Selamlar , yeni ve son bölümle karşınızdayım :) Ben uzun bir bölüm olduğunu düşünüyorum şahsen ama yazarken aşırı zorlandım ve çok emek verdim. Umarım emeğimin karşılığını alırım ve umarım size beğenirsiniz... Bölümü okuduktan sondaki açıklamayı okursanız sevinirim, sakın ilk açıklamadan başlayayım demeyin spoi yersiniz benden söylemesi. İyi okumalar diliyorum. ve karantina için yazılmış şarkıyı dinleyerek okumanızı rica ediyorum ;)
*DOĞUMA YAKIN ZAMAN*
-"Onur ben hazırım!" dikkatlice odanın kapısını açıp koridora adım attığım anda gözüm yerde kanlar içinde yatan Onur'a kaydı.
-"ONUR!" korkuyla yanına gittim. Dizlerimin üzerine oturdum.
-"ONUR HAYIR! ŞAKA MI YAPIYORSUN BANA?" dedim hıçkıra hıçkıra ağlayarak.
-"Şaka değil güzel kızım..." o an tanıdık bir ses geldi ama ses Onurdan değildi...
Kafamı kaldırıp yavaşça sesin sahibine baktım.
Oydu...
Enderdi...
-"Sen..." diye fısıldadım nefretle "Ne yaptın ona...?" ben gözyaşları içinde nefretle ona bakarken sırıttı.
-"Bitirdim kızım. Onur ve Zeynep hikayesi bitti. Sıra onda..." gözleri karnıma kaydı. Ben korkuyla geriye doğru giderken üzerime gelmeye başladı .
-"Hayır! dokunma ona! Yardım edin!" bağırmam nafileydi.
...
-"Zeynep! Uyan güzelim, sakin ol!" beni kabusun içinden alıp çıkaran sesle gözlerimi nefes nefese açtım. Karnımda sancı hissediyordum. Gözlerimi açar açmaz Onur'a baktım.
-"Zeynep'im iyi misin?" Bana sıkıca sarıldı, bende bir şey diyemeden ona sarıldım. Benden ayrıldıktan sonra oturur bir pozisyona geldim. Karnımdaki sancı artmıştı. Onur endişeyle bana su içiriyordu.
Karnımdaki sancı her saniye daha da artıyordu...
-"Onur..." acıdan zar zor konuşuyordum bir elim karnıma gitmişti.
-"Zeynep?"
-"B-Ben doğuruyorum galiba..."
-"NE?" Onur şoka girerken ben acıdan kıvranmaya başlamıştım.
Onur beni direk kucağına alıp odadan çıkmıştı.
-"Onur!" çığlıklarımın arasından konuşmaya çalışıyordum. "O gitmesin..."
-"Söz güzelim! O gitmeyecek, kısa süre sonra hastanede olacağız lütfen dayan!" binadan çıkar çıkmaz arabanın arka kapısını açıp beni yatırdıktan sonra hızlı bir şekilde arabaya binip, hastaneye doğru sürmeye başladı.
-"Zeynep güzelim! Dayan lütfen yaklaştık!"
-"Onur..." gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu.
-"Zeynep hayır!" Hissettiğim o acı beni daha da güçsüz bir hale getiriyordu.
En son gözlerim kapanırken, elim karnımdan düşmüştü.
...
Onun ismini Gece koymuştuk. Fikri bulan Onurdu. Bir gün Zorlu kolejinin konferans salonunda demişti... "Ben geceyi ikiye bölerim hep, insanlar cama balkona çıktıklarında izleyecekleri iki seçenek vardır. Ya geceyi yani karanlığı izleyeceklerdir ya da ayı yani aydınlığı izleyeceklerdir. Gece denen şey ikiye ayrılır..."