3. Bölüm/Umut, Ahsen'in Yaşadığını Öğrenmekti

369 29 0
                                    

Bölüm Şarkısı
Zakkum - Sen Hala Benimlesin

Handan Aslansoy

Aile...

4 harf, 4 çocuk, sevgi dolu bir eş.

Huzur...

Sevdiklerinin yanında, başında çatı, önünde yemek. Her şey tam gibi.

Acı...

Ahsen. Parça parça söküldüğün, kanadığın o nokta. Kalpten silinmeyen, gözden dinmeyen o yaş. Her şey yarım gibi.

Her evlat bir başka kıymetliydi de toprağın altına koyduğum, bir kere bile kokusunu alamadığım, doyamadığım evladım bir başkaydı.

Ondan sonra bir çocuğum olsun istememiştim. Kaldı ki dünyaya belki de yine ölü gelecek, hayata tutamadığı için canı yanarak yaşayacak bir çocuk getirmek büyük günahtı.

Zaten omuzlarımda azap yüklü bir acı varken yenisini sırtlamak istememiştim.

Ve umut...

Ahsen'in ölmediğini, 27 sene sonra bile olsa öğrenmek, hayatta tutunabilceğim başka bir dal, benim kızım. Kokusunu alabilceğim kızım.

Her şeyin eskisi gibi olabileceğine inanmak, her acının silinip mutlulukların yer edineceğine inanmak.

Tecrübe.

Hiç bir acının silinmeyeceğini yaşayarak öğrenmek.

Her zamanki gibi bir sabahtı oysaki o gün.

Ankara
Günümüzden yaklaşık bir ay öncesi, 15 Ocak 2023

Handan üzerinde mor çiçekli önlüğü ile salınarak salatalık ve domates doğruyordu. Bir yandan radyoda güzel bir melodi çalıyordu. Şarkı bitti, bir başkası çalmaya başladı.

"Bilmezler ki içimdesin.
Hiç kimse kokunu silemez.
Göğsümde, ta derinde
Sakladığım yeri bilemez..."

Handan şarkıyı duyunca dondu kaldı. gözlerinin önünde düşen iki simaya engel olamadı. Bir kez gördüğü Ahsen'in camın arkasındaki o görüntüsü için için işledi yüreğine. Kimse bilmese dahi hep içindeydi yarası. Hala kanayan, dinmeyecek, iyileşmeyecek bir yara.

Ve o saçlar. Aynı yük, aynı yara.

"Günaydın!" Harfleri uzata uzata mutfağa şen şırak giren oğlunun sesiyle irkildi, Daldığı yerden çıktı, arkasına dönüp oğluna baktı.

"Günaydın oğluşum."

Evin en küçüğü, neşesi hızlıca annesinin yanına gelip beline sarıldı, sulu sulu yanaklarımdan öpünce Handan neşeyle kıkırdamadan edemedi. Oğullarından gelen sevgi gösterilerine dayanamıyordu. Usul usul kanamaya devam eden yarasının acısını azaltıyorlardı. Hem oğulları, hem kızı yerine koydukları.

Yarası kapanmasa dahi, daha iyi hissettirlerdi.

Evin aynı zamanda açıydı. Hemen kenarda milföylü böreklerden ağzına bir lokma atınca eline vurdu Handan.

"Otlanma, içeri götür hadi."

"Emredersiniz sultanım."

Oğlunun elinde börek tabağını alıp bir lokma alıp yiyerek gidince kızarak seslendi.

"Tuncer!"

"Eşek sıpası, annen ne kadar uğraştı onunla biliyor musun?"

Eşi üstünde karısıyla uyumlu mavi çiçekli önlükle kapıda dikilmiş kaşları çatık oğluna bakıyordu.

NevraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin