"16. Hafta" (m)

2.1K 232 182
                                    


16 hafta

Sevgili oğlum, oldukça rahat geçen hamileliğin yanısıra, birkaç kas ağrısı dışında sorunum olmaması gerekiyordu. Beni seven bir eşim, kucağımda yatıp mırıldanarak karnımı dinleyen bir kedim, çokça param ve rahat bir hayatım vardı.

Ama ben kötü hissediyordum.

Nedenini bilmediğim bir şekilde, içime oturan bir öküz, bir ağlama isteği vardı. Başta hamilelikle ilgili olduğunu düşünmüştüm ama bu farklı bir şeydi sanki. Bastıran bir his, bir yoğunluk, bir sızı.

Bir eksiklik. Her şeyin tam olsa bile bir yanının yarım kalmasını sağlayan bir şey.

Bir sızı ya da. Burnumun direğini sızım sızım sızlatan bir şey.

O gün netleştiremedim, ama bir sonraki gün anladım ne olduğunu, ölüm yıldönümünde. Hyunjin'le birlikte baba olma hayalleri kurarken, babasızlığım yakıyordu canımı.

Babam vardı, ona rağmen babasızdım ya, bu daha kötüydü.

Ölmüş gitmiş adamın arkasından ağlamayacaktım elbette. Beni yarım bıraktığından ağladım. Ölüyken değil; yaşarken.

16 hafta, 1 gün

Bir kolum babanın, öbür kolum anneannenin kolundayken, dedenin mezarını ziyarete gittik. Hyunjin bu beni üzdüğünden kötü bir fikir olduğunu söylese de, ısrarlarıma dayanamadı.

Ölümünden beri, ilk kez görmeye gittim onu. Mezarının başına geldiğimizde, kenarına oturdum. Aklımdan çok şey söylemek geçiyordu, ama dilim hiçbirine varmadı. Zaten annem de, eşim de üzerime titriyordu; onları daha da üzmek istemedim.

Biraz ağladım, biraz iç çektim. Toprağını suladım, eşimin kolunda mezarlıktan çıktım.

Dağ gibi güçlü bir alfa, büyük patron Lee, eskiden esip gürlerdi. Bir bağırışıyla ağaçlar sallanır, adımlarıyla yer titrerdi. Ama şimdi çıtı çıkmıyordu. Ah be baba, şimdi hiç güçlü değilsin. Yaşarken de şöyle bir an sussaydın da babam diyip sarılsaydım sana.

Neyse, iyi uykular baba.

16 hafta, 2 gün

Olivia'dan aldığım telefon üzerine, bir kafede buluşmak için sözleştik. Hyunjin beni kafeye bırakıp işe giderken, ben de bir masaya oturmuş beni bekleyen kardeşimin yanına gittim.

Yüzünde çok net okunan telaşlı bir ifade vardı. "Ne oldu Oliv?" Diye sordum karşısına otururken. "Bir şey mi oldu?"

"Hoşgeldin abi. Seninle konuşmak istedim... Önce siparişlerimizi verelim." Garsona el etti, kendisi ve benim için sipariş verdi.

Siparişler gelene kadar sabırla Olivia'nın konuşmasını bekledim ama sesi çıkmadı. Siparişler de geldiğinde suskunluğu devam edince, dayanamayıp yeniden sordum. "Şimdi söyleyecek misin Olivia?"

"Pekala..." Olivia iki eliyle sımsıkı kahve bardağını tutuyordu. Kafasını kaldırdı, direk olarak gözlerime baktı. "Annem birisiyle görüştüğümü öğrendi." Gözlerindeki korkaklık çok net okunuyordu.

Bense gülerek karşılık verdim. "Ee Olivia... 22 yaşındasın, buna da kızacak hali yok ya?"

"Öyle... Ama kızacağını biliyorum çünkü sevgilim..."

"Hm?" Kaşlarımı kaldırarak konuşması için yüzüne baktım.

"Annem... Alfalardan uzak durmamı söylemişti... Hatta bu konuda şiddetle uyarmıştı ama... Ben... Bir alfayla görüşüyorum."

Pregnant Diary | Hyunlix ﴾ Omegaverse ﴿ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin