"20. Hafta"

1.6K 208 199
                                    


20 hafta

Minik mısırım... Ellerin, ayakların, vücudun ve küçük pipin... Nasıl da belirginsin artık. Resmen içimde büyüyen küçük bir insansın ve bu hissin karşılığı hiçbir dilde yok. Daha doğmadan en kıymetlim, aşkım, biricik bebeğim...

Baban, seni kucağına aldığında baba olacaktı. Ama ben şimdiden senin babandım... Ya da annen, ne bileyim karışık işte buralar.

Öyle sabırsızım ki sana sarılmaya, seni kucağıma almaya... Öyle merak ediyordum ki seni, bu sabırsızlık öldürüyordu beni. Ama sabırsız da olmamak lazım. Her şey, zamanında güzeldi.

Prensesliğimin tadını çıkartmam gerekiyordu yalnızca...

20 hafta, 1 gün

Yine midem bulanmaya başlamıştı. Hayır, bulanmıyordu. Yanıyordu. Saçların ve tırnakların oluşmaya başladığından, bunun oluşması normaldi elbette, ama bir de bana sor. Yine yemekten kesilmiştim.

Karnım iyice büyümüştü. Dolayısıyla nefes alıp verişim gittikçe zorlanıyordu. Sanki büyüdükçe organlarımı sıkıştırıyor, hareket etmesi zor bir hale getiriyordun beni. Mesanemi stres topu gibi sıktığın ve sürekli tuvelete çıkarttığın günler de geri gelmişti. Ama sorun değildi elbette, hareket etmesem de olurdu. Yatak hapsine alışkındım zaten.

Düşük tansiyon sorunum da hala devam ederken, ödem sorunuyla da yeni yeni tanışıyordum. Ayaklarım, ellerim şişiyordu bolca. Azıcık bir yürüsem hemen kesiliyor, uzanıyordum.

Hamileliğin ilk günlerinde yaşadığım tüm sorunlar, seviye atlamış bir şekilde beni bölüm sonu canavarına hazırlıyordu.

20 hafta, 2 gün

Hah, bir de şey. Azgınlık. Sevişme işi yine riskli olduğundan, doğuma kadar yapmamamız gerekiyordu. Ama sürekli uyarılmak istiyordum. İyice büyüyen göğüslerim, sürekli bir yerlere sürtünme ihtiyacı duyan kalçam beni geceleri asla rahat bırakmıyordu.

Baban yine gece yarısı uyandırılıp beni tatmin etmesinin rica edildiği gecelerine geri dönmüştü. İçime... Pekala, bu sayfayı da yırtacağım sanırım.

İçime koymadan sevişmenin ne olduğunu tamamen öğrenmişti artık. Ama bende yeni bir korku oluşmuştu; vücudum.

Önceden ince vücudum, süt gibi beyaz tenim görüntüsüyle bile babanı azdırabiliyordu. Ama artık eskisi gibi değildim...

Karnım kocamandı. Yatakta soldan sağa dönerken bile belim ağrıdığından yaşlı amca sesleri çıkartıyordum. Büyüyen karnımda, kalçalarımda çatlaklar oluşmuştu. Tırnaklarım hiç kanım yokmuş gibi bembeyazdı. Saçlarım az da olsa dökülüyordu.

Hyunjin, hiç benden soğuma belirtisi göstermemişti elbette. Ama senin yüzünden, hormonlarım yüzündendi işte minik mısır. Yetersiz, çirkin hissediyordum. Zaten içime koyamayan babanı tatmin edememekten korkuyordum.

20 hafta, 3 gün

"Felix'im~" Hyunjin işten geç dönmüştü. Eve gelir gelmez hızla bir duş almış, doğruca yatağımıza gelmişti. Bense çoktan battaniyeye sımsıkı sarılmış, ona sırtımı dönmüştüm.

Eliyle omzuma dokundu. "Sımsıkı sarılmışsın, üşüyor musun? Isıtıcıyı arttırayım mı?"

Sözlü bir cevap vermedim, omuzlarımı silktim. "Özür dilerim bir tanem..." Omzuma eğildi, elini bir anlığına kaldırarak elinin altında kalan yeri öptü. "Geç kalmak istememiştim. Ama yarın tüm günümü sana ayırmak için geç kaldım. Kızdın mı bana?"

Pregnant Diary | Hyunlix ﴾ Omegaverse ﴿ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin