34. bölüm

167 15 3
                                    

33. Bölüm biraz kısa olduğu için bu bölümden devam edeceğim..

"Jungkook"

Arkamda duyduğum ses ile bakışlarımı o tarafa çevirdiğim de gördüğüm beden ile kaşlarımı çatmıştım.

"Woosung ne işin var senin burada?"

Yüzünde ki gülümseme ile tam dibimde bittiğinde yüzüme doğru eğilerek konuşmuştu.

"Seni görmeye geldim.."

Aramızda ki yakın mesafeden rahatsız olarak geriye doğru adım attığım da ellerini montunun ceplerinden çıkarmıştı.

"Senii görmeye geldim derken?"

"Ah senin için üzüldüm bebeğini kaybetmişsin bende haberi duyar duymaz soluğu sende aldım.."

"Üzülmüş halin bu mu?"
Duyduğum jimin'in sesi ile bakışlarımı yan tarafıma çevirmiştim.

"Gerçekten merak ediyorum woosung üzüldün mü yoksa bebeği bahane edip jungkook'u mu görmeye geldin?"

Tek kaşını kaldırarak yanımıza geldiğin de kaşlarımı çatmıştım. Ne demek istemişti şuan da?

"Ne saçmalıyorsun jimin bilmiyorum ama ben her ikisi içinde geldim üz-"

"Hadi ama dostum okul'a geldiğinden beri bakışların yada bakışlarınız hep jungkook'un üzerindeydi şimdi yalan konuşmaya ne gerek var ki?"

Woosung jimin'in sözleri karşısında gülerek kafasını eğmişti.

"Çok akıllı bi oğlansın buna bir şey diyemem ama akıllı olduğun halde de bir o kadar da salaksın.."

Duyduğum cümleler ile gözlerimi büyüterek woosung'a döndüğüm de yüzünde ki gülümseme ile hâlâ jimin'e baktığını görmüştüm.

"Hahaha şakacı çocuk seni.."

Jimin gülerek bir elini woosung'un omuzuna koyduğun da kavga çıkacağına emin olarak jimin'in kolundan tutmuştum.

"Ee şey woosung sen istersen şimdi gi-jimin!"

Jimin'in woosung'a yumruk atması ile elim ağzıma gittiğin de yoongi ve diğerleri evden çıkarak bizim olduğumuz tarafa koşarak gelmişlerdi.

"Jimin!"

Yoongi hyung jimin'in kolundan tutarak woosung'un üzerinden çekerek aldığın da bakışlarımı elinin tersiyle dudağının kenarını silen woosung'a indirmiştim.

"Ne oluyor burada?! Derdiniz ne sizin tanrı aşkına?!"

Namjoon hyung bağırarak jimin'e baktığın da woosung'un önüne elimi uzatmıştım.

"Jungkook ne yap-"

"Kes sesini jimin!"

Jimin'in sözünü keserek konuştuğum da woosung elimi tutmuştu.

"Ne demek kes sesini ya?! Bana ne dedi sende duydun! Daha ne bana bağırıyorsun?!"

Jimin'in cümlelerini duymazdan gelerek woosung ayağa çektiğim de rowoon hyung ile soobin hyung yanımıza gelmişti.

"Bir sorun mu var bay kim?"

"Hay-"

"Var! Bu piçi bahçeden atın bir daha da girmesin gerekirse!"

Jimin bağırarak arkasını dönüp eve doğru ilerlemeye başladığın da derin bir nefes alarak geri bırakmıştım.

"Yoongi hyung jimin'e karşı çıktığım için özür dile-"

"Sorun değil jungkook ben şimdi bakarım ona" Yoongi hyung sözümü keserek jimin'in arkasından koşarak ona yetiştiğin de üzgün bakışlarımı woosung'a çevirmiştim.

"Ben gitsem iyi olur Jungkook sonra görüşürüz " gülümseyerek elimi bırakıp arkasını dönüp demir kapıya doğru ilerlemeye başladığın da omuzumda bir el hissetmiştim.

"Seni anlıyorum Jungkook acın hepimize karşı çok derin ve çok taze inan bizimde senden bir farkımız yok ama henüz yeni tanıdığın kişilere fazla güvenip de yakınlarını kırma lütfen bu her iki tarafa da zararlı olur, anlatabildim umarım.."

"Üzgünüm hyung.."

Kafamı eğerek fısıldar bir tonda konuştuğum da Jin hyung bedenimi kolları arasına almıştı. Jimin'in dediği cümleler hâlâ aklımda dolaşıp duruyordu. Ne demek istemişti orada tam olarak?

Woosung ve woojin'i bakışları ilk günden üzerimdeydi zaten buna azda olsa şüphe etmiştim ama şimdi benimle yakın olması biraz garibime gitmişti.

Kim ilk günde tanıdığı biri ile yakın olmak isterdi ki? Hemde kötü bir zamanda?


Bir sonraki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın


Mafia school - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin