti. Ama kimse Hilal'in durumundan dolayı bir şey diyememişti. Herkes neredeyse yoğun bakımın kapısından ayrılmıyordu. Bazıları büyüklerin zoruyla eve gitmek zorunda kalıyordu. Bense eve sadece üstüme değiştirmek için gidip geliyordum. Ela ablam zorla bir şeyler yedirmesi dışında hiçbir şey yemiyordum. Bize doğru gelen doktoru görmemle ayaklandım.
"Doktor bey Allah aşkına bir kere Hilal'i göreyim." Dedim.
"Bakın size benim bunu kaç kez daha anlatmam gerekiyor. Hilal hanımı göremezsiniz. Hayır yani her gün gelip soruyorsunuz."
"Sizde izin verseniz gelip sormayacağım."
Bu bir ayda doktorla da baya konuşur olmuştuk ama kendisi keçi gibi inatçıydı.
"Karan, izin versen olmuyor mu?" Dedi Oğuz abi.
"Sende biliyorsun Oğuz."
Biraz daha ısrar edince en sonunda kabul etti.
"Tamam ama yalnızca bir kişi girebilir ve sadece beş dakika."
"Sonunda." Dedim.
Ama bir sorun vardı. Kim girecekti. Ailesi dururken ben giremezdim.
"Kim girecek." Dedi Murat abi.
O da en çok kahrolanlardandı. Daha önce Hilal'e nasıl davrandığını öğrenmiştim. Bu yüzden de Murat'ı elimden zor almışlardı. Şimdide beyefendi pişmanlığını yaşıyordu.