10)Kuzen gecesi

1K 46 13
                                    

Burak Bulut & Kurtuluş kuş - Manolya

(...)

Silah sesini duyduktan sonra ellerim titremeye başladı krizim başlıyordu ellerimi kulaklarıma doğru götürürken yanımda Yatan Sercanı görünce bir çığlık atıp geriye doğru 1-2 adım attım. yere çömelerek ağlamaya başladım. Keskin ailesinin bana doğru geldiklerini gördüm ama onlar yetişmeden Adal denen adam yanıma çoktan gelmişti. Bir şeyler konuştu ama duymadım. Sonra Çağrı geldi. Elinde yedek tuttuğu astımım vardı. Ağzıma doğru sıktı. Ardından derin nefesler almaya çalıştım.

"Çağla iyi misin?" diye soran Adala baktım. ardından Çağrıya

Ani bir refleksle Çağrıya sarıldım ve dudaklarımdan hıçkırık sesleri duyuldu. Çok ağlıyordum. Bu ailemi bana iyi gelmedi yoksa ben mi onlara iyi gelmedim bilmiyorum.

Çağrı geçirdiği şaşkınlıktan sonra kollarını belime doğru sardı.

"Geçti artık burdayız" dedi. Sonra ondan ayrıldım. Adalı Es geçerek Göktuğa doğru yürümeye başladım. ama halim olmadığı için Göktuğ yanıma gelip beni kucağına aldı.

"Herşey geçecek sana söz veriyorum" dedi ve bir yere doğru gitmeye başladık.

Göktuğdan Devam

Abimin yaptığı plandan sonra Polislerde dahil hepimiz attığı konuma gitmiştik. Çağla oradaydı. Çok korkmuşa benziyordu. Sercan bizi görünce Çağlanın kafasına silah dayadı ben hareketlenince babam durdurdu. Bekledim. Sonra bir silah sesi. 

vurulanın Çağla olduğunu düşünmüştüm ama Sercandan önce polisler sercanı vurmuştu. Koşarak yanına gittim kriz geçirmiş bir şekilde çağrıya sarılıyordu. beni görünce bana doğru gelmeye başladı ama hali olmadığı için ben onu kucağıma alarak eve gitmeye başladık.

(...)

Eve geldiğimizde Çağla hala kucağımdaydı ve kafasını göğsüme gömmüş uyuyordu. bizi görünce Annemler ayaklandılar.

"Çağla! iyimi o noldu ona" dedi Annem endişeyle

"Anne sakin ol uyuyor sadece" dedim ve yukarı çıkmak için asansörün olduğu tarafa yöneldim.

Çok güzel uyuyordu küçüğüm. daha çok küçüktü kim bilir o dört duvar arasında neler yaşamıştı. herşeyini içine gömmüş kimseye anlatmıyordu. Gözleri her zaman sulu dokunsan ağlayacak gibi duruyordu. Şerefsizler ne yaptılarsa travma yaşamış ve hala unutamıyordu miniğim.

yukarı çıktığımızda onun odasının kapısını ayağımla itekleyerek açtım. daha sonra onu yatağına yatırıp saçlarından öptüm. Bebek gibi kokuyordu. 

bu zamana kadar bebek gibi yetiştirilmese de biz burda ona bu yaşında bebek gibi bakacağız. Ona son kez baktım ve odadan çıkıp aşağı indim.

bütün aile salonda oturmuştu beni gördüklerinde Ayağı kalktılar.

"torunum nasıl?" dedi Dedem.

"iyi iyi merak etmeyin sadece biraz dinlenmesi gerek çok kötü şeyler yaşadı" dedim. Sonra Gedize baktım gözleri gözlerimle buluşunca gözlerini kaçırdı. belli ki yaptığından çok fazla utanıyordu.

"Seninle daha sonra konuşuruz abicim" dedim Gedize

Gediz ise sadece başını sallamakla yetindi. Aile büyükleri birşey anlamadıkları için de olayı kurcalamadılar ve herkes işine geri döndü. Ama sürekli olarak Çağlanın odasına girip çıkıyorlardı. Hemen bu evden gitmek lazım.

Çağladan devam

"Seni kimse sevmiyor anlasana artık bunu"

"ölmeyi bile beceremiyorsun ölsene kızım sen"

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin